Yerler ve gökler duâ iledir

Biga’dan Fahrettin bey: “İflâs ettim. Yüz milyar borcum var. Buna karşılık Rahmân’a sığındım. Öyle ki, daha önceki hayatım yok. Boşunaymış. Bana duâ ve nasihat eder misiniz?”

 

Değerli okuyucumuz, ne büyük makama sığındınız! Rahmân’a sığınan üzüntü çeker mi, mahzun olur mu, sıkıntıda kalır mı, darlık görür mü? Rahmân en büyük melce değil mi? Rahmân en kudretli mence değil mi? Rahmân en emin sığınılacak Zât değil mi? Rahmân, “Bana duâ edin, size cevap vereyim.” (1) demiyor mu? Rahmân, “Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz.” buyurmuyor mu? (2) Rahmân, “Mallarınızın ve çocuklarınızın aslında birer imtihandan ibâret olduğunu ve büyük mükâfâtın Allah’ın katında bulunduğunu bilin.” buyurmuyor mu? (3) Rahmân, “Muhakkak sizi biraz korku, biraz açlık ve mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz eksiltmekle deneriz. Sabredenlere müjdele.” (4) buyurmuyor mu?

Rahmân’ın müjdesinde ne sonsuz bereket hazîneleri gizli olduğunu düşünebiliyor muyuz? Yeter ki sabretmemizi tavsiye eden, yeter ki müjdeleyen Rahmân’ımıza itimadımız olsun! Biz, O’nun için yaşayan ve O’na dönecek olanlardan değil miyiz? (5) Hâkimlerin Hâkim’i O değil mi? (6) Rahmân, “Kullarım Sana Benden sorarlarsa, bilsinler ki, Ben onlara yakınım. Benden isteyenin duâ ettiğinde duâsını kabul ederim. Öyleyse onlar da Benim davetime uysunlar. Bana îmân etsinler. Umulur ki, yaşayışları doğru olur.” buyurmuyor mu? (7)

Sakın ruh ve mâneviyât dünyamızı sarsmayalım. Bir rûh için “Rahmân’a sığınış”, her türlü maddî değerlerden çok daha, ama çok daha kıymetlidir. Bir yandan sâlim akılla varsa elden gelen çâreleri araştırırken, diğer yandan Rahmân’a sığınmaya devam edelim. Bu sığınıştan aslâ uzak durmayalım. Unutmayalım ki, zirve hedef bu “sığınıştan” ibârettir.

OKU:   Cuma'da saat-i icâbe

Üstad Bedîüzzaman’ın ifâdesiyle, böyle husûsî duâ ve sığınış gerektiren husûsî duâ vakitlerinde Rahmân-ı Rahîm’e çok sığınalım. Mâdem ki, her türlü borçtan Rabb-i Rahîm’e sığınış vakti, her türlü maddî sıkıntıdan Rahmân-ı Rahîm’e ilticâ zamanı gelmiş. Bunu bir husûsî ibâdet vaktinin girişi olarak algılayalım.(8) Üç defa, beş defa, yüz defa değil. Sürekli bir sığınışla duâmıza süreklilik kazandıralım. Biz, O’nun sadece âciz bir kulu olduğumuzu, gerçek zenginin O olduğunu tam hissedelim. Resûlullah Efendimiz (asm): “İçinizden kime duâ kapıları açılmışsa, ona rahmet kapıları açılmıştır. Ve âfiyet ve esenlikten daha sevimli hiçbir şey Allah’tan istenilmemiştir. Duâ, inen belâya ve inmeyen belâya karşı faydalıdır. Ey Allah’ın kulları, duâya sarılınız!” buyurarak zor günlerimizde de bizleri kucakladı.(9)

