Kurban bayramdaki sünnetler

Almanya/Köln’den Abdullah Efe: “Bayram günlerinde sünnete uygun olarak neler yapmamız gerekir?”

Kurban Bayramını idrâk ediyoruz. Bizi bu bayrama eriştiren Rabbimize sonsuz hamd ü senâ olsun.

Bayram günlerinde ihyâ etmemiz gereken sünnet-i seniyyenin başlıcalarını hatırlayalım:

1-Bayram günlerinde erken kalkmak, temizlik yapmak, yıkanmak, güzel koku sürünmek, güzel elbiseler giymek, yolda sokakta karşılaştığımız Müslümanlara selâm vermek, Müslümanlara güler yüz göstermek ve bayramlarını tebrik etmek, ihtiyacı olanlara sadaka vermek sünnettir.

2-Bayram namazı kılmak vâciptir. Bayram namazına vakar ve sükûnetle gitmek, giderken ve gelirken tekbir getirmek, ayrı yollardan gidip gelmek sünnettir.

Ömer radıyallahu anhümâ anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bayram namazına giderken bir yoldan gider, dönerken başka bir yoldan dönerdi.”1

3-Bayram namazından sonra bayram günleri içinde imkân bulanların kurban kesmesi vâciptir.

4-Bayram gecelerinde Allah’a ibâdet etmek sünnettir.

Ebu Ümâme radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Kim her iki bayramın da gecesini, Allah’tan sevap umarak ibadetle geçirirse kalplerin öldüğü günde kalbi ölmez.”2

5-Bayram namazından önce bir şeyler “yememek” sünnettir.

Büreyde radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, ramazan bayramı namazına bir şeyler yemeden çıkmazdı. Kurban bayramında ise, namazdan dönünceye kadar bir şey yemezdi.3

6-Kurban etinden ev halkıyla birlikte yemek, komşulara ve dostlara yedirmek ve kesmeyenlere dağıtmak sünnettir.

Hz. Câbir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm kurban ettiği her deveden bir parça etin alınmasını emretti. (Toplanan) etler bir çömleğe konulup pişirildi. Sonra Resûl-i Ekrem aleyhissalâtu vesselâm ve beraberindekiler etten yediler ve et suyundan içtiler.”4

OKU:   Topal hayvan kurban olur mu

7-Bu gün, sıla-i rahim yapmak sünnettir.

Bu gün ulaşabildiğimiz kadar çok dostumuza ve yakınımıza ulaşalım, akrabalarımızla gönül bağımızı tazeleyelim, Mü’minlerle tebrikleşelim, musafaha yapalım, birbirimize “Äžaferallahu lenâ ve leküm= Allah sizi de bizi de bağışlasın!” veya “Takabbelallahu minnâ ve minküm= Allah Teâlâ bizden ve sizden kabul buyursun!” diye duâ edelim, komşularımızla kaynaşalım, toplumumuzla bütünleşelim.

Büyüklerimize gidelim, yaşlılarımızı ziyaret edelim, annemizin, babamızın ve büyüklerimizin ellerini öpelim, gönüllerini alalım.

Küçüklerimize gönlümüzün en nadide şefkatiyle gülücükler dağıtalım. Onları sevelim, sevindirelim.

Dostlarımıza gidelim, hal ve hatırlarını soralım; dostlarımızı kabul edelim, onlara ikrâmlarda bulunalım.

Ne kadar uzak olurlarsa olsunlar; ne de olsa modern iletişim çağındayız; sevenlerimizi, sevdiklerimizi, annemizi, babamızı, yakınlarımızı tebriksiz bırakmayalım. Bayramlarını tebrik edelim. Mutluluklarını paylaşalım. Unutmayalım; onlara bir posta kadar, bir telefon kadar ve artık çoğumuz bir e-mail kadar, bir elektronik posta kadar yakınız.

8-Komşularımıza gidelim. Bayramlarını tebrik edelim. Misâfirlerimize ikrâm edelim.

Allah Resûlü (asm): “Allah’a ve Âhiret Gününe îman eden komşusuna iyilik etsin. Allah’a ve Âhiret Gününe îman eden misâfirine ikrâm etsin! Allah’a ve Âhiret Gününe îmân eden hısımlarına, akrabalarına, yakınlarına, dostlarına, komşularına ve arkadaşlarına muhakkak ulaşsın, kendisine ulaşanlara müşfik davransın. Allah’a ve Âhiret Gününe îmân eden ya hayır söylesin, veyahut sussun!” buyurur. (5)

9-Bugün dargınlıklar, kırgınlıklar, küskünlükler sırf Allah rızası için, sırf Resûlullah aşkı için son bulmalı.

