Bir alışkanlık, bir günahın hikmetleri

Mustafa Bayrak: “1) Kendisinde tırnak yeme problemi bulunan, ne yaptı ise vazgeçemeyen, bundan kendisi de tiksindiği halde devam eden birisine takma (protez) tırnak tavsiye ediliyor. Bu tarz vak’aların protez tırnak ile tedavi edildiği söyleniyor. Bu abdeste engel mi?

2) Küçüklükten beri dövmenin günah olduğunu işitirim. Fakat neden günah olduğuna dair mantıklı bir izahat alamadım. Bunun sebebini açıklar mısınız?”

 

TIRNAK YEME PROBLEMİ

Tırnak yeme problemi tıbbî bir hastalık mı, yoksa psikolojik bir rahatsızlık mı?

Bu konuda işin uzmanı doktorlarla görüşmeli. Psikologlarla görüşmeli.

Eğer tıbbî bir hastalıksa derhal tedavisine başlamalı.

Psikolojik veya nöropsikolojik bir durum ise ilgili alan uzmanlarının uyguladıkları terapiler veya tedaviler söz konusu olabilir. Buna başlamalı.

Bunları araştırmadan doğrudan protez tırnağa yönelmemeli.

Çünkü doğrudan protez tırnak problemi psikolojik anlamda çözmeyebileceği gibi, problemi çözmeyen bir uygulama abdest suyunun uzva ulaşmasına mani olur ise abdeste engel teşkil eder.

DÖVME İLE İLGİLİ HİKMETLER

Vücudumuz bize Allah’ın eşsiz bir emânetidir. Bu emâneti, Sâni-i Zülcelâl’e, aldığımız gibi kusursuz ve noksansız teslim etmek, bizim fıtrat ve vicdan borcumuzdur. Üzerinde, fıtrat dışı ve keyfî olarak kalıcı tasarrufta bulunmaya yetkimiz olmadığı gibi, esâsen buna izin de yoktur. Bu kabilden olarak, meselâ vücuda dövme yaptırmak, dişleri törpüleyip değiştirmek, yaratılışı değiştirmeye yönelik müdâhalelerde bulunmak câiz değildir. Peygamber Efendimiz (asm) tarafından bunlar yasaklanmıştır.1

OKU:   Gayr-i Müslim´in kiyafeti giyilir mi?

Bu yasaklamanın, ilk bakışta görebildiğimiz hikmetlerine gelince:

1- Allah’ın yarattığı şekil üzerinde kalıcı tasarruflar yapılması bizzat Yaratıcı tarafından hoş karşılanmamaktadır. Fıtrattan olmayan hiçbir keyfî tasarrufa izin yoktur. Ancak, tıbbın ve sağlığın zorunlu kıldığı tasarruflar konumuzun dışındadır.

2- İnsan vücudu o kadar güzel, o kadar kusursuz, o kadar eksiksiz, o kadar eşsiz, o kadar hârikulâde ve o kadar üstün niteliklere sahiptir ki, hiçbir dış müdahalenin bu vücudu daha güzel, daha alımlı, daha cazip ve daha harika yapmasına imkân yoktur. Kur’ân bunu, “Rahmân’ın yaratmasında bir düzensizlik göremezsin. Gözünü çevir de bir bak; bir boşluk bulabilir misin?”2 sorusuyla hatırlatır.

3- Cenâb-ı Allah insan vücudunu, diğer bütün varlıkların vücutları yanında Cemâl sıfatıyla tezyin etmiş, eşsiz bir güzellik ihsân buyurmuştur. Dövme bu güzelliğe güzellik katmamakta; bilâkis vücudu tahrip etmekte, hazır letafetini ve güzelliğini bozmaktadır.

YALANCI BİR KARİZMA VERİYOR

4- Başlangıçta göze ve kulağa hoş gözüken bir müdahale, ileri yıllarda vücut için bir musîbete dönüşebiliyor. Vücut, kabul etmediği bir müdahalenin acısını, müdahale sahibinden fazlasıyla çıkarabiliyor. Meselâ dövme yapılan bölgede toplanan ve dağılmayan kirli kanın, zamanla hiç de hesapta olmayan bir hastalığa dönüşmeyeceğini tıp garanti edemiyor.

5- Dövme İslâm toplumunun bir geleneği ve örfü değil; yabancı kültürlerin bir örfüdür. Yabancı kültürlerin insan fıtratına uygun olmayan uygulamalarını taklit etmek ise, her zaman, arkasından başka olumsuz tavırlara ve gelişmelere de kapı açma riski taşımaktadır.

OKU:   Cerbeze üzerine

6- Âlimler dövme yapılan yerde kan hapsedildiğinden, dövme yerinin necis olduğunu söylemişlerdir.

7- Dövme, vücut üzerinde ihtiyaç dışı, kalıcı izler bırakan, vücudu tahrif ve tahrip eden bir tasarruftur. İnsanın asaletine, ciddiyetine, dürüstlüğüne ve saygınlığına uygun değildir. İnsana olduğundan fazla, yalancı bir karizma veriyor.

Dövme ile ilgili şu hususu bilmekte de yarar vardır: Dövme derinin dışına değil, içine yapılan bir muamele olduğundan, abdeste ve gusle mâni teşkil etmez. Çünkü abdestte ve gusülde farz olan, derinin dışını yıkamaktır.

Dipnotlar:
1- Buhârî, Libas, 85-87; Müslim, Libas, 119.
2- Mülk Sûresi, 67/3.

Benzer konuda makaleler:

image_pdfimage_print

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir