İsmi mahfuz okuyucumuz: “Otobüs kaptanı izin vermiyorsa, farz namaz otobüste kılınır mı? Aracın bizim kontrolümüzde ve hükmümüzde olmaması namazı otobüste kılmak için bir özür teşkil eder mi?”
TEDBİRİ ÖNCEDEN ALMALIYIZ
Yolculuk yaptığımız toplu taşıma araçları kendi kontrolümüzde ve hükmümüzde değilse, namazı vaktinde kılabilmek için önceden bir dizi tedbir almamız kaçınılmaz olacaktır.
Toplu taşıma aracımız tren gibi kompartımanı olan ve kıyamlı kıbleli namaz kılmamıza imkân veren bir araç ise, mesele yok. Namazı trende kıyam yaparak ve mümkün mertebe kıbleye dönerek veya gidiş istikametine göre yönümüzü kıbleye doğru ayarlayarak kılabiliriz.
Toplu taşıma aracımız otobüs gibi kıyamlı kıbleli namaz kılmamıza teknik olarak imkân vermeyen ve namaz için muhakkak yeryüzüne inmemizi zorunlu kılan bir araç ise, yolculuğu bir işkenceye dönüştürmemek için, daha araca binmeden ve hatta bilet almadan, tedbir almaya başlayacağız demektir. Eğer araca binmeden ön hazırlıklarımız olmazsa, yolculuk esnasında vakti giren bir namazı vakti çıkmadan kılma imkânı bulmakta geç kalmış olabiliriz.
Almamız gereken tedbirlere gelince…
1- Önce duâ:
İbadetlerimizi zamanında yapmamıza imkân veren hayırlı bir yolculuk nasip etmesi ve namazları vaktinde kılabilmemiz hususunda kolaylıklar ihsan etmesi için Allah’a duâ etmeyi ihmal etmemeliyiz.
2- Saat seçimi:
Hareket saati ile karşı merkeze varış saati arası kaç saat sürüyor? Bu süre zarfında hangi namaz vakitleri giriyor? Farklı bir hareket saati tercih ederek, namaz vakitlerini yolculuk dışına alma imkânımız var mı? Önce bunları araştırmalıyız. Meselâ beş saatlik bir yolculuğumuz olacağını düşünelim. Eğer başka alternatif varsa, akşam namazına bir saat kala yola çıkmamızın ne kadar yanlış olacağı açıktır. Namaz vaktini düşünmeden yola çıkmış bir yolcunun, namaz vakti girdiğinde seyir halinde bulunan kaptanı yeni bir karar almaya zorlaması ve kaptandan namaz için kolaylık beklemesi doğru olmaz. Oysa biletimizi akşam namazından hemen sonraki bir saate alsak, akşam namazını bu merkezde, yatsı namazını karşı merkezde kılma imkânını da elde etmiş oluruz. Böylece namaz vaktinde yolda ve seyir halinde bulunmaktan sakınmış oluruz.
3- Firma seçimi:
Uzun yolculuklar için, molalarını namaz vakitlerinde veren veya namaz vakitlerinde müşterisine kolaylıklar sağlayan firmalar varsa, onları tercih etmeliyiz. Bu konuda bilet satış gişeleri yeterli bilgiye sahip olmayabilir, fakat gişeler bizi firma yetkilisi ile görüştürebilir. Firma yetkilisine veya kaptana yüz yüze, bu olmazsa telefonla ulaşıp, “Efendim, yolculuğumda firmanızı veya sizi tercih edeceğim. Yolculuk esnasında vakti girecek olan şu namazı kılmam hususunda bana yardımcı olabilir misiniz?” gibi, kurulabilen sağlıklı bir iletişim, büyük oranda namaz problemimizin zamanında çözümüne olumlu katkı sağlayacaktır. Çünkü rekabet halindeki hiçbir firma; 1- Müşterisini kaçırmak istemeyecektir. 2- Müşterisine hizmet sunmaktan zevk alacaktır. 3- Müşterisinin duâsını almaktan huzur duyacaktır.
4- Sağlıklı iletişim kurmak:
Günümüzde firmalar için müşteri memnuniyeti esastır. Otobüsün kaptanı ve diğer görevlileri yol boyunca sergiledikleri sıcak yaklaşımla hiçbir müşteriyi dışarıda tutmadan memnun etmeyi hedeflemektedirler. Müşteri eğer, verilen molada abdestini alır, yaklaşan vakit namazına hazırlanır, namaz kılma ihtiyacını mola bitmeden nazik bir üslûp içinde kaptana bildirir ve kaptanın çözüm bulmasına yardımcı olunursa, büyük ekseriyetle kaptandan yardım alabilecektir.
5- Otobüse abdestli binmek ve namazı kısaltarak kılmak:
Zaten sünnet ve vacip namazlar otobüste kılınabileceğinden, geriye sadece farz namaz kalmaktadır. Farz namaz için de kısaltma, yani sadece iki rekât kılma kolaylığı söz konusudur. Bu ise, abdestli olduğumuzda iki-üç dakikayı aşmadan yapabileceğimiz bir ibadettir. Yolcu indirme-bindirme gibi kısacık sürelere sığar. Yeter ki, kaptanla veya görevlilerle sağlıklı bir iletişim kurabilelim.
6- Kaptanla direksiyon başında tartışmayalım.
Eğer aldığımız ön tedbirler yetersiz kalmış ve biz otobüste seyir halindeyken namaz vakti geçecek derecede daralmış ise, direksiyon başındaki kaptana ricâ ederiz. Fakat kaptanı zorlayamayız. Nezaketimizi de bozamayız. Kaptan münasip bir yerde bize bu fırsatı vermediğinde, eğer abdestli isek, farzı oturduğumuz koltukta kıyam ve kıble şartı aramadan ve yine iki rekât olarak kılarız. Çünkü başka çaremiz kalmamıştır. Ve neticede Resûlullah (asm) sünnet veya vacip de olsa, binekte namaz kılmıştır. Bu durumda, secde için, rükû için eğildiğimizden biraz fazla eğiliriz.
7- Cem’-i takdim veya cem’-i te’hir yapabiliriz:
Uzun yolculuklarda yukarıdaki tedbirleri almakla beraber hâlâ ihtiyaç varsa, eğer bir çözüm olacaksa, öğle ve ikindi namazını öğle veya ikindi vaktinde; akşam ve yatsı namazını da akşam veya yatsı vaktinde birleştirerek kılabiliriz. Bunun için, vakit girmezden önce, iki namazı öne veya sona alacağımıza niyet etmemiz yeterlidir.
Benzer konuda makaleler:
- Otobüste namaz
- Uçağın güneşi kovalaması
- İkindi namazı ve kerahet vakti
- Vaktinde Kılınan Namaz
- Cuma Namazı Vaktinde Yolculuk Yapmanın Hükmü Nedir?
- En faziletli amel
- Namazda bazı ruhsatlar
- Şafiîlere göre sünnet namazlar
- Necaset ve abdest
- Kaza namazı ve Namazı cem etme
- Kaza namazı hakkında
- Namazı bilerek kazaya bırakmaktan sakınmalı
- Namazı cem etmek
- Sabah namazının sünnetini sonradan kılmak mümkün mü?
- Akşam namazının kazası