Hadislerde “Nısf-u Şaban” olarak ifadesini bulan mübarek bir günün içindeyiz. Nısf-u Şaban, üç ayların ikincisi olan Şaban ayının ortası. Berat Gecesi ile başlayan gün. Kurtulmak isteyen için, beratını almak isteyen için mahşerden önce verilmiş rahmet dolu, mağfiret dolu, yüksek fırsatlar dolu gecelerden birisini daha bu gece–-inşâallah—idrak edeceğiz.
Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) Şaban ayının on üçüncü gecesi geldiğinde mübarek başını secdeye koydu. Ümmeti için af ve mağfiret istedi. Kendisine ümmetinin üçte birinin bağışlandığı müjdelendi. Resul-i Ekrem (asm), on dördüncü gece tekrar secdedeydi. Yine ümmetinin bağışlanmasını istiyordu; ümmetinin üçte ikisinin mağfiret edildiği müjdelendi. Ve on beşinci gece yeniden o mübarek baş Allah’ın huzurunda secdeye kapandı. Allah Resûlü (asm) ümmetinin tamamının bağışlanmasını istiyordu. Bu gece, Allah’tan yüz çevirenler dışında, ümmetinin tamamı bağışlandı. 1
Resul-i Ekrem Efendimiz (asm) Şaban’ın on beşinci gecesinde:
“Ya Aişe, bu gece nasıl bir gece, bilir misin?” buyurdu. Hz. Aişe (ra):
“Allah ve Resulü daha iyi bilir.” dedi.
Peygamber Efendimiz (asm):
“Bu gece Nısf-u Şaban’dır. (Şaban ayının yarısıdır.) Dünya işleri ve kulların işleri bu gece Yüce Hakk’a arz edilir. Bu gece Cehennemden azat edilenlerin sayısı; Kelb Kabilesinin koyunları sayısından daha fazladır. Bu gece bana ibadet yapmam için izin verir misin?”
Hazret-i Âişe (ra):
“Olur ya Resûlallah!” dedi.
Peygamber Efendimiz (asm) kalkıp namaza durdu. Ayakta durması uzun sürmedi. Fatiha Sûresini okudu; sonra küçük bir sûre okudu. Ardından secde yaptı. Gecenin yarısına kadar secdede kaldı. Daha sonra ikinci rekâta kalktı. Ayakta iken, birinci rekâtta okuduğu kadar bir şey okudu. Sonra yine secdeye vardı. Bu defa da tan yeri ağarıncaya kadar secdede kaldı. Secdede o kadar kaldı ki, Hazret-i Aişe, Resulullah’ın (asm) ruhunun kabzolunduğunu sandı. Secdeden kalkması uzayınca, Hazret-i Aişe (ra) telâşlandı, kendisine yaklaştı. Mübarek ayaklarına dokundu. Hareket ettiğini görüp canlılık hissedince rahatladı.
Kulak verdi. Peygamber Efendimiz (asm) secdesinde şöyle yalvarıyordu: “Allah’ım! Azabından affına sığınırım. Gazabından rızana sığınırım. Senden Sana sığınırım. Şanın yücedir. Sen kendi zatını övdüğün gibi, Seni övemem!”
Sonra Hazret-i Aişe (ra) sordu:
“Ya Resulallah, bu gece secdende bir şeyler okuduğunu duydum. Bunları daha önce okuduğunu hiç duymamıştım.”
Peygamber Efendimiz (asm):
“Sen onları öğrenebildin mi?” buyurdu. Hazret-i Aişe (ra):
“Evet ya Resulallah!” deyince, Peygamber Efendimiz (asm) bundan hoşlandı da:
“Ya Aişe! Onları hem sen öğren, hem de başkalarına öğret.” buyurdu.
