Evlerimizi mescid kılalım

Trabzon’dan erkek okuyucumuz: “İnsanın, eşi ve çocuklarına vakit namazı kıldırmasını değerlendirir misiniz? Ben eşime ve kızıma imamlık yaparak namaz kıldırabilir miyim? Bu durumda müezzin kim olacak?”

Yüce dinimizde fertlere farz olan her bir ibadet, aynı zamanda toplumsal birer değer de taşımaktadır. Nitekim oruç, zekât ve hac doğrudan sosyal muhtevalı birer ibadet oldukları gibi; namaz da evimizde olsun, camilerimizde olsun cemaatle kılınmaya teşvik edilmiştir. Böylece hemen her ibadette “insan” unsurunun mümkün olan en ileri düzeyde bir araya gelmesi ve kaynaşması hedeflenmiştir.

Her ne kadar namazı tek başına kılmakla zimmetten kurtulmuş oluyorsak da, mümkün olan her yerde cemaatle kılmak, tek başına kılmaktan daha faziletlidir. Peygamber Efendimiz (asm) namaz hususunda ümmetini sürekli cemaate yönlendirmiştir.

*Ebû Zer (ra) bildirmiştir: Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “İki kişi bir kişiden, üç kişi iki kişiden, dört kişi de üç kişiden daha hayırlıdır. O halde cemaate sarılınız. Çünkü Allah ümmetimi ancak hidayet üzere bir araya toplar. (Ümmetimin bir araya toplanmasında ancak hayır ve hidayet vardır.)”1

*Ebû Hüreyre (ra) bildirmiştir: Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Cemaatle kılınan namaz, kişinin tek başına kıldığı namazdan yirmi beş derece daha üstündür. Gecenin ve gündüzün melekleri sabah namazında bir araya gelirler.”2

*İbn-i Abbas (ra) bildirmiştir: Peygamber Efendimiz (asm) buyurmuştur ki: “Allah’ın himayesi ve şefkati cemaatin üzerindedir.”3

OKU:   Tahiyyetü´l-mescid namazı Hakkında

Namaz için en kâmil olanı, mümkünse camiye, mescide veya ibadet mahalline gitmektir. Çünkü Müslüman’ları ibadet niyetiyle Allah için bir araya toplayan en geniş kapsamlı yerler mabedler veya mabed hükmündeki yerlerdir. Camiye veya ibadet mahalline gitmek mümkün olmadığında bulunduğumuz yerde (meselâ, evimizde veya iş yerimizde) namaz mükellefi olarak kimler varsa bir araya gelip cemaat teşkil edebilir ve vakit namazını birlikte cemaatle kılabiliriz. Bu durumda yine namazın yirmi beş derece üstün feyiz ve sevabından inşaallah hissedar oluruz.

Bir dinlenme ve sığınma yeri gördüğümüz evlerimizi, çoluk çocuğumuzla birlikte mescid kılmamız mümkün. Çünkü çoluk çocuğumuzun ibadet sevgisini zihnine yerleştireceği ve kulluğunun bilincine varacağı en etkin birimlerin başında, hiç şüphesiz, kendini içinde bulduğu ve içinde kimliğini kazandığı yuvası ve ana ocağı gelir. Bu ocakta yaptığı ve tattığı ibadetlerin zevkini ve lezzetini ömrü boyunca unutmaz, etkisi ileri yaşlarda da kendisini ibadete yönlendirecek derecede inşallah silinmez, ruhunda hep o mutlu namazdan etkin izler kalır. Bu izler, onu Cennete kadar götürebilecek bir istikametin ilk adımlarını da teşkil edebilir.

Evlerimizde cemaat teşkil ettiğimiz zamanlarda içimizden seçeceğimiz imamın erkek olması, okuyuşunun düzgün olması ve namaz bilgisine sahip olması yeterlidir. Bu, evin reisi olabilir, evin rüşt çağındaki oğlu olabilir, baba veya dede olabilir veya yakın ve mahrem bir akraba olabilir. Cemaat sünnet-i seniyye üzere saf düzeni alır. Yani imamın arkasında erkekler, sonraki safta ise hanımlar ibadet için el bağlarlar. Çocuklar diledikleri yerde durabilirler. Namazların cemaatle kılınması için imamdan sonra, erkek veya kadın, bir kişinin cemaat olması yeterlidir. Müezzinliği cemaatten birisi, erkek olsun, hanım olsun fark etmez, yapabilir. Eğer cemaat içinde müezzinlik yapacak birisi yoksa, imam kendisi de yapabilir.

OKU:   Namazın ardından dua etmek sünnettir

Allah kabul etsin.

Dipnotlar:
1-Câmiü’s-Sağîr, 1/95
2-Buhârî, Ezan, 31; Salât, 87
3-Tirmizî, Fiten, 7; Nesâî, Tahrîm, 6

Benzer konuda makaleler:

image_pdfimage_print

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir