Eti yenmeyen hayvanın gübresi

Çetin Şahinöz: “Almanya gibi gayr-i Müslim ülkelerde, ziraatte (ekinlerde buğday, mısır, patates..vb.) tarlalara ve bahçelere domuzun pisliğini gübre olarak atıyor. Bu durumda bu ürünlerden üretilen ekmek gibi yiyecekleri yemek caiz midir?”

 

Bir Müslüman bilerek domuzun gölgesinden bile faydalanmaz. Domuzun pisliğini gübre olarak kullanmaz. Bundan en azından hayâ eder. Çünkü domuz etini haram kılan bir Kitaba inanıyor.
Gayr-i Müslim ülkelerde yaşayan Müslümanlara gelince… Bunlar öncelikle gayr-ı Müslimlerin rahatlıkla yedikleri domuz etini yememeye özen gösterirler, göstermelidirler.

Bunun dışında gayr-i müslimce meşrû olan, Müslüman’ca da helâl ve mubah sayılan gayr-i müslimlerin yiyeceklerinden yiyebilirler. Nitekim Kur’ân, “Ehl-i kitabın kestikleri ve yiyecekleri size helâldir. Sizin yiyecekleriniz de onlara helâldir.”1 buyurarak ehl-i Kitabın yiyeceklerini Müslüman için helâl kılıyor.
Kur’ân’ın bu genel müsaadesinden sonra, artık gayr-ı müslim’in tarlasına hangi hayvanın gübresinden attığı bizim için birinci derecede önem taşımaz.
Çünkü:
1- Bu bir zorluktur, vesveseyi ve evhamı arttırır. Bize bir kemal vermez.
2- Gözümüzle gördüğümüz bir şey varsa o üründen yememeyi tercih edebiliriz. Gözümüzle gördüğümüz bir şey yoksa vesvese etmemize gerek yoktur.
3- Kaldı ki toprak ve bitkinin mahiyeti mükemmel bir istihale makinesi hükmündedir. Toprak içine atılan her şeyi bozup çürütür ve aslî unsuruna çevirir. Bitki de bünyesine aldığı her unsuru yeniden sentezler ve hayata kazandırır. Dolayısıyla ürünü helâl bitkilerden gübresi dolayısıyla haram olmuş bir örnek din-i mübinde söz konusu değildir.
4- Nihayet böyle vesvese veren durumlarda ürün eğer helâl ürünse, bizim de ona ihtiyacımız varsa, “Bismillah” deyip yememiz emredilmiştir.

Bazı kimseler, ‘Ya Resûlallah! Bize kesilmiş et getiriyorlar. Hayvan boğazlanırken üzerinde Allah’ın isminin anılıp anılmadığını bilmiyoruz. Bu duruma ne buyurursunuz?” diye sordular.
Resul-i Ekrem Efendimiz (asm):
“Bismillah deyiniz ve yiyiniz.” buyurdu. Et getirenler yeni Müslüman olmuşlardı.”2

Dipnotlar:
1- Maide Sûresi: 5.
2- Buhârî, Tevhîd, 13; İbn-i Mâce, Zebâih, 3174.