Esasen, Âdil-i Hakîm varken, Kahhâr-ı Zülcelal’e inanmışken, Cebbâr-ı Hafîz’e itimat etmişken, Şedîd’ül-İkâb’a güvenmişken, Serî’ul-Hisâb’ı bilirken; husûmetin, kinin, nefretin, dargınlığın ve kırgınlığın yeri olmamalı Müslüman’ın lügatinde ve hayatında.

OKU:   İstibra hakkında

Öyleyse, haklı haksız aramadan, “Sen şöyle demiştin, ben böyle demiştim” krizlerine girmeden, barışmanın ve barış içinde yaşamanın, hayatımızda sürekli uygulamamız gereken bir sünnet-i seniyye olduğunu ne bu gün, ne yarın, ne de hiçbir zaman unutmayalım.

10-Bu gün öfkemizi yutalım; kırılıp gücendiklerimize karşı onurumuzu, gururumuzu düşünmeyelim; haklılığımızı aramayalım. Allah rızası için!… Kucaklaşalım bu gün. Öfkemizi yenmek, hayatımızda sürekli uygulamamız gereken bir sünnet-i seniyyedir.

11-Hastalarımıza gidelim, kalbimizin en sıcak ilgisini götürelim onlara, Şâfî-i Hakîkî’den şifâ dileyelim. Hastaları ziyâret sünnet-i seniyyedir.

12-Fakirleri, yoksulları, kimsesizleri, öksüzleri, yetimleri unutmayalım bu gün. Onların da sevilmeye, sevindirilmeye, şefkate lâyık bir kalbi, bir gönlü bulunduğunu; bu imtihan dünyasında onlara kucak açtığımız derecede, en muhtaç olduğumuz bir gün, Allah’ın şefkat ve merhametinin de bizimle beraber olacağını unutmayalım. Onlara ikrâm etmek, onların gönüllerini almak, onların ikrâmlarını kabul etmek ve onlarla mütevâzıâne bayramlaşmak sünnet-i seniyyedir.

13-İnsanların acısını acımız; kederini kederimiz; sevincini sevincimiz bilelim. Sünnet-i seniyyedir.

14-Teşrik tekbirlerini bayram süresince her farz namazın ardında getirmeyi unutmayalım. Teşrik tekbirlerini getirirken, büyük olan Allah’ın nezdinde hepimizin eşit olduğunu; aramızdaki izâfî farklılıkların geçici ve imtihana dönük bulunduğunu; bu gün bizden aşağıda bulunanların yerinde pekâlâ bizim de bulunabileceğimizi; binaenaleyh Allah katında en üstünlük vasfının ancak “takvâ” ile sağlanabileceğini; başka türlü bir üstünlüğün söz konusu olmadığını; takvânın da insanlara tevazû ile yaklaşmaktan başladığını aklımızın en müstesnâ köşesinden çıkarmayalım.

OKU:   Nice bayramlara!

15-Bu mübârek günlerde, Müslüman’ların üzerinde yoğunlaşan fitnelerin, fesatların ve kan kokan oyunların bozulması ve bertaraf edilmesi için Allah’a duâ edelim. Duâdan başka sarılacak gücümüz var mı?

Allah, Müslüman katliâmı yapılmasına izin ve fırsat vermesin. Âmîn.

Allah, Müslüman katliâmından zenginlik, servet, ikbal, makam, mevkî, şöhret, mülk ve itibar umanların tuzaklarını, hîlelerini, güçlerini ve kuvvetlerini başlarına geçirsin. Âmîn.

Mübarek bayramın âlem-i İslâm’ın huzuru, sükûnu, her türlü fitnelerden uzak kalışı ve insanlığın barışı için hayırlara vesîle olmasını niyaz edelim.

Bayramınızı tebrik ederim.

Dipnot:
(1)Ebû Dâvud, Salat 254, (1156); Nesâî, Iydeyn 1, (3, 179);
(2)K. Sitte, 17/5, s. 179;
(3) Tirmizî, Salât 390, (542);
(4) K. Sitte, 17/5, s. 393;
(5) R. Sâlihîn, 308, 314.

Benzer konuda makaleler:

image_pdfimage_print

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir