Hüseyin Bey: “Bediüzzaman rüyada Peygamberimizi görüyor ve O’ndan ilm-i Kur’ân talep ediyor. Peygamberimiz; “Sana Kur’an ilmi verilecek, ancak ümmetimden sual sormamak şartıyla.” buyuruyor. Verilecek olan Kur’ân ilminin sual sormama gibi bir şarta bağlanmasının hikmeti neler olabilir ?”
RİSALE-İ NUR KUR’ÂN İLMİNDENDİR
Burada, işin gerçek yüzünü Cenab-ı Allah’a bırakmak şartıyla, birkaç hikmetten söz edilebilir:
1-Verilecek olan Kur’ân ilmi Peygamber Efendimizin (asm) tasarrufuyla Kur’ân’ın semasından geliyor. Bu asrın insanına yeterlidir.
2-Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, Allah’ın takdir ve tavzifiyle, Peygamber Efendimizin (asm) tasarrufunu arkasına almıştır. Asrın müceddididir. İman, hayat ve şeriat alanlarında söz sahibidir. Mehdidir. O, bu yetkiyle her soruyu halledecek, fakat soru sormayacaktır. Soru sormaması, bu yetkinin alametidir.
3-Ümmetin soru sormaya değil; yıllardır birikmiş sorularına ve sorunlarına yığınla çözüme ihtiyacı vardır. Ümmet soru sorma, Bediüzzaman ise cevap verme makamındadır.
4-Soru sormak, öğrenme amaçlı olmadığında gizli kibir taşır. Oysa sırf cevap vermek, Allah’ın kendisine ihsan ettiği ilmi vermektir. Bu şükürdür. Bunda tevazu, şefkat ve ümmete yaklaşma vardır.
5-Peygamber Efendimiz (asm) ümmetinin sorularla rencide edilmesini istemiyor. Ümmetinin, gönderilen ilimle yolunu aydınlatmasını ve amel etmesini istiyor.
Benzer konuda makaleler:
- Bediüzzaman Neden Soru Sormazdı
- Verilen ilmi Kur´ân
- Bediüzzaman sırat köprüsünde kiminle görüştü?
- Allah kaldıramayacağı taşı yaratabilir mi?
- Hesaptan ve azaptan önce tebliğ
- Cehennem görünüyor mu?
- Risale-i Nur, Ehl-i Beyt-i Risâletin dairesidir
- Siyaset topuzu
- Risâle-i Nur dairesinin manevî kimliği
- Anglikan Kilisesi’nin sorularına cevaplar
- Manevî muhaverelerde Risale-i Nur
- Kâinatın alkışladığı gece
- Kur’ân’ın değiştirilmediğini nasıl anlarız?
- Kabeyi gördüğünde yapılan 1000 lerce dua
- Allah´a dostlukta unvanlar