Farzlardan sonra duâ yapmak

Ali Bey: “Hanefi Mezhebi’ne göre namaz kılarken, farz ile sünnet, sünnet ile farz arasında herhangi bir şey konuşmak (duâ, tespih v.s ) mekruh mudur? Eğer mekruh ise salâtan tüncina v.s okunuşunu nasıl değerlendirmeliyiz?”

 

Bu sorunun bir kaç yönü var:

1- Hanefi Mezhebi’ne göre de, diğer mezheplere göre de farz ile sünnet, sünnet ile farz arasında dünya kelâmı konuşmak mekruhtur. Ancak duâ yapmak, Allah’ı zikretmek, Peygamberimize (asm) salâvat getirmek mekruh değildir. Farz namazdan sonra yapılan duâ, Peygamber Efendimiz (asm) tarafından müstecâp (makbûle şâyân) duâlar arasında sayılmıştır.
Bir gün Resûl-i Ekrem Efendimiz’e (asm) soruldu ki:
“Ya Resûlallah! Hangi duâ makbuldür?” Peygamber Efendimiz (asm):
“Gecenin son kısmında ve beş vakit namazların arkalarında yapılan duâlar makbuldür.” buyurdu.1
Peygamber Efendimiz (asm) bir diğer hadislerinde: “Bir farz namazı kılan kimsenin bir makbul duâ hakkı vardır. Kur’ân’ı hatmeden kimsenin de bir makbul duâ hakkı vardır.”2 buyurmuştur.
2- Bediüzzaman’ın ümmete öğrettiği tesbihat, Hz. Muhammed Aleyhissalâtü vesselâmın cadde-i kübrasının tesbihatıdır. Her mezhep salikine göre Sünnet-i Seniyyedir. Bediüzzaman aynen diyor ki: “Namazdan sonraki tesbihatlar tarikat-ı Muhammediyedir (asm) ve Velâyet-i Ahmediyenin (asm) bir evradıdır. O noktadan ehemmiyeti büyüktür.”3
3- Salâten Tüncînâ duâsı Müslüman âlimler, sâlihler ve kutuplarca okunmuş, tecrübe edilmiş ve tavsiye edilmiş kuvvetli bir duâ metnidir. Hazret-i Muhammed’e (asm) salât ü selâmla başlanan ve Peygamber Efendimizin (asm), Peygamber Efendimizin (asm) âlinin ve O’nun (asm) sünnetine uyan her kimsenin her halde ve her sıkıntıda rahmet içinde olmalarını, bütün istek ve ihtiyaçlarının verilmesini, bütün kötülüklerden, günahlardan ve seyyiâttan arındırılmalarını, en yüksek derecelere yükseltilmelerini, hayatta ve öldükten sonra bütün hayırlara ve gâyelerin en yükseğine ulaştırılmalarını niyaz ettiğimiz ve muhakkak hadis ve âyetlerden iktibas edilmiş olan bu duâyı, Üstad Bedîüzzaman Hazretleri farz namazların hemen ardından, sünnette gösterilen makbul duâ yerinde okumuş ve burada okunmasını tavsiye etmiştir. Bu duâ hakkında Bedîüzzaman Hazretleri şöyle demiştir: “Meşhur-u âlem ve gayet mücerreb ve umum aktabların mergûbu bir salâvat-ı şerîfedir.”4

Dipnotlar:
1- El-Ezkâr, Nevevî, 66, 67.
2- Câmiü’s-Sağîr, 4/1576.
3- Kastamonu Lâhikası, s. 71.
4- İlk Teksir Delâilü’n-Nûr, s. 36.