Resûlullah Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Şaban ayının on beşinci gecesinin ilk vaktinde Cebrail (as) bana geldi; dedi ki:
‘Ya Muhammed, başını semaya kaldır, bak!’ Sordum:
‘Bu gece nasıl bir gecedir?’ Hazret-i Cebrail (as) şöyle anlattı:
‘Bu gece, Allah, rahmet kapılarını açar. Kendisine şirk koşmayanların hemen hepsini bağışlar.’
“Gecenin dörtte biri geçtikten sonra, Cebrail (as) yine geldi ve şöyle dedi:
‘Ya Muhammed başını kaldır, semaya bak!’
“Bir de baktım ki, ne göreyim, cennet kapıları açılmış. Cebrail’e (as) sordum: ‘Bu kapılar ne zamana kadar açık kalacak?’ Cebrail (as) şöyle dedi:
“Allah’ın, Benî Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısından daha fazla kimseyi cehennemden azat edinceye kadar.” 2
Peygamber Efendimiz (asm) devamla: “Şâban’ın 15. gecesi geldiğinde geceyi uyanık ibadetle, gündüzü de oruçlu olarak geçirin. O gece güneş battıktan sonra Allah rahmetiyle dünya semasına tecellî eder ve şöyle seslenir: ‘İstiğfar eden yok mu, affedeyim ve bağışlayayım. Rızık isteyen yok mu, rızıklandırayım! Başına bir musîbet gelen yok mu, sağlık ve afiyet vereyim!’ Bu, tan yerinin ağarmasına kadar böylece devam eder.” 3
Bir mektubunda ehl-i îmân ve ehl-i hizmetin her bir gecesinin, Leyle-i Mi’rac, Leyle-i Berat ve Leyle-i Kadir kadar kıymettar olmasını Cenâb-ı Hak’tan niyaz eden Bediüzzaman Hazretleri 4, Berat Gecesinin mahiyetini ve bu gecede neler yapacağımızı şöyle ifade eder: “Bu gelen gece olan Leyle-i Berat, bütün senede bir kudsî çekirdek hükmünde ve mukadderat-ı beşeriyenin programı nev’inden olması cihetiyle Leyle-i Kadr’in kudsiyetindedir. Herbir hasenenin Leyle-i Kadir’de otuz bin olduğu gibi, bu Leyle-i Berat’ta her bir amel-i sâlihin ve her bir harf-i Kur’ân’ın sevabı yirmi bine çıkar. Sair vakitte on ise, şuhur-u selâsede yüze ve bine çıkar. Ve bu kudsî leyali-i meşhurede on binler, yirmi bin veya otuz binlere çıkar. Bu geceler, elli senelik bir ibadet hükmüne geçebilir. Onun için elden geldiği kadar Kur’ân’la ve istiğfar ve salâvatla meşgul olmak büyük bir kârdır.” 5
Cenâb-ı Hak, bu gecede elli senelik ibadete denk kılacak ameller yapmayı bütün ümmete müyesser kılsın. Berat Geceniz mübarek olsun. Âmin.
Dipnotlar:
1- M. H. Yazır, H. Dini K. Dili, S. 4294.
2- İbni Mâce, ikaamet: 191; Tirmizi, savm: 38; Ahmed: 6/176, 238.
3- İbni Mâce, İkame, 191.
4- Kastamonu Lâhikası, S. 58.
5- Şuâlar: 505.
Benzer konuda makaleler:
- Leyle-i Berat: Elli yıla bedel bir gece
- Elli seneye denk bir ibadet gecesi
- Leyle-i Berat ve müjdeler
- Berat Kandili hakkında
- Bir müjde habercisi: Leyle-i Berat
- Mübarek geceler Kur’ân’da var mıdır?
- Mübarek bir gece: Leyle-i Regaib
- Mübarek gecelerden ilki: Leyle-i Regaip
- Bugün üç aylara girdik
- Bin aydan hayırlı bir gece: Leyle-i Kadir
- Üç aylara girdik
- Kadir Suresi’nin müjdesi
- 80 senelik ömür
- İsteklerin reddolunmadığı gece: Leyle-i Regâib
- Ömre ömür katan gece!