Kunut duâları

Mücahit Bey: “1- Arabistan ile 1 saat farkımız var. İmam namaza başlarken ben de akşam namazı niyetine değil de ‘Niyet ettim Allah rızası için namaz kılmaya, uydum Medine’de hazır olan imama’ desem ve bu imamın okuması ile namaz kılsam olur mu veya ne gibi bir niyet etmem lâzım? 2- Sıkıntılı zamanlarda Peygamber Efendimiz (asm) kunut duâsı okurmuş. Farklı kunut duâları olduğunu da duydum. Kunut duâlarını internetten aradım, ama bulamadım.. Kunut duâlarını yazar mısınız?”

İMAM İLE CEMAAT AYNI MEKÂNLARDA BULUNMALI

Ülkemizde namaz vakitleri Arabistan’dan yaklaşık bir saat geç giriyor. Dolayısıyla orada namaz vakti girdiğinde bizde henüz girmemiş oluyor. Yani orada bir namaz farz olduğunda bizde henüz farz olmamış oluyor. Çünkü bizde vakti girmiş olmuyor. Vakti girmemiş bir namaz için niyetlenmeye ve bu namazı farz olarak kılmaya ise imkân bulunmuyor.

Diğer yandan namazda tâbi olduğumuz imam ve imama tabi olan cemaatin her bir ferdi, aynı mekânda saf tutmuş olmalıdırlar. İmam ile cemaat ayrı ayrı mekânlarda bulunamaz. Cemaat başka bir mekândaki imama radyo ve sâir araçların yayınları marifetiyle sesine ve görüntüsüne ulaşsa dahi, namazda ona uyamaz. Allah size Medîne’de kıldıran imama Medîne’de uymayı nasip etsin. Amin.

HANEFÎLERİN KUNUT DUÂSI

Hanefi mezhebince okunan kunut duâsı şöyledir:

“Allahümme innâ nesta’înüke ve nesteğfiruke ve nestehdîke. Ve nü’minü bike ve netûbü ileyke ve netevekkelü aleyke ve nüsnî aleyke’l-hayra küllehû neşküruke velâ nekfüruke. Ve nehla’u ve netrukü men yefcüruke. Allahümme iyyâke’na’büdü ve leke nüsallî ve nescüdü ve ileyke nes’â ne nahfidu nercû rahmeteke ve nahşâ azâbeke. İnne azâbeke bi’l-küffâri mülhık.”

OKU:   Eşler cemaat oluşturarak namaz kılabilirler mi?

Mânâsı: “Allah’ım! Biz Sen’den yardım isteriz. Günahlarımızı bağışlamanı ve bize hidâyet vermeni dileriz. Sana îman ederiz, Sana tövbe ederiz. San’a tevekkül ederiz. Sen’i senâ ederiz. Bütün hayrın Sen’den olduğunu bilir ve Sana teşekkür ederiz. Sana nankörlük etmeyiz. Allah’ım! Biz ancak Sana ibâdet ederiz. Ve Sen’in için namaz kılarız ve secde ederiz. Ve Sana koşarız. Severek ibâdet yaparız. Rahmetini umarız. Ve azâbından korkarız. Muhakkak Sen’in azâbın kâfirlere ulaşır.”

HANBELÎLERİN KUNUT DUÂSI

Hanbelîler kunut duâsına bu duâ ile başlamakla berâber, daha uzunca yaparlar. Onlara göre kunut duâsının devamı şöyledir:

“Allahümme’hdinâ fîmen hedeyte ve âfinâ fîmen âfeyte ve tevellenâ fîmen tevelleyte ve bârik lenâ fîmâ a’tayte ve kınâ şerra mâ gadayte inneke sübhâneke takdî velâ yukdâ aleyke innehû lâ yezillü men vâleyte velâ ye’ızzü men âdeyte tebârekte Rabbenâ ve teâleyte. Allahümme innâ ne’ûzü biridâke min sehatike ve biafvike min ukûbetike ve bike minke lâ nuhsî senâen aleyke ente kemâ esneyte alâ nefsike.”

Mânâsı: “Allah’ım! Hidâyet buyurduğun kimseler içinde bize de hidâyet nasip eyle! Âfiyet verdiğin kimseler içinde bize de âfiyet ihsan eyle! Kendisine dostluk gösterdiğin kimseler içinde bize de dostlukta bulun! Verdiğin şeylerde bize bereket nasip et ve onları bizim için hayırlı kıl! Hükmettiğin kazâların şerrinden bizi koru! Şüphesiz ki Sen, noksanlıklardan münezzeh olup her şeye hükmedersin. Ve Sana karşı da hükmedilemez. Üstün kıldığın kimse hor ve zelîl olmaz. Alçalttığın kimse de şeref ve izzet bulamaz. Sen kutlusun Rabbimiz, Sen yücesin. Allah’ım! Biz, gazabından rızâna sığınırız. Cezândan affına sığınırız. Seni hakkıyla övemeyiz. Sen Kendini övdüğün gibisin.”

OKU:   Hata beşeriyetimizin şe’nidir!

ŞAFİÎLERİN KUNUT DUÂSI

Şafiiler bu duâya ilâveten şu cümleyi de okurlar:
“Feleke’l-hamdü alâ mâ gadayte estağfiruke ve etûbü ileyke ve sallallahü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim.”

Mânâsı: “Allah’ım! Hükmettiğin her şeyle ilgili olarak hamd Sana mahsustur. Sana istiğfar ediyoruz. Sana tövbe ediyoruz. Efendimiz Muhammed’e (asm), O’nun (asm) âl ve ashabına salât ve selâm olsun.”

FARKLILIK ZENGİNLİKTİR

Bu duâların neden farklı metinler içerdiğine gelince: Dinimiz duâ bakımından farklı alternatifler sunmuştur. Bu bir zenginliktir. Her bir duâ, bizzat Peygamber Efendimiz’in (asm) yaptığı duânın tâ kendisidir.

Esas olan duâ yapmak ve Allah’a sığınmaktır. Her bir duâda bu istidat vardır. Her birisi Allah’a sığınan kalbimizin haşyetine ve hulûsuna tercüman olacak niteliktedir. Kalbimizin Allah’a dönmesi şartıyla, hangi duâyı okumuş olursak olalım; inşallah makbuldür.

Benzer konuda makaleler:

image_pdfimage_print

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir