İbadet telâfileri: Kefaretler
Necati Bey: “Oruç ve yeminden doğan kefaret borçlarını tek bir yoksula vermek mi doğrudur, yoksa birden fazla yoksulu gözetmek mi? Kefareti başka türlü ödeme imkânı var mıdır?”
DevamıNecati Bey: “Oruç ve yeminden doğan kefaret borçlarını tek bir yoksula vermek mi doğrudur, yoksa birden fazla yoksulu gözetmek mi? Kefareti başka türlü ödeme imkânı var mıdır?”
Devamıİstanbul’dan bayan okuyucumuz: “Kaza orucunu kasten bozan birisi kefaretle yükümlü olur mu?”
DevamıAysun Hanım: “Konuşmam diye yemin eden birisi, konuşursa ne yapmalıdır?” Dinimizde barış esastır. Mü’minin mü’mine üç günden fazla küs durması haramdır. Yakınlarımız arasında böyle birbirlerine küs ve dargın olanlar varsa muhakkak barıştıralım. Çünkü onların dargın durmaları haram olduğu gibi, bizim de onların aralarını bulmamız ve onları barıştırmamız Kur’ân’ın emridir.1 Onlar
Devamıİzmir’den Mehmet Çiçek: “Yeminin çeşitleri ve kefâreti hakkında bilgi verir misiniz? Bir arkadaşımız iş arkadaşı için ‘Pazartesi seni işe almayacağım’ diye yemin etmiş. Fakat sonradan pişman olmuş ve yemininden vazgeçerek arkadaşını işe almış. Şimdi başıma bir belâ gelir mi diye korkuyor.” Yemin, bir işi yapmak veya yapmamak hususunda ileri
DevamıAnkara’dan Mustafa bey: “Şu an elli yaşlarında olan annem, yaklaşık 14-15 yaşlarında biraz silik de olsa oruç bozduğunu hatırlıyor. Şimdilik ciddî bir rahatsızlığı da yok. Fakat, kefâret orucu tutabileceğine kanaati yok. Yerine belli bir meblağla fakir bir kimseye yardım edebilir mi?”
Devamıİstanbul’dan Necati Bey: “Oruç ve yeminden doğan kefâret borçlarını bir yoksula tahsis etmek mümkün müdür? Mümkünse uygulaması nasıl olacaktır?”
DevamıAdnan Kır: “Kefaret orucu ile ilgili hüküm Kur’ân-ı Kerim’de var mıdır? Var ise hangi âyettir? Yok ise bu hükmün kaynağı ve hükmü hakkında bilgi verir misiniz?”
Devamı