Cenâb-ı Allah mekândan münezzehdir

Duran Güzel: “Peygamber Efendimiz (asm) Miraca çıktığında Sidretü’l-Münteha ve Kab-ı Kavseyn’e ulaştı. Cenâb-ı Allah mekândan münezzeh olduğuna göre bu mekânlar nerede? Allah’a bu mekânları verebilir miyiz?”

Sidretü’l-Münteha kâinâtla ilgili bir kavramdır. Buna kâinâtın, yani görünen şu âlemin son sınırı, son ağacı, son noktası demek mümkündür. Yanında Me’va Cenneti vardır.1 Burası bir mekânın adıdır. Sevgili Peygamberimiz (asm), miraç yolculuğunda bu mekâna uğruyor. Bu mekânla ilgili olarak buyuruyor ki: “Sonra Sidretü’l-Müntehâ’ya çıkarıldım. Bunun meyveleri (Yemen’in) Hecer testileri gibi iri idi, yaprakları da fil kulakları gibiydi. Cebrail Aleyhisselâm bana: ‘İşte bu Sidretü’l-Müntehâ’dır!’ dedi. Burada dört nehir vardı: İkisi bâtınî nehir, ikisi zâhirî nehir. ‘Bunlar nedir, ey Cibrîl?’ diye sordum. Hz. Cebrâil: ‘Şu iki batınî nehir Cennetin iki nehridir. Zahirî olanların biri Nil, diğeri Fırat’tır!’ dedi. Sonra bana el-Beytü’l-Ma’mur yükseltildi.”2

Anlaşılıyor ki, Sidretü’l-Münteha son noktadır; fakat gördüğümüz şu âlemin melekûtunu, yani iç yüzünü barındırıyor. Yani meselâ Nil ve Fırat gibi dünya nehirlerinin perde arkası orada bulunuyor. Kâb-ı Kavseyn ise, Peygamber Efendimiz’in (asm) miraçta vahiy alırken vahiy aldığı merkezi, yani doğrudan Cenâb-ı Allah’a yaklaşma konumunu ve makamını bildiren yüksek bir kavramdır.3 Bir mekân kavramı değil; Peygamber Efendimiz’e (asm) konum ve makam belirleyen bir kavramdır. Bu kavram Cenâb-ı Allah’a bir mekân vermiyor. Peygamber Efendimiz’in (asm) vahiy alma esnasında ulaştığı nihaî makamı bildiriyor.

OKU:   Aklın ve sevginin tezahürü imandır

Dipnotlar:
1- Necm Sûresi: 15.
2- Buharî, Bed’ü’l-Halk 6, Enbiya 22, 43, Menâkıbu’l-Ensâr 42; Müslim, İman 264 (164); Tirmizi, Tefsir, İnşirah, (3343); Nesâî, Salât 1, (1, 217-218).
3- Necm Sûresi: 9; Bediüzzaman, Sözler, s. 520.

Benzer konuda makaleler:

image_pdfimage_print

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir