Kıyamete kadar Kur’ân-ı Kerim

Almanya’dan okuyucumuz: “Allah (cc) Kur’ân-ı Kerim’i kıyamete kadar korumayı vaad ediyor; oysa Tevrat ve İncil gibi kitaplarını korumamış. Bunun hikmeti ne olabilir?”

Allah (cc) her peygambere vahiy gönderirken, söz konusu peygamberin kavminin anlayacağı bir dil ve üslûp seçmiş ve gerektiğinde mu’cizeyi de o çağın anlayacağı bir san’at cinsinden vermiştir. İnsanlarla sağlıklı iletişim kurmak için bu bir gerekliliktir. İnsanlara anlayacakları dilden hitap etmek Allah’ın hem peygamberlerine önerdiği, hem de bizzat Kendisinin kitaplarında ve emirlerinde uyguladığı bir niteliktir. Sağlıklı iletişimin bir gereği olarak, Hazret-i Sâlih Aleyhisselâm, kavminin isteği üzerine kayanın gövdesinden deve çıkarmış; Hazret-i Mûsâ Aleyhisselâm, sihrin revaçta olduğu Mısır’da sihir cinsinden mu’cizeler göstermiş; Hazret-i Îsâ Aleyhisselâm tıbbın revaçta olduğu kendi döneminde tıp cinsinden mu’cizeler göstermiştir. Kur’ân-ı Kerîm’in nâzil olduğu dönemde ise birer söz söyleme san’atı olarak belâgat, fesâhat ve i’câz revaçta idi. Peygamber Efendimiz’in (asm) mu’cizeleri de genellikle söz cinsinden geldi.1 Söz mu’cize olunca bozulma riski yok denecek derecede azalıyor.
Peygamberler genelde kendilerinden önceki peygamberin getirdiği kitabın ve dinin bozulan ve saptırılan kısımlarını ıslâh etmişler ve insanlara tebliğ etmişlerdir. Tevrat Hazret-i İsâ’ya (as) gelinceye kadar bir çok Peygamberce okunmuş, vahye dayalı olarak tashih edilmiş ve tebliğ edilmiştir. İncil—Tevrat’la birlikte—Hazret-i Muhammed (asm) tarafından Kur’ân ile tasdik edilmiştir. Nitekim Tevrat’ın ve İncilin bozulmamış nüshalarına-–vahiydeki aslına—iman etmek biz Müslümanlar için bir iman kuralıdır.
Kur’ân’a gelince; Kur’ân, Son Peygamber Hazret-i Muhammed’in (asm) kitabıdır. Bozulması durumunda Kur’ân’ı tashih ve ıslâh edecek yeni bir Peygamber söz konusu değildir. Öyleyse Kur’ân’ı tehlikelerden koruyacak şekilde tedbir almak gerekiyordu. İşte bu İlâhî tedbirlerden birisi onun i’câzı ve belâgâtıdır. Kur’ân’ın i’câzı ve belâgâtı onun zırhı olmuştur. Bu zamanda Kur’ân’ın i’cazını beyan etmeye ise Risâle-i Nur görevlidir.2

DUÂ

Ey Alîm-i Muîn! Kur’ân’ı okumayı lütfeyle! Kur’ân’ı anlamayı lütfeyle! Kur’ân’ı yaşamayı lütfeyle! Kur’ân’a hizmet etmeyi lütfeyle! Kur’ân’ın şefaatini lütfeyle! Kur’ân’a ittiba edenlerin kusurlarını bağışla! Kur’ân’a hizmet edenlerin ellerinden tut, işlerine vekil ol! Kur’ân’ı yeryüzünde hâkim eyle! Âmin!

Dipnotlar:

1- Bedîüzzaman, Sözler, s. 332.
2- Barla Lâhikası, s. 11