Nurettin Bey: “Dünyada en sağlam itikat nedir? Risale-i Nur’da adı geçen İmam-ı Matürüdî ile İmam Eş’ari’nin birleştiği noktalar nelerdir?”
YÜZLERCE KEZ İŞLENEN BİR İTİKAD
Dünyada en sağlam itikat, ehl-i Sünnet itikadıdır. Çünkü yüzlerce kez işlenmiştir, delillendirilmiştir, bir kuyumcu titizliğinde ayara vurulmuştur ve hep 24 ayar olduğu ispatlanmıştır.
Ehl-i Sünnet itikadını saykala vuran ve işleyenlerin başında iki itikadî mezhep gelir: Matüridiler ve Eş’âriler.
Ehl-i Sünnet itikadını işleyip ispatlayanların sonuncusu ise asrımıza ve istikbale damgasını vuran Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri ve onun kaleme aldığı Risale-i Nur Külliyatıdır.
Yüzlerce asfiya, muhakkik, âlim ve imam ise her asırda gelmişler ve ehl-i sünnet itikadına karıştırılmak istenen batıl fikirleri bertaraf emiştir.
İmam Matüridi ile İmam Eş’âri’nin birleştiği noktalar Ehl-i Sünnet itikadını oluşturuyor. Bu açıdan iki imamın birleştiği noktaları bilmek önemlidir.
Kısaca özetleyelim:
İMAM-I MATURİDÎ İLE İMAM EŞ’ARÎ’NİN BİRLEŞTİĞİ NOKTALAR
İki imamın birleştiği noktalar şunlardır:
1. Allah kadim olan zatı ile vardır ve birdir. Her şeyi O yaratmıştır. İbadet edilmeye hakkı olan da, layık olan da O’dur. Kâmil sıfatları vardır. Bu sıfatlar ezelîdir. Allah’ın isimleri tevkifidir, yani vahiyle bildirilen isimleri söylemek uygun olup, bunlardan başkasını söylemek uygun değildir.
2. Kur’ân-ı Kerim Allah kelâmıdır, O’nun sözüdür. Allah Kur’ân-ı Kerim’i harf ve kelime olarak gönderdi. Bu harf ve kelimelerin mânâsı, Kelâm-ı İlahiyi oluşturmaktadır. Bu harflere, kelimelere Kur’ân denir. Kur’ân ezelîdir ve ebedîdir.
3. Mü’minler Allah’ı Cennette, yönden münezzeh olarak, nasıl olduğunu bilmeyerek ve ihatasız olarak göreceklerdir. Allah’ın nasıl görüleceği düşünülemez. Çünkü O’nu görmeyi akıl anlayamaz.
4. Allah dünyada görülemez. Bu dünya ve insanın bu dünyadaki yapılışı O’nu görmek nimetine kavuşmaya elverişli değildir. Hz. Musa, peygamber olduğu halde bu dünyada göremedi. Peygamberimiz (asm) miraç gecesinde Allah’ı gördü ise de, o görüş bu dünyada gerçekleşmedi, ebedî âlemde gerçekleşti.
5. Allah insanları yarattığı gibi, insanların işlerini de O yaratıyor. İyi ve kötü işlerin hepsi O’nun takdiri ve dilemesi iledir. İnsan kendi iradesi ve kuvveti ile iş yapar. Bundan dolayı da insan kendi yaptıklarından kendisi sorumludur.
6. Peygamberler Allah tarafından seçilmiş, gönderilmiş insanlardır. Onların Allah’tan getirdikleri her haber doğrudur. Peygamberlerin getirdiği haberlerde yanlışlık yoktur.
EHLİ SÜNNETTE AHİRET İNANCI
7. Ölüm, kabir azabı, kabirde Münker ve Nekir adlı meleklerin soru sorması, kıyamet günü göklerin yarılacağı, yıldızların yollarından çıkıp dağılacakları, yer kürenin, dağların parçalanması, ardından yeniden yaratılış, yani ruhların cesetlere girmesi ve herkesin mezardan çıkışları, mahşer yerinde toplanmaları, mahşer gününde sual ve hesap, iyiliklerin ve günahların tartılması, Cehennem üzerinde sırat köprüsü vardır. Bunların hepsi haktır.
8. Mü’minlere mükâfat ve nimet için hazırlanmış olan Cennet de, kâfirlere azap için hazırlanmış olan Cehennem de şu an mevcuttur. Her ikisini de Allah yoktan var etmiştir. Cennet ve Cehennem ebedîdir. Zerre kadar imanı olan ve bu iman ile ahirete göçen kimseler Cehennemde ebedî kalmayacaklardır.
AMEL İLE İMAN AYRI MESELELERDİR
9. Amel imandan bir cüz değildir. İbadetler imana dâhil değildir. Farzların farz olduğuna inanıp, tembellikle yapmayan kimse kâfir olmaz. Mü’min ne kadar büyük günah işlerse işlesin imanı gitmez. Ancak farzlara ve haramlara, olduğu gibi inanmak lazımdır. Emir ve yasaklardan herhangi birine inanmamak veya değiştirmeye kalkışmak imanı giderir.
10. Dinî deliller müçtehitler için dörttür. Bunlar Kitap, Sünnet, icma-i ümmet, kıyas-ı fukahadır.
11. Tenasüh inancı, yani ölen insanın ruhunun başka bir insana geçerek, tekrar dünyaya döndüğü inancı dinde yoktur.
12. Allah’ın izni ile şefaat haktır. Kıyamet günü Peygamberimiz (asm) Allah’ın izni ile günahkâr ümmetine şefaat edecektir. Nitekim Peygamberimiz (asm), “Şefaatim ümmetimden günahı büyük olanlaradır.” Buyurdu.
13. Peygamberin mucizesi, evliyanın kerameti ve salih müminlerin feraseti haktır.
Evliyanın kerameti, vefatından sonra da devam eder.
14. Her bidat dalalettir, sapıklıktır. Bidat, dinde sonradan yapılan şey demektir. Peygamberimiz ve dört halifesinin zamanlarında bulunmayıp da, onlardan sonra dinde meydana çıkarılan, itikat ve ibadet olarak yapılmaya başlanan değişikliklerdir ve büyük felâkettir.
Benzer konuda makaleler:
- Ehl-i Sünnet itikadı
- Arş’ın altındaki hazineden gelen ayetler
- Hayatımızın önemli dönüm noktaları
- Kabir hayatına hazır mıyız?
- Sünnet yaparken Kelime-i Tevhid getirmek
- Kabirde hocan kimdir diye sorulur mu?
- Kabirde hayat
- Düğünlerimizde sünnet ölçüsü
- İdam-ı ebedî ve Cehennem azabı
- İçimizdeki çetin mürşid: Vicdan!
- Ölümü yutan Sünnet-i Seniyye
- İmam Mâtürîdî
- Arş’ın anahtarlarını taşıyan âyetler
- İmam Maturidî kimdir?
- Ahirzaman ve Nefis