Şanlıurfa/Birecik’ten Gani bey: “Doğum günü kutlamak câiz midir? Hıristiyanlara benzemeyin deniyor.”
Bir Müslümanın, Hıristiyanların örf ve âdetlerini kabullenmesi, yaşaması, ihya etmesi, uygulaması kötü bir taklitten başka bir şey değildir. Başka milletlerin örf ve âdetlerini taklit yolunun açılmasını tasvib etmeyiz.
Bununla berâber yapacağınız doğum gününün mubah olması için, haramlardan soyutlamanız şarttır. Hangi tür kutlama olursa olsun; içine içki, israf, lüks tüketim, taklitçilik ve gösteriş gibi haram değerler karıştığı nispette mubah olmaktan çıkar, dînen sakıncalı bir hüviyete girer.
Aslında doğum günü ile bizim gerçek maksadımız, dünyaya gelişimiz için Allah’a şükretmek değil mi?
O halde güneşin her doğuşunda, hayata doğuşumuzu yeniden hatırlamaya çalışalım. Bunu her gün sabahleyin yapalım. Hayatımıza ve doğumumuza önem verdiğimize göre, bunun bir zorluğu olmasa gerek.
Bu durumda güneşin doğum öncesi ışıkları ufuklarımıza düştüğünde sabah namazını kılmak, aynı zamanda “doğum günü şükrünü edâ etmek” demek olacaktır. İbâdet temeline oturan bir kutlama. Başka törene gerek var mı?
Benzer konuda makaleler:
- Satranç öğrenmek, öğretmek ve oynamak
- Peygamberimiz ana rahmine ne zaman düştü?
- Adağının ne olduğunu unutan kişinin yapacakları
- Mahremsiz yolculukta mezheb değiştirmek
- Sünnet ve örfî değerlerimiz
- Kim bir kavme benzerse…
- Bir günlük program
- Sünnet Töreni
- Eşlerin birbirine karşı vazifeleri
- Evlenmeye karar veren gençler, birbirlerine karşı olan ilgi ve davranışlarında nelere dikkat etmeliler?
- Bediüzzaman Urfa’da
- Hayat imtihanı
- Şanlıurfa’da Bediüzzaman mevlidi
- Bir Teravih Hatırlatması
- Hamileyken oruç tutmak