Lâtifelerin sultanı hangisidir?

Gülden Beşiroğlu: “Lâtifelerin sultanı hangisidir? Nefis bunun neresindedir? Nefis hangilerini kullanıyor? Vicdan hangilerini kullanıyor?” LETÂİFİN HİSSELERİ    Lâtîfe, lügatte, hoş söz, şaka, mîzah, iltifat, gönlü hoş tutan incelik, duyarlılık ve nezaket demektir. Ruhla ilgili her hoşnutluğu, her inceliği, her sezişi ve her duyuşu ifade eder. Ruhun duygularından herhangi birisine de

Devamı

Yerkürenin ihtişamlı seyahati

Mehmet Bey: “33. Sözün 22. Penceresinde bahsi geçen, ‘Hangi tesadüf şu acaib-i masnuat ile dolu sefine-i Rabbaniyeyi bir meşher-i acâib yaparak yirmi dört bin sene bir mesafede, bir senede sür’atle çevirip, onun yüzünde dizilmiş eşyadan hiçbir şey düşürmesin?’ cümlesindeki yirmi dört bin seneden maksat nedir? Bu konuyu biraz açarsanız memnun

Devamı

Bir beka penceresi: “Yirmi Altıncı Pencere“

Abdullah Bey: “Hazret-i Üstad, Otuz Üçüncü Sözün Yirmi Altıncı Penceresinde Allah’ın Sermediyetini ırmaktaki kabarcıklar ile ispat eder. Bu konuyu açıklar mısınız?” Yeryüzünün soğuk ve katı yüreğini ısıtan ve sevimli kılan unsurlardan biri güneşse, biri de sudur. Kıvrım kıvrım akan çaylar ve ırmaklar içimizi bir serçe kuşu kalbi heyecanıyla doldurur zaman

Devamı

26. Pencere üzerine

Abdulmuhsin Bey: “Hazret-i Üstad, Otuz Üçüncü Sözün Yirmi Altıncı Penceresinde Allah’ın Sermediyetini ırmaktaki kabarcıklar ile ispat eder. Bu konuyu açıklar mısınız?” Yeryüzünün soğuk ve katı yüreğini ısıtan ve sevimli kılan unsurlardan biri güneşse, biri de sudur. Kıvrım, kıvrım akan çaylar ve ırmaklar içimizi bir serçe kuşu kalbi heyecanıyla doldurur zaman

Devamı

Yirmi Altıncı Pencere

Abdullah Bey: “Hazret-i Üstad, Otuz Üçüncü Sözün Yirmi Altıncı Penceresinde Allah’ın Sermediyetini ırmaktaki kabarcıklar ile ispat eder. Bu konuyu açıklar mısınız?” Yeryüzünün soğuk ve katı yüreğini ısıtan ve sevimli kılan unsurlardan biri güneşse, biri de sudur. Kıvrım kıvrım akan çaylar ve ırmaklar içimizi bir serçe kuşu kalbi heyecanıyla doldurur zaman

Devamı

Yirmi dört bin seneden maksat nedir?

 Hatay’dan okuyucumuz: “33. Sözün 22. Penceresinde geçen, ‘Hangi tesadüf şu acaib-i masnuat ile dolu sefine-i Rabbaniyeyi bir meşher-i acaib yaparak yirmi dört bin sene bir mesafede, bir senede sür’atle çevirip, onun yüzünde dizilmiş eşyadan hiçbir şey düşürmesin?’ cümlesindeki yirmi dört bin seneden maksat nedir? Bu konuyu biraz açarsanız memnun olurum.”

Devamı

Yirmi dört bin senelik yörüngede yol almak

Hatay’dan okuyucumuz: “33. Sözün 22. Penceresinde bahsi geçen, ‘Hangi tesadüf şu acaib-i masnuât ile dolu sefine-i Rabbaniyeyi bir meşher-i acaib yaparak yirmi dört bin sene bir mesafede, bir senede sür’atle çevirip, onun yüzünde dizilmiş eşyadan hiçbir şey düşürmesin?’ cümlesindeki yirmi dört bin seneden maksat nedir? Bu konuyu biraz açarsanız memnun

Devamı