Giderek neden vahşileşiyoruz?

Türkiye kaç gündür Özgecan evlâdına ağlıyor. Yaşanan şenî’ vahşet hafızalara kazındı. Allah beterinden saklasın.

Öncelikle Özgecan yavrumuza Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve bütün Türkiye’ye taziyetlerimi sunuyorum. Rabbim sabr-ı cemil ihsan eylesin.

Cennet-mekân dedelerimizin veciz bir sözü vardı: “Kork Allah’tan korkmayandan” derlerdi.

Belki bu en şenî’i, en gaddarı, en kalleşçesi, en dayanılmazı oldu.

Ama nicedir öyle günler yaşıyoruz ki, gün geçmiyor, bu veya buna benzer bir vahşet, bir şiddet, bir kan, bir cinayet haberi almayalım!

Ne oldu bize? Giderek neden vahşileşiyoruz?

Merhametimize, insafımıza, Allah korkumuza ne oldu?

Ne oldu, ben söyleyeyim: Dinî değerlerimizden uzak olmayı marifet saydığımız zamandan beri manevî açlığımız ayyuka çıktı. Ahlâkımız çöktü; davranışlarımız ahlâk ve edep hamurunda pişmez oldu. Ar, namus, edep, haya, utanma, sıkılma kavramlarını hayatımızdan çıkarınca, insanlığımız da öldü.

O vahşeti yapan genç ve ona yardım edenler Rusya’dan mı geldi, Çin’den mi geldi?

Hayır; hepsi de bu toprakların evlâdı!

İşte ben buna yanarım!

ALLAH KORKUSUNU YOK ETMEYE ÇALIŞMAYALIM

Oysa gençlerimizi ehl-i namusun kadın ve kızına ilişmekten ve vahşetten alı koyan tek güç Allah korkusudur, Cehennem kaygısıdır, ahirete imandır. Bu gücü yok sayarsak, yok etmeye çalışırsak ve gereği gibi öğretmezsek daha çok belâlara dâvetiye çıkarıyoruz demektir.

Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri diyor ki: “Gençler; hevesatları galeyanda, hissiyata mağlûp, cüretkâr akıllarını her vakit başına almayan o gençler, âhiret imanını kaybetseler ve Cehennem azabını tahattur etmezlerse, hayat-ı içtimaiyede, ehl-i namusun malı ve ırzı ve zayıf ve ihtiyarların rahatı ve haysiyeti tehlikede kalır. Bazı, bir dakika lezzeti için bir mes’ut hanenin saadetini mahveder ve bu gibi, hapiste dört beş sene azap çeker, canavar bir hayvan hükmüne geçer.

OKU:   Gıybet dolayısıyla helâllik istemek

Eğer iman-ı âhiret onun imdadına gelse, çabuk aklını başına alır. “Gerçi hükümet hafiyeleri beni görmüyorlar ve ben onlardan saklanabilirim. Fakat Cehennem gibi bir zindanı bulunan bir Padişah-ı Zülcelâlin melâikeleri beni görüyorlar ve fenalıklarımı kaydediyorlar. Ben başıboş değilim ve vazifedar bir yolcuyum. Ben de onlar gibi ihtiyar ve zayıf olacağım” diye, birden, zulmen tecavüz etmek istediği adamlara karşı bir şefkat, bir hürmet hissetmeye başlar.”1

BU VAHŞETİN ALLAH KATINDA KARŞILIĞI

Bu vahşetin Allah katındaki karşılığı nedir?

Gelin Kur’ân’a bakalım ve Allah Resulünü (asm) dinleyelim:

*”Kim bir mü’mini kasten öldürürse, onun cezası, içinde ebedî kalacağı Cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, lânetlemiş ve büyük bir azap hazırlamıştır.”2

*”Kim bir cana kıymamış ya da yeryüzünde bozgunculuk yapmamış bir insanı öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur.”3

*Peygamberimiz (asm) buyurmuştur ki:  “Gökler ve yer, bir insanı öldürmek için birleşmiş olsa, Allah onların hepsini Cehenneme yuvarlar.”4

*“Kıyamet gününde insanlar arasında hükmü verilecek ilk dâvâ, kan dâvâlarıdır.”5

*“Dünyanın tamamen yok olması, Allah indinde bir Müslüman’ın öldürülmesinden daha hafiftir.”6

*“Kim, yarım sözcükle de olsa bir Müslüman’ın öldürülmesine yardım ederse kıyamet gününe, iki gözünün arasına ‘Allah’ın rahmetinden mahrumdur’ yazısı yazılmış olarak gelir.”7

HAKSIZ YERE ÖLDÜRÜLEN ŞEHİTTİR

Allah katında bir Müslüman’ın hukukunun bütün dünya hukukuna eş değer olduğuna göre, haksız yere öldürülen bir Müslüman’ın hakkının Allah katında asla zayi olmayacağı ve uğradığı haksız ölüme bedel yüksek dereceler kazanacağı anlaşılmış oluyor.

OKU:   Lâfını kurşun sayma, bin düşün bir söyle

Peygamber Efendimiz (asm) helâl malını, canını, ailesini, ırzını ve namusunu müdafaa ederken haksız yere zulmen öldürülen Müslüman’ın şehit olduğunu müjdelemiştir.8

Tekrar Özgecan yavrumuza Allah’tan rahmet diliyorum.

Dipnotlar:

1- Bediüzzaman, Şuâlar, Yeni Asya Neşriyat, Germany, 1994, s. 203; Asa-yı Musa, s. 39.
2- Nisâ Sûresi: 93.
3 -Mâide Sûresi: 32.
4- Tirmizî, Diyât, 8.
5- Buhârî, Diyât 1; Müslim, Kasâme 8 (28).
6- Tirmizî, Diyât 7; Nesâi: Tahrim 1.
7- İbn Mâce, Diyât 1.
8 – Buhârî, Mezâlim: 33; Müslim, İman: 62;Tirmizî, Diyet: 22; Nesâi, Tahrim, 24 (4028).

Benzer konuda makaleler:

image_pdfimage_print

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir