Ankara’da seminerimize katılan bir dinleyici: “Said Nursî’nin ‘ehl-i imanı birbirine bağlayan nuranî rabıtaları bilmemek’ sözünü açıklar mısınız? Bu rabıtalar nelerdir?”
Nurani Rabıtalar
Said Nursî Hazretleri bu sözü 1911 yılında Şam’da verdiği Arapça hutbede, âlem-i İslâm’ı orta çağda durduran sebeplerden birisi olarak zikrediyor. Bu cümleden anlaşıldığı gibi, ehl-i imanı birbirine bağlayan nurani bağlar vardır. Ehl-i iman bu bağlarla yaşar, bu bağlarla onur ve izzetini korur, bu bağlarla kimliğini bulur, bu bağlarla güçlenir, bu bağlarla İslâm dışı güçlere karşı kendini ifade eder, bu bağlarla dünya lideri olur, bu bağlarla zalim dünyayı iradesi ve adaleti önünde diz çöktürür.
Bu nuranî rabıtaların başlıcalarını sıralayalım: Kardeşlik, muhabbet, barış, merhamet, şefkat, yardımlaşma, paylaşma, hürmet, adalet, hürriyet, inanç birliği, maksat birliği.
Bu bağlar Kur’ân’a ait sosyal değerlerdir. Bu değerleri âlem-i İslâm gücünün, kuvvetinin sigortası bilmeli, ihmal etmemeli ve muhakkak hayata geçirmelidir. Aksi takdirde gücünün elden gideceğini bilmelidir. İşte aynen âyet: “Birbirinizle nizaa düşmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider.”
Bu gün âlem-i İslâm’ın her bir köşesi problem yumağıdır. Yukarıdaki altın değerler yaşanmadığından, her bir Müslüman kendi başının derdine düşmüştür.
Bunlardan acısı henüz taze ve dinmemiş olanı Rohingya Müslümanlarıdır. Budistlerin tasallutu altındadır. Budistler Rohingya Müslümanlarını dünyanın gözü önünde yakıp, yıkıp, kesip, öldürüp vatanlarından çıkardılar. Yok, böyle bir vahşet!
Dünya ne yaptı? Kınamalarla geçiştirdi.
Âlem-i İslâm ne yaptı? Kınamaya da cesaret edemedi!
Bazı duyarlı sivil vakıflar sadra şifa bir şeyler yapabildilerse, yapabiliyorlarsa ne âlâ! Bu vakıflara destek olanların yarın Allah’ın huzurunda yüzleri inşallah ak olacaktır. Aksi takdirde bu duyarsızlık, Müslümanlar için iyiye alâmet değildir!
İşte böylesi yüzleri ak eden vakıflardan birisi Avustralya Nur Vakfı’dır.
İbrahim Aleyhisselâm ateşe atılacağı zaman, bir karınca, ağzıyla su taşıyor. Ona demişler ki: “Senin taşıdığın suyla bu ateş söner mi?”
Karınca demiş ki: “Sönmez elbette; ama ben vazifemi yapıyorum!”
Bu gün vazifesini yapan inşallah kurtulur.
Avustralya Nur Vakfı yetkilileri yaptıkları çalışmaları şöyle özetlemişler:
“Bu insanlar katliâmdan kurtulup buraya sığınabilenler. Akşam gelen kafilenin içerisinde Rubina ablamızın sarılıp hüngür hüngür ağladığı kız çocuğu, Myanmar askeri tarafından tecavüze uğramış. Sadece ağlıyoruz. O genç kızın bakışı benim âlemimde derin bir iz bırakacak. Burada mültecileri açlık, sefalet ve ağır hayat şartları karşılıyor. Saatlerce güneşin bağrında alacakları bir parça yiyecek ve bir şişe su için sıradalar. Hepsi yorgun, hepsi bitkin. Etrafa boş gözlerle umutsuzca bakıyorlar, adeta hayatla ölüm arasında fark kalmamış onlar için.
“Rohingya Müslümanları için sizlerden ve Avustralya’da yaşayan Müslüman kardeşlerimizden yaklaşık yetmiş beş bin dolar yardım topladık. Eylül ayının ortalarında Bangladeş-Myanmar sınırına; Arakanlı mazlûm ve mağdur kardeşlerimizin yardımına gittik.
“Gördük ki, Rohingya mülteci kamplarının en büyük ihtiyacı banyo ve tuvalet. Özellikle hanım kardeşlerimiz için. Kamp ziyaretimizde mihmandarımız bize, “hanımlar tuvalet ihtiyacı için havanın kararmasını, akşam güneşin batmasını bekliyorlar” deyince durumun vahametini anladık. Bu kardeşlerimiz için banyo ve tuvalet yaptırdık.
“İçme suyu projemiz başarıyla devam ediyor. Kendi artezyen makinemizle her hafta bir adet su kuyusu açıyoruz.
“Yedi adet mescit yaptırdık. Burada beş vakit namaz kılınıyor, çocuklar hem Kur’ân eğitimi ve hem de normal eğitimlerini alıyorlar. Büyükler bütün gününü burada geçiyorlar.
“Aileler için 100 adet güneş enerjisiyle çalışan lamba, 62 adet direkli sokak lambası.
İhtiyaç olan ailelere nakit para ve yiyecek yardımı, çocuklara giyecek yardımı yaptık.
“Projelerimiz ve kampanyamız devam ediyor. Ziyaret ettiğimiz kampın nüfusu dört yüz bin. İhtiyaç çok şedit! Emeği geçen herkesten Allah razı olsun.
Sağ ol, Varol, Nur ol Nur Vakfı!
***
Günün Duâsı
Allah’ım! Bizi duyarsız kılma!
Bizi kardeşsiz kılma! Bizi vicdansız kılma! Bizi merhametsiz kılma! Bizi çaresiz kılma! Bizi dermansız kılma! Günahımız, isyanımız, kusurumuz çoktur; bizi mağfiretsiz ve rahmetsiz kılma! Âmin.
Benzer konuda makaleler:
- Depremzedelere kurban ve zekât yardımı
- Din kardeşliği
- Cami üzerine sorular
- Duâ
- Afrikalı kardeşlerimize kurban bağışı
- Arakan’da gözyaşlı bayram
- Tuvalet adabı
- Dua kapısı
- Zekâtlarımız üzerine
- Zekâtlarımız ve himmetlerimiz
- Ölen eşin mirası
- Gıybet konusunda makbul bir tövbe
- Kardeşe veya kardeş çocuğuna zekât verilir mi?
- Allah´ın yardımını istemek
- Tereke ile ilgili hukukî bir çözümleme