Ehl-i îmân ile ehl-i küfür

Ağrı’dan Ali Polat: “Ehl-i îmân ile ehl-i küfrün saflarının bu zamanda birbirine karışık olması nedendir? Fayda ve zararı nelerdir?”

 

Bu dünya imtihan yeridir. Bu imtihan yurdunda her an, her yerde, herkesle karşılaşmamız mümkündür. Müslüman, kimle karşılaşırsa karşılaşsın, sahip olduğu iyilikler ve yaşadığı doğrular hususunda başkasını aydınlatır, insanlara iyi örnek olur, başkasının kötülüklerini ise almaz. Kur’ân’ın ısrarla vurguladığı emr-i bi’l-mâruf ve nehy-i ani’l-münker, yani iyiliği emretmek ve kötülükten alı koymak görevini böyle zamanlarda daha titizlikle yapar. Önce yaşayışıyla, sonra sözleriyle doğruluğu önerir, iyiliği tavsiye eder, hakkı anlatır ve Cenâb-ı Hakkın emirlerini yumuşak bir üslupla tebliğ eder.

Saflar asıl âhirette ayrışacaktır. Mahşerden sonra Cennet ve Cehennem’in teşekkülü ehl-i îmân ile ehl-i küfür arasını ebediyen ayıracaktır. Fakat bunu bu dünyada beklemek imtihan sırrına uygun düşmez. Çünkü kesin sınırlar burada ayrıldığı takdirde ehl-i küfre îmânı anlatan tebliğ ortamından da uzaklaşılmış olur.