Eyüp Bey: “Dili peltekleşen birisi namazda kıraati nasıl yapar? Eksik okuma ile namazı sahih olur mu? Olmadı diye vesvese konusu yapılır mı?”
Dilin peltekliği bir özürdür. Özür sahipleri ise, özürleri derecesinde mâzurdurlar, mâsumdurlar. Bilindiği gibi Peygamberlerden Hazret-i Mûsâ Aleyhisselâm’ın dili de ağdalı idi ve Cenab-ı Hakk’a şu duâyı yapmıştı: “Rabbi’şrahlî sadrî ve yessir lî emrî, va’hlul ukdeten min lisânî, yefkahû kavlî.” (Rabbim, gönlüme genişlik ver. İşimi bana kolaylaştır. Dilimin bağını çöz. Ki sözümü anlasınlar.)1 Cenâb-ı Hak da Hazret-i Mûsâ Aleyhisselâm’ın duâsına karşılık: “Ey Mûsâ! İstediğin sana verildi” buyurmuştu.2
Şüphesiz duâları işiten de, hikmeti gereğince kabul eden de Cenâb-ı Hak’tır. Biz duâ etmeye devam edeceğiz. Üstad Saîd Nursî Hazretlerinin ifade ettiği gibi, duâları kabul etmek ve istediğin aynı şeyi vermek Cenab-ı Hakk’ın hikmetine tabidir.
Unutmamalı ki, duâ bir ibadettir. Bediüzzaman’ın ifadesiyle, ibadetin, meyvesi âhirette alınacaktır. Dünyevî maksatlar ise, o nevî duânın ve ibadetin hususî vakitleridirler; o maksatlar, duâların hakikî gayeleri değildirler. Duâ çok edildiği halde problem çözülmezse, “Duâm kabul olmadı” denilmeyecek; “Duânın vakti bitmedi!” denilecektir. Eğer Cenab-ı Hak fazl ve keremiyle problemi çözerse, şifa verirse, dilimizin bağını çözerse baş göz üstüne. O zaman duânın vakti bitmiş olur. Aksi durum ise, duâya devam etmemiz gerektiğine işarettir.3
Diğer yandan, Kur’ân-ı Kerim bir çok âyetinde, teklif-i mâlâyutak olmadığını ilan eder.4 Yani İslâm bize gücümüzü aşan bir şeyi yapmamızı teklif etmez; bu konuda bize kolaylık tanır. Yani özür ve mazeret sahibiysek eğer, yapabildiğimiz kadarından sorumluyuz. Yapabildiğimizi yapmaya çalışalım; yeter. Cenab-ı Hakk’ın, eksiklerimizle kabul edeceğinden umudumuzu kesmeyelim. Allah’ın, bizim amelimizden ziyade, kalbimize baktığını unutmayalım.
Dilimiz peltekleşiyor ise; bir yandan duâlarımızı eksik etmeyelim ve Cenab-ı Mevlâ’mızdan dilimizin düzelmesini isteyelim, bunun için gerekirse ve bir çare varsa doktora gitmeye devam edelim; diğer yandan yapabildiğimiz kadar ibadetlerimize devam edelim. Endişeye ve vesveseye asla yer vermeksizin, yapabildiğimizle amel edelim. Olmadı diye vesvese konusu yapmamıza asla mahal yoktur. Özürden dolayı eksik okuma ile namaz bozulmaz; namaz inşaallah sahihtir.
Dipnotlar:
1- Tâhâ Sûresi, 20/25-28;
2- Tâhâ Sûresi, 20/36;
3- Sözler, s. 286, 287;
4- Bakara Sûresi, 2/233, 286; En’am Sûresi, 6/152; A’râf Sûresi, 7/42; Mü’minûn Sûresi, 23/62; Talâk Sûresi, 65/7
Benzer konuda makaleler:
- Peltek dil ile namazda kıraat
- Konuşma engelli birisi namazda nasıl kıraat yapar?
- Namazda Kıraat
- Dili peltek birisi namazda kıraati nasıl yapar?
- Dilin peltekliği namaza engel değildir
- Günahkârın duâsı
- Duânız olmazsa ne ehemmiyetiniz var?
- Duâ ve hayır/şer ekseni
- Secdemiz ve duâmız
- Dünyalık işlerimiz için duâ okunur mu?
- Tatlı dil sadakamızı ihmal etmeyelim
- Duâyı elden bırakmayalım!
- Duâlarımızın neticesi
- Her duâ için hayırlı bir netice vardır
- Duâda fiilî adım