Nefsin Rahmaniyet Cilveleri

M. Fedai Bey: “Risâle-i Nur’da 29. Lem’a’nın 2. Babının 7. Noktasında insanın nefsi rahmaniyetin cilveleriyle, kalbi de rahimiyetin tecellileriyle nimetlendiği, aklı da hakîmiyetin letaifiyle zevk aldığı bildiriliyor. Bu cümleyi açıklar mısınız?”

Nefsin Rahmaniyetin cilveleriyle nimetlenmesi: Nefsin lezzet aldığı cismânî gıdaların ve bedensel lezzetlerin tamamı Rahmaniyetin hediyesidir. Nefis beden diliyle bu gıdaları ve lezzetleri tadarak şükür görevini unutmamakla, nankör olmamakla, her bir tadışta şükretmesi gerektiğini hatırlamakla mükelleftir.
Kalbin Rahimiyetin tecellileriyle nimetlenmesi: Allah’ın verdiklerine karşı Allah’ı bilmek ve tanımak, O’na şükretmek, O’nu zikretmek, O’nu fikretmek, O’na muhabbet duymak, O’ndan korkmak, O’nu istemek, O’nun rızasını aramak, O’na yönelmek, O’nun için yaşamak ve bütün bunlardan derece derece zevk almak birer Rahimiyet tecellîsidir. Allah’ın, dilediğinin kalbine koyduğu hidayet, feyiz ve rahmet bir Rahimiyet tecellisidir.

Aklın, Hakîmiyetin letâifiyle (incelikleriyle) zevk alması: Pozitif bilim olarak bilinen müsbet ilimlerin ilgilendiği bütün alanlar Hakîm isminin incelikleriyle doludur. Her bir “tabiat kanunu”, her bir “bilimsel kural” denilen şeyler, Hakîm isminin birer nüktesi, birer noktası, birer cilvesi, birer eseridir. Akıl bunları kavramakla mükelleftir ve bunlardan zevk alır.