Bekâ aleminde sevap kazandıran salih amellerden hissemiz nedir?

Anamur’dan Bekir Dağaşan: “29. Lem’a Altıncı Bab’ta Üstad Hazretleri beş bakiyatüssalihat olarak kelimeler veriyor. Bu kelimeleri seçmesinin hikmetleri nelerdir? Bakiyatüssalihat nedir?”

BİZ BEKA YOLCUSUYUZ  

Bakiyatü’s-Salihat, her nefesimizin, her işimizin, her ânımızın, her şeyimizin kalıcı olmasını isteyen, ahirete ve beka âlemine taşınmasını isteyen Kur’ân’a ait bir kavramdır. Baki kalacak ve ahirete tahvilli salih ameller demektir. Kur’ân’ın bizi ahirete çağırdığı kavramlardan birisidir. İlgili âyetler şöyledir:

“Mallar ve evlatlar, dünya hayatının süsüdür. Bakiyatü’s-Salihat ise, Rabbinin katında, sevap olarak da, ümit olarak da daha hayırlıdır.”1

“Hidâyeti kabul edenlere ise Allah daha ziyade hidayet verir ve Bakiyatü’s-Salihat Rabbinin katında sevapça da, akıbetçe de daha hayırlıdır.”2

Kur’ân’ın nezdinde biz beka yolcusuyuz. Aldanmakta fayda yok. Aldananlar da beka yolcusudur çünkü. Fâni dünyada hiç kalan yok! O halde işlerimiz de, nefeslerimiz de, adımlarımız da, anlarımız da, hatıralarımız da ahirete yüz akıyla taşınmalı, ebediyete mal olmalı ve ebedileşmelidir. Kur’ân bunu istiyor.

BİZE KALAN KISIM HANGİSİDİR?  

Biz ise ahirete inansak da çoğu zaman anı ve günü yaşıyoruz. Oysa anımız ve günümüz imtihan gereği çoğu hazlarımızla örülmüş, nefsimizin emredici istekleriyle sarılmıştır. Bu hazları ve bu istekleri ahiret ve ebedi âlem hesabına yırtabilirsek biz kazanıyoruz. Yırtamıyorsak –maazallah- ahirette sıkıntımız var demektir.

Peygamber Efendimiz’in (asm) hane-i saadetlerinde bir kurban kesilmişti. Efendimiz (asm) Hazret-i Aişe’ye (ra): “Bunu dağıt ey Aişe!” buyurdu.

OKU:   Sünnete niyetle talip olmak

Akşamleyin geldiğinde sordu: “Ne yaptın ey Âişe?”

Hazret-i Âişe validemiz:

“Ya Resulallah! Hemen hepsini dağıttım. Sadece bir kürek kemiği kaldı” dedi.

Peygamber Efendimiz (asm):

“Ey Âişe! Öyleyse, kürek kemiği dışında hepsi bize kaldı desene” buyurdu.3

Demek oluyor ki, dağıtılan et bakiyatu’s-salihattan olduğu için dağıtanın baki malı hükmündedir. Dağıtılmayaın ise meçhuldür. Eğer Allah’ın adı anılır, hamde ve şükre vesile olursa –zikre, fikre ve şükre vesile olursa–yani başta Bismillahirrahmanirrahim denir, ortada bu kıymettar nimetleri Ehad ve Samed olan Allah’ın yaratıp ikram ettiği tefekkür edilir ve sonda Elhamdülillah denirse, o da bakiyatu’s-salihattan olur ve o da bize kalır demektir.

Üzerinde Allah adı anılmayan ve şükredilmeyen mal ise elimizde de olsa zayie gidip, telef olur gider. Günahı ise boynumuzda kalır.

TESBİHAT: BAKİYATÜ’S-SALİHAT  

Peygamber Efendimiz (asm) buyurmuştur ki: “Bâkıyatü’s-Sâlihatı, çok söyleyin. Bunlar; tesbih (Sübhanallah), tehlil (La ilahe illallah), tahmid (Elhamdülillah), tekbir (Allahu ekber) ve temcid (La havle vela kuvvete illa billah)’dir.”4

Nitekim Bediüzzaman Hazretleri 29. Lema’nın Altıncı Babını, “Meşhur beş bakiyatu’s-salihat olan Sübhanallah, Elhamdülillah, La İlahe İllallah, Allahu ekber, La havle vela kuvvete illa billahi’l-Aliyyi’l-Azim”5 kelimelerinin beşincisine ayırmıştır. Bediüzzaman On Birinci Şuaın Sekizinci Meselesinin Hülasasında da bu mübarek kelimelerden adıyla bahsetmiş6, risalelerin birçok yerinde de bu kelimeleri şerh, tefsir ve izah etmiştir.

Bu kelimelerle ilgili Hazret-i İbrahim’den de bir haber vardır. Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Miraca çıkarıldığım gece İbrahim Aleyhisselam ile karşılaştım. Bana, “Yâ Muhammed!” dedi. “Benden ümmetine selam söyle ve onlara bildir ki, Cennetin toprağı güzeldir, suyu tatlıdır! Cennette ağaçlarla dolu vadiler ve bahçeler vardır. Bunların dikili ağaçları ‘Sübhânallahi velhamdülillâhi velâ ilâhe illallahü vallâhü ekber’dir.”7

OKU:   Tesettür çarşaftan ibaret mi?

Demek oluyor ki, tesbihatımız bakiyatu’s-salihat zikridir. Biz tesbihat yapmakla doğrudan Cennetin taşıyla, toprağı ile, suyu ile, ağacı ile, kerpici ile iştigal etmiş oluyoruz. Yani “Sübhanallah… Elhamdülillâh… Allâhü Ekber… Lâ İlâhe İllallah… “ kelimelerinin her biri ile-ki bir namaz tesbihatında toplamda 132 adet oluyor-Cennetin bahçelerine birçok ağaç dikmiş oluyoruz.

 Dipnotlar:
1- Kehf Suresi: 46.
2- Meryem Suresi: 76.
3- Tirmizî, Kıyâmet, 33.
4- Taberani.
5- Lem’alar, s. 583.
6- Şualar, s. 257 .
7- Tirmizî, Daavât, 59.

Benzer konuda makaleler:

image_pdfimage_print

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir