Cennette boy ve endam

İzmir’den Muharrem Okur ve Hüseyin Görmenoğlu: “Cennette insanların boy ve endamları nasıl olacaktır?”

Kur’ân’a göre, yeniden diriliş cismânîdir. Haşir cismânîdir. Ebedî hayat cismânîdir. Cennet ve Cehennem cismânîdir. Cenâb-ı Hak, dirilişin keyfiyetini “cismânî” verilerle beyân ve ispat eder. Şu âyetleri inceleyelim:*”Gök yüzünü kitap dürer gibi dürdüğümüz zaman, yaratmağa ilk başladığımız gibi,—katımızdan verilmiş bir söz olarak—onu tekrar var edeceğiz. Doğrusu Biz yaparız.” (1)

*”Sur’a üflenince, kabirlerinden Rablerine koşarak çıkarlar. ‘Vay halimize! Yattığımız yerden bizi kim kaldırdı? Bu Rahmân’ın vaadidir. Meğer Peygamberler doğru söylemişler!’ derler. Tek bir çığlık kopar! Hepsi o an huzurumuza getirilmiştir.” (2)
*”İnsan kendisini bir nutfeden yarattığımızı görmez mi ki, birden apaçık bir hasım kesilir ve kendi yaratılışını unutur da, ‘Çürümüş kemikleri kim yaratacak?’ diyerek bize misâl vermeye kalkar. Sen, de ki: ‘Onları ilk defa kim yarattı ise, O diriltecektir.’ O her türlü yaratmayı bilendir.” (3)
*”İnsan kemiklerini bir araya toplayamayız mı sanıyor? Evet, biz onu parmak uçlarına varıncaya kadar bütün incelikleriyle yeniden yapmaya kâdiriz.” (4)
*”Onlardan ona inananlar ve yüz çevirenler vardı. Çılgın bir alev olarak Cehennem yeter. Doğrusu âyetlerimizi inkâr edenleri ateşe sokacağız. Derilerinin her yanışında, azabı tatmaları için onları başka derilerle değiştireceğiz. Muhakkak Allah Azîz’dir, Hakîm’dir.” (5)

Hemmâm bin Münebbih (ra) anlatır: Resûlullah Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Cenâb-ı Allah Âdem’i kendi ismini tamamıyla gösterir bir sûrette yarattı. Onun boyu altmış zira’dır (yaklaşık 30 m.). Âdem’in hilkatini tamamladığı zaman ona: ‘Haydi git de, şu oturmakta olan melekler topluluğuna selâm ver. Ve onların senin selâmına nasıl mukabele edeceklerini dikkatle dinle. Çünkü bu, hem senin, hem de senden sonra senin zürriyetinin selâmlaşma nümûnesidir” buyurdu. Bunun üzerine Âdem gitti ve melekler topluluğuna: “Esselâmü aleyküm” dedi. Melekler de: “Esselâmü aleyke ve rahmetullâhi” diye mukabele ettiler. Ve selâmlarına “ve rahmetullâhi” cümlesini ziyâde ettiler. Âdem beşerin atası olduğu için Cennete her giren kişi Âdem’in bu güzel sûretinde girecektir. Onun boyunun uzunluğu altmış zira’dır. Âdem’in kendisinden sonra gelen torunları şimdiye kadar onun vücut güzelliğinden birer parçasını kaybetmeğe devam ettiler.” (6)
Nitekim Batılı modern biyoloji âlimleri de Hazret-i Âdem’in (as) ile Hazret-i Havva validemizin dev cüsseli ve büyük vücutlu olduklarını, fakat insanoğlunun nesilden nesile geçtikçe boydan ve cüsseden kaybettiğini ve küçüldüğünü kaydederler. (7)
Ebû Hüreyre (ra) der ki: Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurdu. “Kâfirin dişi—yahut köpek dişi—Uhud dağı gibidir. Derisinin kalınlığı da üç günlük mesâfedir.” (8)
Ebû Hüreyre’den (ra) bir diğer rivâyet de şöyledir: Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurdu: “Cehennemde kâfirin iki omuzu arası, sür’atli bir süvârî yürüyüşü ile üç günlük mesâfedir.” (9)

Hiç şüphesiz âhirette dirilişin keyfiyeti ve nasıl olacağı doğrudan Cenâb-ı Hakk’ın irâdesi ile ilgili bir alandır. Hâlık-ı Kâinât nasıl dilerse o tarzda diriltir, nasıl murâd ederse o keyfiyette ihyâ eder, nasıl isterse o şekilde hayat verir. Yukarıda zikrettiğimiz rivâyetlerin bir kısmı mecâzî ifâdeler taşımaktadır. Âhiretteki diriliş ve ebedî hayattaki ihyada boy ve endamın nasıl olacağı ve keyfiyeti hususunda esâsen çok net tasvir ve çok kesin yorum ve ifâdelerden uzak durmak ve meseleyi tamamen Allah’ın irâdesine havâle etmek daha sağlıklı bir tarzdır. Elde ettiğimiz bilgi, haber ve dökümanlara—iman alanına girdiği için—doğru birer mirsad, birer hak ışık, sahih kılâvuz, sağlıklı tahayyül vâsıtası ve sâlim tefekkür vesîlesi olarak bakmalı ve bununla iktifâ etmelidir.

Dipnot:
(1) Enbiyâ Sûresi, 21/104;
(2) Yâsîn Sûresi, 36/51, 52, 53;
(3) Yâsîn Sûresi, 36/77,78,79;
(4) Kıyâmet Sûresi, 75/3,4;
(5) Nisâ Sûresi, 4/56;
(6) Müslim, Cennet, 28;
(7) Herbert Kühn, Das Erwachen der Menscheit, s.14;
(8) Müslim, Cennet, 44;
(9) Müslim, Cennet, 45..