Fal ve falcılık

Rize’den Ahmet Sabri Görmüş: “Fala bakmak ve baktırmakla ilgili âyetler ve hadisler ne diyor?”

Bir takım şekillerden bazı mânâlar çıkarmak ve geleceğe ait bir takım uydurmalarda bulunarak insanları aldatmaktan ibaret bir davranış olan fal, dinimizde haramdır. Falcılığı geçim vasıtası yapmak, bundan para kazanmak da, fala baktırıp fal sonucuna göre geleceğini yönlendirmek derecesinde haramdır.

Falcılık ve fala inanmak, Tevhid inancıyla da çelişiyor. Çünkü Tevhid inancına göre gelecek, bütün yönleriyle Allah’ın ilminde, elinde ve takdirindedir. Ancak insan, Allah’tan gelecekle ilgili her şeyi, her değişikliği isteyebilir; bunun için de kavlî ve fiilî duâ kapısı sürekli açıktır. Oysa falda ve falcılıkta bu sıhhatli inanç, söz konusu değildir.

Falcılık yapan, geleceğe dönük olarak bilgiler veriyor, bir tür kehanette bulunuyor. Oysa kehanetin de gerçeklikle ilgisi yoktur. Kehanet, bir takım insanların cinlerden haber aldıklarını söyleyerek bunu insanlar arasında yayması ve bu haberleri kaynak gösterip insanları olur olmaz şeylere yönlendirmesidir. Oysa gelecekten ne cinler, ne insanlar, ne melekler; hiç kimse Allah izin vermedikçe haber veremez.

Kur’ân inmezden önce cinler, gelecek haberlerini gerçeğe yakın şekilde yakın gökten çalıp getirebiliyorlardı. Çünkü yakın gökte, mukadderâtı indiren, gelen mukadderâtı kendi aralarında konuşan vazifeli melekler vardır. Bu konuşmaları cinler kulak hırsızlığı yaparak çalarlar, gelip insanlara da söylerlerdi. İnsanlar da bu haberlere inanıp yayarlardı.

OKU:   Gayr-i Müslim´in kiyafeti giyilir mi?

Oysa Kur’ân inmeye başlayıp, Tevhid inancı bütün kemâlâtıyla geldikten sonra artık insan, doğrudan Allah ile, yaratıcısı ile ilişkilendirilmiş, istediklerini ancak ve sadece Allah’tan istemesi öngörülmüş, duâ kapısı bu yüzden hep açık tutulmuş; böyle Kur’ân vahyine de gölge düşürecek şekilde yalan yanlış haberlerin cinlerden alınması da, bu amaçla cinlerin gökleri dinlemesi de yasaklanmıştır. Kur’ân inmeye başladıktan sonra artık cinler gökleri dinleyemiyorlar, göklerden gelecek haberleri getiremiyorlar. Fakat maalesef cinler de, insanlar da bu kapanan kapıyı günümüze kadar çalmaya devam ede gelmişlerdir.

Oysa bu haberlere inanmak ve bunları yaymak, falcılıktan başka bir şey değildir. Falcılık ise Kur’ân’da da, hadislerde de yasaklanmıştır. İşte bazı örnekler:

“Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan, (henüz canı çıkmamış iken) kestikleriniz hariç; boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar, bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. İşte bütün bunlar fısk (Allah’a itaatten kopmak)tır. Bugün kâfirler dininizden (onu yok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim. Kim şiddetli açlık durumunda zorda kalır, günaha meyletmeksizin (haram etlerden) yerse, şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.”1

OKU:   Medyum ve falcılara inanılır mı?

“Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.”2

Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Kuş peşinde haykırmak, kuş ötmesinden uğursuzluk haberleri çıkarmak, kuş uçması ile fal bakmak kehanet çeşitlerindendir.”3

Muaviye bin Hakem (ra) anlatıyor:

“Ben dedim ki: ‘Ey Allah’ın Resulü! Benim cahiliyet yolundan dönüşüm yenidir. Yüce Allah İslâm’ı getirdi de bizi kurtardı. Bizden bazı kimseler kâhinlere varıp istikbale ait haberler soruyorlar. Buna ne dersiniz?”

Peygamber Efendimiz (asm):

“Onlara gitmeyin” buyurdu. Ben:

“Kimimiz de kuşun ötmesinden ve uçmasından uğursuzluk vehmediyorlar” dedim.

Resûlullah Efendimiz (asm):

“Bunlar gerçek dışı şeylerdir. Böyle asılsız şeyler hiç kimseyi yolundan alıkoymasın”4 buyurdu.

İbn-i Mes’ud el-Bedrî (ra) bildiriyor ki: “Resûlullah (asm) köpeğin bedelinden, zânînin verdiği ücretten ve falcılık kazancından yasaklamıştır.”5

Resulullah’ın (asm) yanında uğursuzluktan bahsedilmişti. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (asm):

“Bunların en güzeli hayra yormaktır. Uğursuzluk endişesi bir Müslüman’ı yolundan alıkoymasın. Hoşunuza gitmeyen bir şey gördüğünüzde: ‘Allah’ım! İyilikleri ancak Sen ihsan eder, kötülükleri de ancak Sen defedersin. İbadet yapmaya kuvvet, günahtan kaçmaya kudret ancak Senin kereminledir’ desin” buyurdu.6

Dipnotlar:
1- Maide Sûresi: 3
2- Maide Sûresi: 90
3- Riyazu’s-Sâlihîn, 987
4- Riyazu’s-Salihin, 988
5- Riyazu’s-Salihin, 988
6- Riyazu’s-Salihin, 989

Benzer konuda makaleler:

OKU:   Haram, günah ve küfür

image_pdfimage_print

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir