Kıyamet kimin başına kopacak?

Yalova’dan Mahmut Avcı: “Kıyamet öncesinde bir İlâhî tecelli olan, “Ehl-i imanın ruhları kıyamet kopmazdan bir parça evvel kabzedilir, o dehşeti yaşamazlar” hakikatini, “sırrı imtihan ve esbab perdedar-ı dest-i kudret ola aklın nazarında” hakikati çerçevesinde nasıl anlamalıyız? Ehl-i İmanın ruhunun toplu olarak kabzedilmesi sırr-ı teklife muvafık düşer mi?”

Kaçış Nereye?

Kıyametten haber veren en gerçekçi tek kitap Kur’ân’dır. Kur’ân bu dehşetli sondan bütün çıplaklığıyla bahsediyor. Bir âyet: “Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan “kaçış nereye?” diyecektir. Hayır, hiçbir sığınacak yer yoktur. O gün varıp durulacak yer, sadece Rabbinin huzurudur.” 1

Hazret-i Âişe (ra) naklediyor: Peygamber Efendimiz (asm) bir gün: “Lât ve Uzza’ya tekrar tapılmadıkça gece ile gündüz gitmeyecektir!” buyurdular. Bunun üzerine Hz. Ayşe:

“Ya Resulallah! Allah (cc), “O Allah ki Resûlünü hidayet ve hak dinle göndermiştir, ta ki onu bütün dinlere galebe kılsın.” (Saff Sûresi. 9) âyetini indirdiği zaman, ben bunun gerçekleştiğini zannetmiştim!” demiş. Hz. Peygamber (asm) ise cevap olarak şöyle buyurmuştur:

“Allah’ın dediği olacak. Allah hoş bir rüzgâr gönderecek. Bunun tesiriyle kalbinde zerre miktar imanı olanın ruhu alınacak. Kendisinde hiçbir hayır olmayan kimseler dünyada kalacaklar ve bunlar atalarının dinlerine dönecekler!” 2

Keza deccal fitnesi hakkında uzunca bir hadisin son kısmında, Resulullah Efendimiz (asm) şöyle buyurur: “Allah bir rüzgâr gönderecek ve bu rüzgâr ile bütün mü’minlerin ruhlarını kabzedecektir. Geri kalan insanlar merkeplerin ulu orta çiftleştiği gibi göz önünde çiftleşecekler ve kıyamet onların başına kopacaktır.” 3

Mü’minlerin Toplu Ölümü

Bu gerçeği Bediüzzaman da şöyle ifade ediyor: “Kıyametin kopacağı anında, kıyametin dehşetlerini görmemek için, bir eser-i rahmet olarak, ehl-i imanın ruhları daha evvel kabzedilecek, kıyamet kâfirlerin başına kopacaktır.” 4

Bu dehşetli sonun elbette bir başlangıç noktası vardır. Bu noktaya sonun başlangıcı diyelim. O noktada artık teklif sona erer, imtihan biter. Bu, Allah’ın vaadinin gerçekleşme zamanıdır. O ana kadar iman edenler kazanır. O andan sonra, artık saat gelmiştir. Bu olup bitenler saatin ayak sesleridir.

Kıyametten önce Allah’ın, mü’minlerin ruhunu topluca kabzetmesi sırr-ı teklif açısından bir ilktir. Daha önce mü’minlerin böyle toplu ölümü olmamıştır. Nuh tufanında topluca boğulanlar Hazret-i Nuh’a (as) inanmayanlardı. Sonraki yıllarda Ad kavmine, Semud kavmine, Lut kavmine ve başka kavimlere toplu afetler gelmişti. Ama gene mü’minler korunmuştu.

Bu defa iş tersine dönmüş bir vaziyet arz ediyordu. Toplu ölüm mü’minlerin başındaydı.

Sırr-ı Teklif Açısından Bir İlk

Kâfirlerin toplu ölümlerinden ders alan mü’minlerdi. Ya şimdi? Geride ders alacak iman sahibi kimse artık yoktu! Kalanlar kâfirdi. Ders alacak kadar iman sahibi olsa zaten o da ölecekti. Ölmediğine göre onun dersten nasibi olduğu da söylenemezdi.

Ortada Mü’mini kıskıvrak yakalayan, kâfiri bırakan, kâfire iltimas geçen bir tecelli gözüküyordu. Hayatta kalan kâfirler, kim bilir en fazla, “iyi ki iman sahibi değilmişiz, doğa iman edenlere ceza verdi, bizi bıraktı. Oh ne ala!” mı diyeceklerdi, kim bilir? Küfürleri mi artacaktı, bu konuda bildirilen bir husus yoktur.

Bildirilen şey, mü’minlerin ruhlarının rahmet eseri olarak erkence alınacağıdır. Sırr-ı teklif belki de sırrını son defa ifşa edecektir. Bu esnada nasibi olanın uyanacağını ve iman edeceğini rahmetten ümit etmekte de bir sakınca olmasa gerek!

Bediüzzaman, kâinatla alâkadar olan ve kıyamet anında ölmüş olan baki ruhların, kıyamet saatini hayretle, merakla ve azap ehli ise elem duyarak, saadet ehli ise müjdeleyerek haberdar olacaklarını Kur’ân’ın işaretlerine dayanarak bildiriyor. 5

Dipnotlar:
1- Kıyamet Sûresi: 7-12.
2- Müslim, Fiten, 52, (2907).
3- Tirmizî, Fitne, 48.
4- Mektubat, s. 73.
5- Mektubat, s. 73.