Cennette dünya kadınları

Çorum’dan okuyucumuz: “Cennet’te dünya kadınlarının vasıfları nasıl olacak? Eşiyle ve ailesiyle birlikte olacak mı?”

Cennet nimetleri Cennet’e giren herkes için umumîdir. Cennet’te ayrılık gayrılık yoktur; Cenâb-ı Hakk’ın ikram ve ihsanları insanların kadın veya erkek olmalarına göre değil; amellerine ve aldıkları manevî derecelere göre sonsuzluk arz eder. Cenâb-ı Hak şöyle buyurur: “Allah: ‘Ey kullarım! Bu gün size korku yoktur! Artık siz üzülmeyeceksiniz de!’ der. Bunlar, âyetlerimize iman etmiş ve kendilerini Bize vermişlerdir. Şöyle denir: ‘Siz de, eşleriniz de sevinç ve ikrama boğulmuş olarak Cennet’e girin!’ Onlar için altın kadehler ve tepsiler dolaştırılır. Orada, canlarının her istediği şey, gözlerinin her hoşlandığı şey vardır! Siz orada ebedî kalacaksınız! İşte Cennet budur! Amellerinize karşılık size miras bırakılmıştır! Orada sizin için bol yemiş vardır. Onlardan yersiniz!” 1

Bir diğer ayette Cenâb-ı Allah (cc) Cennet’i şöyle anlatır: “Bu gün Cennet ehli eğlenceyle meşguldürler! Onlar ve eşleri, gölgeliklerde, tahtlar üzerine yaslanmışlardır. Orada meyveler ve her istedikleri onlarındır! Rabb-i Rahîm’den onlara bir de selâm vardır!” 2

Ebû Hüreyre (ra) rivayet etmiştir ki: Allah Resulü (asm) şöyle buyurmuştur: “Allah Teâlâ dedi ki: ‘Ben salih kullarım için hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir beşerin kalbinden geçmeyen nimetler hazırladım!’” 3

Enes (ra) rivayet etmiştir: Resul-i Kibriya Efendimiz (asm) şöyle buyurdu: “Cennette pazar yeri gibi halkın toplandığı bir yer vardır. Ehl-i Cennet her Cuma günü oraya varırlar. Orada öyle bir şimal rüzgârı eser ki, yüzlerine ve elbiselerine güzel koku siner, güzellikleri ve cemalleri artar. Öyle ki, eşlerinin yanına güzellikleri artmış olarak dönerler. Eşleri kendilerine: ‘Allah’a and olsun ki, güzelliğiniz artmış!‘ derler. Onlar da eşlerine: ‘Allah’a yemin olsun ki, biz gittikten sonra sizin de güzelliğiniz ve cemaliniz artmış!’ derler.” 4

Ashab-ı Güzin’den Cerîr b. Abdullah (ra) demiştir ki: “Biz Resûlullah Efendimiz’in (asm) yanında bulunuyorduk. Resûlullah (asm) dolunay şeklindeki ay’a baktı ve şöyle buyurdu: ‘Siz şu ay’ı görüp durduğunuz gibi, Rabb’inizi açıkça göreceksiniz! O’nu müşahedede hiçbir zorlukla karşılaşmayacaksınız!’” 5

Bedîüzzaman Hazretleri, dünyada eşlerin birbirlerini sırf Allah rızası için sevmelerinin, birbirlerini günahlardan alı koymalarının ve ibadetlere teşvik etmelerinin âhiretteki karşılığının, ebedî Cennet hayatında, ebedî ve tükenmeyen bir sevgi, sevimlilik ve güzellik içinde, ebedî beraberlik olduğunu kaydeder. Öyle bir mutlu beraberliktir ki, dünyada zorluklara rağmen sabrına, güzel ameline ve şefkat kahramanlığına karşılık dünya kadını, Cennet’te hurilerden daha güzel, daha zînetli, daha alımlı ve daha cazibedar bir güzellik ve cemal içinde; ebedî saadet yurdunda, eşine ebedî bir eş olacaktır. Öyle ki, eşler sırf mutluluk ve saadet için, dünyada kalmış olan eski maceralarını birbirlerine lezzet duyarak nakledeceklerdir. Birbirlerini ebedî, enîs, dostane, latîf, nezih, güzel ve çok samîmî birer eş ve sevgili olarak kabul edeceklerdir. Cenâb-ı Hakk’ın vaadinden bu anlaşılmaktadır.6

Biz Cennete girecek amel yapmaya devam edelim. Cennette iskân ve ikram etmek Cenâb-ı Allah’a aittir. Dünyada bunca kusurlarımıza bakmayarak gece gündüz, her birimizi ikram ve ihsan sağanağına tutan Yüce Rabbimiz, Cennette nice göz görmemiş, kulak işitmemiş güzellikler, ikramlar, ihsanlar hazırladığını açık ifadelerle âyetlerde ilân ediyor. Bize Allah’ın vaadinde hulf etmediğinden emin olmak düşer ve bu bize yeter.

Dipnotlar:

1- Zuhruf Sûresi, 43/68-73.
2- Yâsin Sûresi, 36/55-58.
3- R. Sâlihîn, 1878.
4- R. Sâlihîn, 1886.
5- R. Sâlihîn, 1892.
6- Sözler, s. 591.