Kur’ân’ın değiştirilmediğini nasıl anlarız?

Kaan Bey: “Kur’ân’ın değiştirilmediğini nasıl anlarız?”

 

ARAŞTIRIP SORUŞTURALIM

Kur’ân’ın indiği günden bu güne 1400 küsur yıl geçmiştir. Bu kadar yıl içinde Kur’ân’ın bozulup bozulmadığı konusunda içimize şüphe düşebilir. Bu aslında tahkiki iman arayışımızdandır. Bundan korkmayalım, soruşturmaya ve araştırmaya devam edelim. Eğer samimi olursak, Kur’ân’ın değiştirilmediğini, Allah’tan indiği şekilde aynen bu gün mevcut bulunduğunu anlamamız zor olmaz.

Düşünmeye şöyle başlayalım:

Kur’ân son İlahî kitaptır. Kur’ân’dan başka bozulmamış bir İlahî kitap yeryüzünde yoktur. Eğer Kur’ân bozulmuş olursa, şu hususlar mutlak şekilde gündeme gelecektir:

1- Bu kitap Allah’ın kitabı olduğuna göre, Kur’ân’ın bozulması hususunu bizden çok Allah’ın hesap etmesi ve önlem alması beklenir. Ya gönderdiği son kitabın bozulmamasını sağlayacaktır, ya da yeni bir kitap gönderecektir. Yeni bir kitap göndermediğine göre, bu işarettir ki, Allah’ın son gönderdiği kitap yeryüzünde sıhhatli biçimde mevcuttur.

GÜÇLÜ BİR ESERDEN BİR HARF BİLE OYNATAMAZSINıZ!

2- Kur’ân gibi Allah’ın son gönderdiği bir kitabın bir harfi bile değiştirilmiş olsa idi, bunu tarih ilmi saklamazdı. Kötü haber tez yayılır derler. Tarih ilmi saklasa, Müslüman olmadığı halde bütün dikkatleri Kur’ân üzerinde bulunan yabancı ve hatta İslâm düşmanı araştırmacıların gözünden kaçmazdı.

Bu gün Kur’ân’ın değiştirildiğini iddia eden dost değil, düşman da yok! O halde bizim zihnimize gelen, sadece vehimden ibarettir! Bu şuna benziyor: Şu an Karadeniz’in yerin dibine batmış olması mümkündür. Ama kesin bilgimiz var ki batmamıştır. Acaba batmış mıdır diye vehim yürütmemize gerek yoktur. Battığını iddia eden delil gösterir. Aksi takdirde boş iddia kesin bilgimize şüphe veremez.

OKU:   Kur´ân´ın sûre ve âyetlerinin tanzimi

Kur’ân’ın bozulmuş olabileceği vehmi de böyle boş bir zandan ibarettir. Bu iddiayı dile getiren, delil de getirmelidir. Delil getiremiyorsa bozulmamıştır; şüphe etmemize gerek de yoktur.

KUR’ÂN KORUNMUŞTUR

Öte yandan Kur’ân bizzat Cenab-ı Allah tarafından korunmuştur: Bir ayette Cenab-ı Allah, “O’nu biz indirdik ve O’nu koruyan da biziz”1 buyurarak zihinlerdeki vehimleri yıkmıştır. Bunu bu gün bazı testler yaparak tespit etmemiz zor değildir. Çünkü bu gün bilgisayar vesair her türlü teknik imkâna sahibiz.

Kur’ân’ı incelediğimizde bu kitabın doğrudan Allah’ın vahyi olduğunu ve hiç bozulmamış olduğunu gösteren hayret verici deliller buluruz. Bozulmuş olsa bu deliller zarar görecekti.

Mesela Kur’ân’da manası ile eş değer biçimde muhteşem bir matematiksel düzen vardır. “Allah katında İsa’nın durumu Âdem’in durumu gibidir”2 ayetini ele alalım. Ayet, İsa’nın (as) babasız yaratılışının Âdem’in (as) babasız yaratılışı gibi olduğunu söyler. Sayı olarak da bakıyoruz ki, hem İsa, hem Âdem kelimeleri Kur’ân’da dağınık şekilde toplam 25’er defa geçmektedir.

Keza, dünya ve ahiret kelimeleri ayetlerde dağınık biçimde toplam 115’er defa geçmektedir. Gün kelimesi ekleri olmadan ve yalın halde 365 defa geçmektedir.

Bütün bunlar ve daha nice tespitler bize Kur’ân’ın korunduğunu ve şifrelenerek bozulmanın imkânsız kılındığını göstermeye yeterlidir.

Öyleyse bu konuyu şüphe konusu yapmaktan çıkaralım.

Dipnotlar:
1- Hicr Suresi: 9
2- Âl-i İmran Suresi: 59

Benzer konuda makaleler:

OKU:   Kur´ân´ı gözüyle takip etmek, okumak sayılır mı?

image_pdfimage_print

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir