Namaz üzerine

Şeyhmus Sezer: “1- Gusül abdesti aldıktan sonra ibadet etmek için tekrar abdest almaya gerek var mıdır? 2- Abdesti oturarak alma imkânı varken ayakta almanın herhangi caiz olmayan bir yönü var mıdır? 3- Sabah ve ikindi namazlarının farzlarının ardından sünnetleri kılınmadığı için eğer imamın sabah veya ikindi namazını kıldırdığını gördüğümüz vakit henüz sünneti kılmamış isek ilk önce sünneti kılmamız gerekir yoksa hemen imamın arkasına geçip farzı mı kılmamız gerekir? 4- Namaz kıldırırken imamın niyeti farklı mıdır? Yoksa o da normal olarak “niyet ettim ALLAH rızası için … namazını kılmaya” diye mi niyet eder? 5- Namazların son oturuşunda sırasıyla Ettehiyatu, Allahümme salli, Allahümme barik ve Rabbena Atina duâsının okunması yeterli midir yoksa Rabbena atinadan sonra Rabbena’ğfirlena duâsının da okunması gerekir mi? 6- Namazdaki zamm-ı sûreler okunurken bu sûrelerin birbirinin ardından gelecek şeklinde okunması ve okunurken sûrelerde herhangi bir atlama olursa şayet bu durumda en az iki sûre atlanarak değişik bir sûrenin okunması ile ilgili açıklama yapabilir misiniz? 7- Kişi tek başına namaz kılarken evvela niyet olmak üzere iftitah tekbirinden sonra “‘sübhaneke” duâsını okuyup ardından ‘’euzübesmele’’ çekerek fatihaya geçer. Peki kişi imama uyduğu vakit imam fatiha ve sûreleri cemaate riyaseten okuduğu için kişi ‘’euzübesmele’’ yi ‘’sübhanekeden önce mi okuyacak yoksa ‘’sübhaneke’’ den sonra mı okuyacak?”

 

1- Gusül abdesti almakla, abdestten beklediğimiz hadesten taharete gusül ile ulaşmış oluyoruz. Yani gusül abdesti, abdestin bize verdiği manevî kazanımı fazlasıyla veriyor. Bu sebeple gusül abdesti aldığımız zaman, gusül abdestiyle namaz dahil bütün ibadetlerimizi yapabiliriz. Ayrıca namaz abdesti almamıza gerek kalmaz.

2- Ayakta abdest almanın tek sakıncası, kullanılmış suyun üzerimize sıçrama riskinin genellikle ayakta daha fazla olmasıdır. Eğer suyun üzerimize sıçramasını mümkün mertebe önleyici bir lavabo düzeneğinde abdest alıyor isek, ayakta da abdest alabiliriz.

3- Sabah namazının sünneti, sünnet-i müekkede hükmündedir. Yani kuvvetli sünnetlerdendir. Mümkünse terk edilmemesi tavsiye edilmiştir. Bu sebeple cemaat farz namaza başlamışsa bile sabah namazının sünneti derhal kılınır ve imama uyulur. Nitekim, sabah namazında imamın zamm-ı sûreyi uzun tutması, kılmayanların sünnet kılmalarına imkân verir. Eğer imam farz namazın sonuna yaklaşmışsa artık sünnet kılınmaz ve imama derhal uyulur. Fakat bu durumda artık farzdan sonra sabah namazının sünneti kılınmaz. Çünkü sabah namazından sonra kerahet vaktine kadar nafile namaz kılınmaz.

İkindi namazının sünneti ise sünnet-i gayr-i müekkededir. Eğer cemaat farz namaza başlamışsa sünnet kılınmadan imama uyulur. İkindi namazının ardında kerahet zamanı geçinceye kadar ise artık nafile namaz kılınmadığından ikindinin sünneti de farzdan sonra kılınmaz.

4- Eğer cemaati içinde kadın yoksa, imamın, imamlığa niyet etmemiş olması halinde de, imamlığı caiz olur. Fakat cemaati içinde kadın varsa imamlığa niyet etmesi gerekir. Bu nedenle, her ihtimale karşı imam, “Niyet ettim Allah rızası için …..namazını kılmaya. Bana uyanlara imam olmaya hazır oldum” diye niyet ederse, cemaatine sonradan kadın da dahil olsa namazı sahih olur.

5- Namazda selâmdan önce Rabbena’ğfirlena duâsını bilenler okuyabilir. Okunması sünnettir. Okunmaması ise namazda bir eksiklik meydana getirmez.

6- Namazda her iki rek’âtte bir, zamm-ı sûreyi Kur’ân’daki yazılış sırasına göre yukarıdan aşağıya doğru bir tertip üzere (yani ya peş peşe, ya da eğer âyet atlanacaksa ikiden daha fazla atlanarak) okumak sünnettir. Böylece bir sünnet daha uygulanmış olur.

7- İmama uyduğumuz zaman sübhanekeyi okur ve imamın okuyuşunu bekleriz. İmam cemaati temsilen euzü besmeleyi çeker ve fatiha ve zamm-ı sûreyi okur.

Allah kabul etsin.