İstanbul/Kartal’dan Numan Keskin: “Şuâlar 512. sayfada şarabın Hazret-i Îsâ’nın dîninde helâl kılındığı yazıyor. Bu ne demektir? Neden helâl kılınmış?”
Hazret-i Mûsâ Aleyhisselam, Firavun ülkesinde esir hayatı yaşayan İsrâiloğullarını Firavunun esâretinden ve zulmünden kurtarmış, onları bugün ciğerimizi yakan kan gölünün bulunduğu topraklara getirmiş ve Cenâb-ı Hakk’ın sayısız nimetleriyle donatarak, yüksek ve güçlü bir toplum meydana getirmişti. Bu toplumun; gücünü, kuvvetini, dirlik ve düzenini, sağlam inançlarını ve Allah’a olan kulluğunu kaybetmemesi için de Cenâb-ı Hak’tan bir takım hükümler, emirler ve yasaklarla dolu bir şerîat getirmişti. Bu toplumun dirlik ve düzeni Allah’ın şerîatına sâdık kalmalarına bağlı idi. Fakat Hazret-i Mûsâ’dan (as) sonra (Hatta Hazret-i Mûsâ hayatta iken bile) Hazret-i Mûsâ’nın (as) getirdiklerine sâdık kalmadılar, bu dîni yaşamadılar, azgınlaştılar, Allah’ın dînini işlerine geldiği şekilde yorumladılar; binlerce yıldan beri de dünya toplumlarına rezil olmaktan kurtulmadılar.
Hazret-i Îsâ (as) bir Tevhid Peygamberi olarak Yahûdîlere geldi; fakat Yahûdîler tarafından kabul görmedi. Yahûdîler taassuplarını bırakarak yeni peygambere îmân etmediler. Tam tersine Hazret-i Îsâ’ya (as) düşmanlık ettiler, Roma yönetimine durmadan şikâyet ettiler; olmadı, öldürmeye kalktılar. O zamanlar İsrâil toprakları da dahil tüm Anadolu’da Roma İmparatorluğu hâkimdi.
Hazret-i Îsâ’nın (as) dîninde şarap helâl kılınmış değil; fakat haram da kılınmış değildi. Çünkü Hazret-i Îsâ (as) zaten ayrıntılı hükümler getirmiş değildi. Buna zaman da bulmadı. Geldiği zamanda dünya milletlerinin şiddetle Allah’a îmândan uzaklaşmış olması ve putperestliğin her tarafta hâkim oluşu Hazret-i Îsâ’nın (as) mücâdelesini sadece Tevhid ağırlıklı bir karaktere bürüdü. Kısa bir süre sonra da Yahûdîlerin ihânetine uğradı ve kendi mübârek vücudu Allah tarafından semâya kaldırıldı.
Daha sonra putperest Roma İmparatorluğu içinde yayılma istidâdı gösteren Hazret-i Îsâ’nın (as) dîninin başına ne geldi ise, Roma içinde geldi. Putperest Roma’lılar, Hazret-i Îsâ’nın (as) dînini yaklaşık iki yüz yıl içinde kabul ettiler; fakat biraz ondan alarak, çokça da kendilerinden katarak putperest zihniyetleriyle uzlaştırdıkları bir dîn; Hıristiyanlık dîni ortaya çıktı. Bu uzlaşı içerisinde, zaten de haram kılınmamış olan şarap, o günün keşişlerince, belki de putperestlere yaklaşmak amacı güderek, meşrûlaştırıldı; hattâ daha da ileri götürülerek, kutsallaştırıldı.
Benzer konuda makaleler:
- Ashab-ı Kehf´ten günümüze
- Hazret-i İsa’nın din-i hakikisinin zuhurunun hikmetleri
- Kur´ân-ı Kerim´in aslı Arapça´dır
- Ashab-ı Kehf üzerine
- Ashab-ı Kehf üzerine
- İslâmiyet´te reforma ihtiyaç var mı?
- İstanbul Dikilitaş’ın bilinmeyen sırları
- Cuma Hutbesi
- Yahudilerin iki fesadı
- Kur’ân cariyeliğe nasıl bakıyor?
- Yahudilerin iki fesadı ne anlama geliyor?
- Celcelutiye’de niçin Süryanice kullanıldı?
- İçkinin haram kılınış süreci ve hikmetleri
- Gayr-i müslimlerin Kâbe’ye girmeleri
- Sünnet incileri ve kabir komşuluğu