Virüsten insanlığa, ibadete, adalete çağrı

Kocaeli’nden Deniz Koçyiğit: “İnsanlar iyice paranoyak oldu. Kimisi biyolojik silâhtır. Koronayı laboratuvarda ürettiler diyor. Kimisi insanın zulmünün ve kirliliğinin İlâhî bir tokadı diyor. Hangisine itibar edilmeli?”

KADER SUSMAZ   

Kim ne tür bir komplo teorisinden bahsederse etsin, konuşan kaderdir. Kader kör bir zerrecik olan virüsü konuşturmuştur.

Kader konuştuğu zaman irade-i beşer şaşar, iktidar-ı beşer çöker, zulm-ü beşer susar, ilm-i beşer söner, ibadet-i beşer de hatırlanır. Kader bazen hurdebinî bir hayvancık diliyle konuşur, bazen canlı da olmayan kör bir zerrecik eliyle konuşur. Bazen zalim eliyle, bazen fıtrat diliyle, bazen tekvini bir emirle konuşur. Nitekim Bediüzzaman’ın ifadesiyle, dev küreler, güneşler ve yıldızlar Cenab-ı Allah’ın itatkâr bir ordusu olduğu gibi, zerrecikler de muntazam bir ordusu hükmündedir. 1

Beşer dünyayı zulümle doldurunca, günah ve zulüm katsayısını aşınca, günahın sıklet-i maneviyesi yer küreye ağır gelince 2 kader susmaz! Kader bağırarak konuşur ve sesini bütün dünyaya, bütün zalimlere, bütün fasıklara, bütün hakkı görmeyenlere duyurur. Adetullah hep böyle işlemiştir.

Amerikan basını bu günlerde Hazret-i Muhammed’in (asm) mesajlarını paylaşıyor. Haftalık Newsweek dergisi, “Bir salgın sırasında kimin hijyen ve karantina tavsiye ettiğini biliyor musunuz? 1300 yıl önce İslâm Peygamberi Hazret-i Muhammed!” sözleriyle manşete taşıdığı haberde, Peygamber Efendimiz’in (asm) “Temizlik imandan gelir.” ve, “Bir yerde veba salgını görürseniz oraya girmeyin. Ama veba sizin bulunduğunuz yerde çıkarsa o yeri terk etmeyin” hadisini okuyucularına duyurdu.

ABDESTİN VİRÜS KOVUCU ÖZELLİĞİ 

Bu dünya 1918 yılında bir de İspanyol Virusu tecrübesinden geçti. 18 Ay içinde Amerika’da 675 bin, Fransa’da 400 bin, İngiltere’de 250 bin, Rusya’da 440 bin, Hindistan’da 18 milyon, Osmanlı’da 10 bin kişi öldü.

Bütün ömrünü bu virüsle mücadeleye adayan Amerika’lı bir bilim adamı, 10 yıl sonra Türkiye’yi ziyaret ediyor. Kendisinden dinleyelim:

“Kendi memleketimden yüz binlerce insanları öldüren bu virüsün nasıl olur da savaşta olan ve yıkımın eşiğine gelmiş Osmanlı imparatorluğu’na hiç etki etmediğini aklım almıyordu. Türkiye ziyaretimde fark ettim ki, Türkler dünyanın en temiz insanları idi. Biz tuvaletimizi sokaklara yaparken, taharet musluğu onlar için hayatın vazgeçilmez bir parçasıydı, biz duş almak nedir bilmezken onların hamamları vardı, biz tuvalet nedir bilmezken onlar yemekten önce ve sonra, tuvaletten önce ve sonra ellerini yıkıyorlardı.”

“Ancak bütün bunların yeterli olamayacağını, çünkü virüsün insandan insana temasla çok kolay geçebileceğini düşünüyordum. Ardından Ayasofya Camii’nde lavaboya gittiğimde ellerini, kollarını, ağzını, burnunu, yüzünü ve ayaklarını yıkayan bir adam gördüm. Ona bu nedir diye sordum?”

“Verdiği cevap beni beynimden vurmuştu. “Bu abdesttir. Biz günde 5 kere abdest alırız, bu namazın şartıdır” dedi. Anlamıştım, biz virüsten kırılırken bu milletin dimdik ayakta kalma sebebi abdest idi.”

KORONAVİRÜSE YENİK DÜŞMEMELİ  

Koronavirüsten de benzer mesajları okumak zor değildir. Çocukları bırakıp büyüklere saran, zengin ülkelerde cadı avı yapan, mütegallibelerin uykusunu kaçıran koronavirüs, insanları ve çocukları sinek gibi öldüren zalimi ve bu ölümleri normal bir şeymiş gibi seyreden dünyayı korku ve ölüm kıskacına atmıştır.

Çocukları, masumları ve fakir ülkeleri neredeyse atlayıp geçmesi, temizliği vazgeçilmez bir emir olarak hatırlatması, Allah’ın yasaklarını yasaklatması, emirlerini ihtar etmesi, mabetlerin manasından uzaklaştırılmaması için tepki vermesi dikkat çekicidir. Merhametin, adaletin, insan sevgisinin unutulmaması gerektiği; zulmün behemehâl terk edilmesi gerektiği; insanın âciz olduğu mesajları çok nettir.

Covid-19’a göre 10 kat daha öldürücü ve zararlı olan İspanyol Virusundan fazla etkilenmeyen Osmanlı’nın 100 yıl sonra bu gün torunları, koronavirüse yenik düşmemeli, bu süreçten ders alarak çıkmalıdır.

Bu virüs salgınının manevî neticesinin, ibadete, insanlığa, adalete ve merhamete dönüş olmasını Cenab-ı Hak’tan dilerim.

Dipnotlar:
1- Lem’alar, s. 370.
2- Sözler, s. 197.