Kabir âlemi

Mahmut63800 rumuzlu okuyucumuz: Kabirde bulunanlar yaşadığımız şahadet aleminden haberdar mıdırlar?

1) Kabir âlemi, âhiret konaklarının ilkidir1. Orada hayat, kişinin dünyadaki ameli üzerine şekillenir. Allah dünyada hesapsızca veriyordu. Orada ise eğer Allah’ın hususi rahmeti yetişmezse, kişi Allah’ın nimetlerinden ancak ameli kadar istifade eder. Dünyada salih amel sahibi olanlar orada büyük huzur içerisindedirler. Dünyada kötü amel sahibi olanlar ise, orada huzursuzdurlar ve mutsuzdurlar.

Kabirde şahadet âleminden haberdar olmak bir hususi lütuftur, bir hususî ikramdır, bir hususî ihsandır. Cenâb-ı Hak dilerse dilediği kullarına böyle bir ikramda ve lütufta bulunabilir. Ve bazı kullarını şahadet âleminden veya şahadet âleminin bir kısmından haberdar edebilir. Bu imkânsız değildir. Nitekim bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (asm), kabre konulan kişinin, henüz kendisini kabre koyanların ayak seslerini işittiği sırada kendisine meleklerin geldiğini2 haber veriyor. Bir diğer hadis-i şerifte de, kabir ehlinden salih amel sahiplerinin kendisine gelen ziyâretçileri tanıdığı ve ziyâretçilerinin kendisi için yaptığı duâdan haberdar olduğu ve bundan huzur duyduğu bildiriliyor. Demek kimi zaman yukarıdaki ayak sesleri, yapılan ziyâretler ve okunan duâlar aşağıdan işitilebiliyor, hissedilebiliyor. Nitekim Üstad Bedîüzzaman Hazretleri de, şimdi ruhlar âleminde bulunan ölmüş ve vefât etmiş olan insanların ruhlarının bizimle münâsebettâr olduğunu, bizim mânevî hediyelerimizin onlara gittiğini, onların nûrânî feyizlerinin de bize geldiğini bildiriyor.3

OKU:   Göklerde melekler ve ruhlar

Kezâ Bedîüzzaman Hazretleri, “Ehl-i Cennet ruhları berzâh âleminde yeşil kuşların cevflerine girerler ve Cennette gezerler”4 Hadisinde geçen “Tuyûrun hudrun” (Cennetin yeşil kuşları) kavramından hareketle, Cennet kuşlarından dünya sineklerine kadar kimi kuşçukların ruhların tayyareleri olduklarını, ruhların bu kuşçukların içine Allah’ın emriyle ve izniyle girdiklerini, ve bu kuşçuklarda bulunan kulak, göz gibi duygular vasıtasıyla cismânî âlemdeki fıtrat mucizelerini izlediklerini ve onların hususî tesbihlerini edâ ettiklerini kaydediyor.5

Fakat bu haberde de, bu seyir ve izlemenin kimi salih ruhlar için bir lütuf olduğu, tüm ruhların bu dereceye ermedikleri anlaşılıyor. Diğer yandan bu salih ruhların şehadet âleminde bulunan varlıkların tesbihâtlarını seyredip tefekkür ettikleri haber verilmekle berâber, bu ruhların şehadet âleminde yaşayan Ahmed’in kızı ile Mehmed’in oğlu arasında geçen tatsızlıklardan veya sevinç günlerinden bire bir haberdar oldukları yönünde bir haber verilmiş değildir.

Bu mesele gaybî bir meseledir. Esas olan ruhların ölmediklerini, bizden bütün bütün kopmadıklarını, bizim de bir gün onlara kavuşacağımızı, ruhların şimdilik amellerine göre Allah’ın ikramına ve lütfuna mazhar olduklarını bilmemizdir. Allah ehl-i İslâm’ın üzerinden rahmetini eksik etmesin. Âmîn.

Dipnotlar:

1- Câmiü’s-Sağir, 2/561
2- Câmiü’s-Sağir, 2/558
3- Sözler, s. 478
4- Müslim, 3/1502
5- Sözler, s. 466

Benzer konuda makaleler:

OKU:   Kabir sualine hazır mıyız?

image_pdfimage_print

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir