Cebrail’in (as) ümmete örnek bir duruşu

İzmir-Çamdibi’nden Muzaffer Kılınç: “Peygamber Efendimiz’in (asm) ‘açık kadının bulunduğu yere melek girmez; meleğin girmediği yere ben girmem.’ buyurduğunu işittim. Bu sözün kaynağını ve manasını açıklar mısınız?”

CEBRAİL’İN (AS) NEZAHATİ

İslâmiyet edep, hayâ, nezahet, nezaket, saygı ve hürmet dinidir. Kadının örtüsü de bütün bu değerleri özünde barındırır ve üzerinde gösterir.

Nitekim tesettür kadınlar için fıtridir.1

Bir gece Peygamber Efendimiz (asm) yatmak üzere yatağına girdikten az sonra sessizce, yanında yatmakta bulunan Hazret-i Aişe’yi (ra) uyandırmamaya özen göstererek kalkıyor ve hane-i saadetlerinden dışarı çıkıyor. Baki Kabristanına gidiyor ve orada medfun bulunanlara duâ ve istiğfar ediyor.

Bu durumu fark eden ve merak da eden Hazret-i Aişe’ye (ra), Resulullah Efendimiz (asm) döndüğünde şöyle buyuruyor:

“Cebrail gelmişti. Sen elbiseni çıkarmış olduğun için hanemize girmedi. Bana seslendi, fakat senden gizlendi. Ben ona cevap verdim, fakat onu senden gizledim. Senin uyuduğunu düşünerek seni uyandırmak istemedim ve sessizce yanından ayrıldım. Çünkü Cebrail Baki Kabristanına gelmemi ve orada yatanlara istiğfar etmemi emretmişti.”

Hazret-i Aişe (ra):

“Ya Resulallah! Kabre gittiğimde nasıl duâ edeyim?” diye sordu.

Resul-i Ekrem Efendimiz (asm):

“Şöyle dersin: “Esselâmü ala ehl-i’d-diyari mine’l-mü’minîne ve’l-müslimîn. Yerhamü’llahü’l-müstakdimîne minnâ ve’l-müste’hırîn. Ve innâ inşaallahü biküm lâhikûn. Es’elüllahe’l-âfiyete lenâ ve leküm. Allahümme’ğfir li ehli bakîı’l-ğarkad.”2

Manası: Bu diyarın ehli olan Mü’minlere ve Müslümanlara selâm olsun. Allah bizden önce gidenlere de, bizden sonra gideceklere de rahmet eylesin. Allah’ın izniyle biz de sizlere kavuşacağız. Bizim ve sizin için Allah’tan afiyet diliyorum. Allah’ım! Baki’de yatanlara mağfiret eyle!

ÖLMÜŞLERİMİZE ÇOK DUÂ EDELİM

Bu rivayetten, kabristanda bulunanlara duâ ve istiğfar etmenin sünnet olduğunu ve Cebrail’in (as) bu yönde vahiy getirdiğini anlıyoruz. Dolayısıyla ölenlerimize duâ ve istiğfar etmemizi Allah’ın tavsiye ettiğini ve Resulullah’ın da (asm) bunu fiilen gösterdiğini öğreniyoruz.

Nitekim Bediüzzaman diyor ki: “Âlem-i melekût ve ervâhta, ölmüş, vefât etmiş insanların ervâhı, pek çok kesretle vardır ve bizimle münâsebettardırlar. Mânevî hedâyâmız onlara gidiyor. Onların nurânî feyizleri de bizlere geliyor.”3

Bediüzzaman, duâlarımızı ölenlerimizin tamamına yaptığımızda tamamına nasıl gittiğini şöyle bir misal ile açıklıyor:

“Nasıl ki bir lâmba yansa, mukabilindeki binler aynaya, her birine tam bir lâmba girer. Aynen öyle de, bir Yâsin-i Şerif okunsa, milyonlar ruhlara hediye edilse, her birine tam bir Yâsin-i Şerif düşer.”4

CEBRAİL’İN (AS) VERDİĞİ BAŞLICA DERSLER

Bununla beraber, bu hadisten anladığımız bir diğer husus da, Cebrail’in (as), üstü başı açık bir kadının yanına girmekten hayâ ettiğidir. Cebrail Aleyhisselâm her tavrında olduğu gibi, bu duruşunda da ümmete örnek olmuştur. Çünkü bu duruşta edep, haya, saygı, hürmet, nezahet ve nezaket iç içedir. Cebrail (as) hem örnek olmuş, hem de önemli bir sünneti ümmete ders vermiştir.

Cebrail’in (as) verdiği dersten başlıca satır başları:

1- Hiçbir eve izinsiz girilmez.

2- Temelde insanı, özelde kadını mahcup edecek davranışlardan uzak durmalıdır.

3- İnsanların değerlerine ve hassasiyetlerine saygı duymalıdır.

4- Nezaket, tevazu ve edep önemli bir insanlık değeridir.

5- Nezih olmak insanı bedenen ve ruhen güzelleştirir.

6- Yabancının yanında giyimine ve kuşamına dikkat etmek bir vahiy emridir.

Dipnotlar:

1- Lem’alar, s. 197.
2- Nesai, Cenaze, 103.
3- Sözler, s. 478.
4 -Şuâlar, s. 589.