Unutmayalım ki, Hazret-i Yûnus Aleyhisselâm da, böyle bir ümitsizlik vaktinde… Gecenin, denizin ve balığın kendi aleyhinde ittifak ettiği bir vakitte… Tam bir sıkıntı vaktinde, gerçek bir sığınışla Allah’a sığınmıştı. Duâsı şöyleydi Hazret-i Yûnus’un (as): “Lâ İlâhe İllâ ente Sübhâneke innî küntü mine’z-zâlimîn.” (Senden başka ilah yoktur. Seni her türlü noksanlıktan, eksiklikten ve yoksulluktan tenzih ederim. Gerçekten ben nefsine haksızlık edenlerden oldum.)(10)
İmkânlar tükendiği bir noktada bu duâ ve sığınış Hazret-i Yûnus’un (as) kurtulmasına kifâyet etmiş, O’nu sahil-i selâmete çıkarmıştı. Resûlullah Efendimiz (asm) bizim de sıkıntıya uğradığımızda bu duâ ile Allah’a sığınabileceğimizi tavsiye buyurmuştur.(11) Rabb-i Rahîm nelere kâdir değil ki? Nice olumsuzlukları olumluya çevirmiyor mu? Biz duâmızı bırakmayalım yeter ki?
*Hazret-i Ali (ra) bildirmiştir: Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Üzerinde Sabir dağı kadar borç olsa dahi, okuduğun takdirde Allah’ın seni ondan kurtaracağı sözleri sana öğreteyim mi? Şöyle de: “Allahümme’kfinî bihalâlike an harâmike, v’ağninî bifazlike ammen sivâke.” (Mânâsı: Allah’ım, helâlinden vererek beni haramdan koru. Lütfunla, Senden başkasına beni muhtaç etme.) (12)
*Ebû Saîd’i’l-Hudrî (ra) bildirmiştir: Resûlullah Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur: “Söylediğinde Allah’ın üzüntünü gidereceği ve borcunu ödemeni sağlayacağı bir sözü sana öğreteyim mi? Sabah akşam şöyle de: “Allahümme innî eûzü bike mine’l-hemmi ve’lhazeni Ve eûzü bike mine’l-aczi ve’l-keseli ve eûzü bike mine’l-cübni ve’lbuhli ve eûzü bike min ğalebeti’d-deyni ve kahri’r-ricâli.” (Allah’ım, kaygı ve üzüntüden Sana sığınırım. Âcizlik ve tembellikten Sana sığınırım. Korkaklık ve cimrilikten sana sığınırım. Borçlar altında ezilmekten ve insanların kahrından Sana sığınırım.” (13)
*Hazret-i Ali (ra) bildirmiştir: Resûlullah efendimiz (asm) buyurdu ki: Kurtulman zor olan bir belâya düştüğünde şöyle de: “Bismillahi’r-rahmâni’r-rahîm. Velâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-Aliyyi’l-Azîm.” (Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. Güç ve kuvvet sadece yüce ve büyük olan Allah’tandır.) Allah bu duâ ile dilediği her türlü belâyı geri çevirir.” (14)
*Ebû Hüreyre (ra) anlatmıştır: Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Büyük bir güçlüğün içine düştüğünüzde: “Hasbünallahü ve ni’me’l-Vekîl” (Allah bize yeter. O ne güzel Vekîl’dir) deyiniz.” (15)
*İbn-i Abbas (ra) bildirmiştir: Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) şöyle buyurdu: “Birinizin başına bir sıkıntı, bir güçlük veya bir belâ gelirse şöyle desin: “Allahü Rabbünâ, Lâ şerîke leh.” (Allah! Allah Rabb’imizdir! O’nun ortağı yoktur!” (16)
Sabırla duâ etmeye devam edelim. Mümkünse fiilî duâmızı da eksik etmeyelim. Mâneviyâtımızın yükselişi için açılan duâ musluğunu “neden böyle oldu?” gibi sorularla meşgul olarak kapamayalım.
Alacaklılar için de bir âyetimiz var. Mümkünse… Cenâb-ı Hak buyurur ki: “Eğer borçlu kimse darda ise, eli genişleyinceye kadar ona zaman tanıyın. Onun borcunu hiç almayıp bağışlamanız ise, eğer bunun Allah katındaki mükâfâtını bilseniz, sizin için daha da hayırlıdır.” (17)

OKU:   Duada kalpçe dili

Cenâb-ı Hak maddî-mânevî her türlü sıkıntılarımızda cümlemize kolaylıklar ihsân buyursun. Âmin.

Dipnot:
1-Mü’min Sûresi, 40/60;

2-Zümer Sûresi, 39/53;

3-Enfâl Sûresi, 8/28;

4-Bakara Sûresi, 2/155;

5-Bakara Sûresi, 2/156;

6-Tîn Sûresi, 95/8;

7-Bakara Sûresi, 2/186;

8-Sözler, s. 287;

9-Tirmizî, Duâ, 110;

10-Enbiyâ Sûresi, 21/87;

11-Câmiü’s-Sağîr, 2/1548, 2172;

12-Tirmizî, Duâ, 3796;

13-Câmiü’s-Sağîr, 2/1560;

14-Câmiü’s-Sağîr,1/506;

15-Câmiü’s-Sağîr, 1/507;

16-Câmiü’s-Sağîr,1/491;

17-Bakara Sûresi, 2/280

Benzer konuda makaleler:

image_pdfimage_print

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir