Tesbih namazı üzerine

Abdullah Bey: “Tesbih namazı nasıl kılınır? Fazîletleri nelerdir? Cemaatle kılınır mı?”

 

Tesbih namazı, içerisinde Allah’ı tesbih, tazim ve tehlil kelimelerinin yoğun bir şekilde söylendiği, Cenâb-ı Hakk’ın azametini, izzetini ve celâlini tesbih ve zikir mânâsının kuvvetli ifâdelerle tahakkuk ettiği, Allah Teâlâ’yı her türlü noksanlıklardan, eksikliklerden, mahlûkâta mahsus acziyetten ve zaafiyetten tenzîh, takdis ve kemâl sıfatlarla tavsif etme mânâsının takviye ve te’yid edildiği nâfile bir namazdır.

Bu namazı Allah Resûlü (asm) sevgili amcası Hazret-i Abbas’a (ra) öğretmiş; Hazret-i Abbas’ın, bu namazın her gün kılınmasının zor olacağını söylemesi üzerine de Sevgili Peygamberimiz (asm), tesbih namazının her gün değil; mümkünse haftada bir; bu mümkün olmazsa ayda bir; bu mümkün olmazsa yılda bir; bu da mümkün olmazsa ömürde bir kılınmasının büyük feyiz kaynağı teşkil ettiğini ve kişiyi günahlardan arındırdığını beyan ederek; “Ey amca! Bak, sana on faydası olan bir şey öğreteyim: Bunu yaparsan, günahlarının ilki ve sonu; eskisi ve yenisi; bilmeyerek işlediğin ve bilerek işlediğin; küçüğü ve büyüğü; gizli yaptığın ve açık yaptığın on türden de günahını Allah bağışlar” buyurmuş ve tesbih namazını öğretmiştir.1

Tesbih namazında en gözde zikir ifâdesi: “Sübhânallâhi ve’l-hamdülillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber” kelâmıdır. Bu kelâm, namazın her rek’âtinde, muhtelif rükünlerde toplam yetmiş beş defa söylenir. Namaz dört rek’âtli bir namazdır. Tesbih ifâdelerinin dışında herhangi bir dört rek’âtli namazdan farkı yoktur.

Tesbih namazı şöyle kılınır: “Allah rızâsı için nâfile namaz kılmaya” diye niyet edilir. Namaza başlanır. Sübhâneke okunur. Sübhâneke’den sonra on beş defa yukarıdaki tesbih ifâdesi okunur. Sonra Fâtihâ ve zamm-ı sûre okunur. Daha sonra bu tesbih ifâdesi on defa daha okunur. Bu tesbih rükûya varınca rükû tesbihinden sonra on defa daha okunur. “Semi’allahü limen hamd” denilerek rükûdan doğrulunca “Rabbenâ lek’el hamd” denir ve burada ayakta on defa daha, aynı tesbih ifâdesi okunur. Sonra secdeye gidilir. Secdede secdenin kendi tesbihinden sonra on defa daha bu tesbih ifâdesi okunur. Secdeden doğrulunca on defa da burada bu tesbih okunur. Sonra ikinci kez secdeye gidilir. Secdede secdenin kendi tesbihleri okunduktan sonra, on defa da yukarıda zikrettiğimiz tesbih ifâdesi okunur. Böylece yukarıdaki tesbih ifâdesini birinci rek’âtte yetmiş beş kez okumuş olmaktayız.

İkinci rek’âte kalkıldığında hemen on beş defa bu tesbih okunur ve sonra Fâtiha’ya başlanır. Ve birinci rek’âtte okunan aynı tesbihler, burada da, aynı rükünlerde ve aynı sayılarda tekrar okunur. Böylece ilk iki rek’âtte yüz elli tesbih ifâdesi okunmuş olmaktadır. İkinci rek’âtte oturuş yapılır. Bu oturuşta Ettâhıyyâtü ile Allahümme Salli ve Bârik duâları okunur. Burada selâm verilebileceği gibi, üçüncü rek’âte de kalkılabilir. Üçüncü ve dördüncü rek’âtlerde de aynı tesbih ifâdeleri aynı yerlerde aynı sayılarla okunur. Böylece dört rek’âtte, her rek’âtte yetmiş beş defa okumak üzere toplam üç yüz kez “Sübhânallâhi ve’l-hamdülillâhi velâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber” kelâmı okunmuş; Azîz ve Celîl olan Allah tesbih ve tazim edilmiş olmaktadır. Son rek’âtte oturulur ve Et-Tahıyyâtü, Allahümme Salli ve Bârik duâlarıyla diğer duâlar okunarak selâm verilir.

Tesbih namazında sehiv yapılırsa sehiv secdesi de yapılır ve sehiv secdesinde artık normal secdelerde okuduğumuz tesbihleri, yani sadece “Sübhâne Rabbi’ye’l-A’lâ” tesbihini okuruz.

Tesbih namazını cemaatle kılabileceğimiz gibi, yalnız da kılabiliriz. Ancak bu namaz nâfile olduğundan; yalnız kılmak cemaatle kılmaktan daha evlâdır.

Dipnotlar:

1- Ebû Dâvûd, Tatavvû, 14