Güneşin durdurulması mu’cizesi üzerine

Yozgat’tan Rabia İlhan: “Peygamber Efendimiz’in (asm) mu’cizelerinden çokça bahsettiğimiz, “Hz Peygamber’in ikindi namazını kaçırması ve Allah’ın güneşi tekrar geriye getirmesi, zamanı geri alması” rivayeti sahih midir? Gerçekten olmuş mudur? Delilimiz nedir? Hadis dersinde bunu ispatlamam gerekir. Yardımcı olursanız sevinirim.”

 

GÜNEŞİN VAHYE BOYUN EĞMESİ

Resulullah Efendimiz’in (asm) hayatında güneşin tehiri üç defa vuku bulmuştur.

1- Hendek Savaşı esnasında, bir ikindi vakti Peygamber Efendimiz (asm) ikindi namazı kılıncaya kadar güneş batmamıştır.

2- Peygamber Efendimiz (asm) Kureyşlilere Mi’rac mu’cizesini anlatırken, delil olarak yolda bir Kureyş kervanı gördüğünü, bu kervanın güneşin doğmasıyla birlikte geleceğini söyler. Fakat kervan gecikince, Allah’a duâ eder ve güneşin doğması geciktirilir.

3- Hazret-i Peygamber (asm) Hazret-i Ali’nin (ra) dizlerine yaslanıp uyumuştu. Bir rivayete göre bu bir vahiy gelme anıydı. Oysa Hazret-i Ali (ra) ikindi namazını henüz kılmamış, fakat Peygamber Efendimiz’i (asm) rahatsız etmemek için söyleyememişti. Bu esnada Hazret-i Peygamber (asm) uyandı. Hazret-i Ali’nin (ra) ikindi namazını kılmadığını öğrendi ve güneşin tekrar geri gelmesi için duâ etti. Güneş geri geldi. Hazret-i Ali (ra) ikindi namazını kıldıktan sonra güneş tekrar battı.

Güneşin durdurulma mu’cizesi başka peygamberlerin hayatlarında da vaki olmuştur.1

Peygamberlerin duâsıyla, bilhassa son Peygamber Hazret-i Muhammed’in (asm) iltimasıyla güneşin durdurulmasının hikmetini Risale-i Nur’da da buluyoruz. Şöyle ki: Bütün memleketi ışıklandıran büyük bir nur lambası olan güneşin, Peygamber Efendimiz’in (asm) işaret ve emirlerine boyun eğmesi, “Evet, evet; her dediğin doğrudur.” manasına gelir.2

OKU:   Güneş batıdan doğunca

İNSAFSIZ TENKİTLERE DİKKAT!

Öncelikle şunları hatırlatmakta yarar görüyoruz:

1- Hadis dersinde bir hadis, rivayet zincirinin sıhhati açısından incelenebilir, tartışılabilir. Rivayet zincirindeki zevat açısından zayıf görülebilir, sahih görülebilir. Esasen bunlar hadis tahsil edenlerin de hakkıdır.

2- Fakat hadis okuyanların kılavuzu ehl-i sünnet uleması olmalı, asrımızın ulemai’s-sû’ unvanına lâyık münkir ve mukallit münekkitleri olmamalıdır. Asrımız münekkitleri hadisleri toptan kabul etmiyorlar, “Kur’ân bize yeter” diyorlar. Kimi İlahiyatçılar da maalesef bu menhus yaklaşımın ağına düşüyor.

3- Oysa konu hadis tenkidi ise… Ehl-i sünnet çizgisi bize yeter. Âlimler eskiden de pekâlâ rivayet tenkidi yaptılar. Ama edeple, insafla ve ilimle yaptılar. Onlar sahih hadisleri zayıflarından ayıkladılar ve aldılar. Hadislerin tamamını kapının dışına koymadılar. Meselâ Buhari, Müslim, Nesai, Tirmizi, Ebu Davud, İbn-i Mace bunlardandır. Bilhassa Buhari ve Müslim şiddetli tenkitlerden sonra ortaya koydukları sahih hadislerle ümmetin makbulü olmuşlardır.

BU, AYIN İKİYE AYRILMASI GİBİ BİR MU’CİZEDİR

4- Biz hadis dersinde tartışırken muhataplarımızı insafsız münekkitlerden saymayalım, eyvallah. Onların hadis usûlü duyarlılığıyla bahsettiğiniz hadisi eleştirdiklerini farz edelim.

5- O zaman şu bilgileri paylaşalım: “Güneşin durdurulması mu’cizesi” ile ilgili hadisi, Tahavî, Taberâni (Kebir’inde), Hâkim ve Beyhakî (Delail bölümünde) rivayet etmişlerdir. İbn-i Cevzî ve İbn-i Teymiyye de bu hadisi sıhhatli bulmamışlardır.

6- Hükümleri dört mezhepte hüccet sayılan İbn-i Hacer, bunun parlak bir mu’cize olduğunu belirtmiş ve bu hadisi uydurma sayan İbn-i Cevzî ile İbn-i Teymiyye’yi eleştirmiştir.3

OKU:   Peygamber mu´cizeleri

7- Hadis âlimlerinden el-Aynî, Umdetu’l-Karî adlı Buharî şerhinde bu hadisin sıhhat ölçülerini taşıdığını, İbn-i Cevzî’nin eleştirilerini hak etmediğini belirtmiştir.

8- Buharî’nin şeyhi Hafız Ebu Cafer Ahmed b. Salih el-Mısrî, bu hadisi ayrı iki yoldan rivayet etmiş ve “bu hadisi göz ardı etmenin ilim yolunda olan bir âlime yakışmadığını” belirtmiştir. (bk. Şebeketu’l-hak).

9- Hafız Heysemî, Taberanî’nin bu hadisle ilgili yaptığı rivayetlerinden birinin senedindeki ravilerin Sahih-i Buharî’nin ravileri olduğunu belirtmiştir.4

10- Aclunî de, Tahavî’nin ve Kadı Iyaz’ın bu hadisi sahih gördüklerini, İbn Mende, İbn Şahin, İbn Merduye gibi hadis âlimlerinin bu hadisi -farklı yollarla- rivayet ettiklerini,

Taberanî’nin de hasen bir senetle Hem Kebîr’inde, hem Evsat’ında bu hadisi rivayet ettiğini belirterek, hadisin sahih olduğuna işaret etmiştir.5

11- Zaten bu hadise ayın ikiye yarılması gibi bir mu’cizedir. Yani benzeri vardır.

Dipnotlar:
1- Buhari, Humus, 8; Nikâh, 58; Müslim, Cihad, 32.
2- Sözler, (22. Söz, 1. Makam, 11. Bürhan) s. 261.
3- İbn Hacer, Fethu’l-Bârî, 6/222
4- Zevaid, 8/297.
5- Aclunî, 1/428.

Benzer konuda makaleler:

OKU:   “Veren el alan elden üstündür” hadisini açıklar mısınız?

image_pdfimage_print

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir