Birgün değil hergün kadının günü olmalı

KADINA DEĞER VERMEK  BİR AHİRET PROJESİDİR

Biz Müslümanlar, değerlerimizi gün ve haftalara sıkıştırmıyoruz. İnsan sorumlu ise, sorumluluğunu her zaman bilmeli, sevgisini hayat boyu göstermeli.

Allah katında makbul olan budur.

Kadına değer vermek bir medeniyet projesi değil; bir âhiret projesidir.

İşte Hazret-i Muhammed’in (asm) gösterdiği yol haritası:

“İmanca en olgununuz, ahlâkça en güzel olanınızdır. Ahlâkça en güzel olanınız, kadınlarına iyi davrananızdır.”1

Bir gün kadına değer verdiğini ilân edip, yılın diğer günlerinde kadına zulmetmek, kadınlık değerlerini çiğnemek, kadını dünya görüşüne, menfaatine, çağdaşlık algısına alet

etmek, kadının insan olarak hakkını teslim etmemek ikiyüzlülüktür.
Kadın önce insandır.

Hakkı vardır, hukuku vardır, ahlâkı vardır, iffeti vardır, edebi vardır, kendini ifade etme hürriyeti vardır.

KADIN ERKEĞİN HEMCİNSİDİR

Kadın, insan olarak erkeğin hemcinsidir.

Kadın, Allah’ın kuludur.

Kadın, tıpkı erkek gibi Allah’ın kudret eliyle yarattığı, dünyaya imtihan için gönderdiği, Kıyamet Gününde erkekle birlikte dirilteceğini ve mahşerde erkekle birlikte hesaba çekeceğini bildirdiği mahlûkudur.

Kadın ile erkeğin her ikisi bir yaratılmıştır. Her ikisi bir diriltilecektir. Mahşerde her ikisi bir hesap verecektir. Allah’ın huzurunda her ikisi bir terleyecektir.

Bu açıdan her iki cinsin de birbirine karşı hakkı da, hukuku da, davranışları da, görgüsü de, sevgisi de, saygısı da, ilgisi de, ilişkisi de, birliktelikleri de İslâm dininde önemsenmiş, kılı kırk yararak düzenlenmiş ve her iki cins de bu ölçülere uymaya dâvet edilmiştir.

KAHRAMANLIĞIN BİR DAMARI KADINDADIR

Cenâb-ı Allah’ın, “Sana her ne iyilik erişirse Allah’tandır. Sana her ne kötülük gelirse, o da kendi kusurun sebebiyledir.”2 Âyeti kadını da, erkeği de muhatap almakta, her iki sınıfı da kendi yaptıklarıyla ve amelleriyle değerlendirmektedir.

Kadının ve erkeğin biyolojik ve psikolojik bir takım farklılıklar içinde bulunması birbirlerine karşı farklı vazifeler yükler. Erkek evde dış işlerin müdürüyse, kadın iç işlerin müdürüdür.

Kadın ile erkek farklı işlerde şüphesiz meziyet sahibidirler. Bu bir tür fıtrî görev dağılımından ibarettir. Bu görev dağılımı ne erkeği kadından üstün kılar, ne de kadını erkekten geri plâna iter.

Erkekler düşmana karşı gerektiğinde vatan kahramanı iseler, Bedîüzzaman Saîd Nursî Hazretlerinin ifadesiyle, kadınlar da gerek kendi evlâtlarına, gerekse vatan evlâtlarına karşı şefkat kahramanıdırlar,3 vatan kahramanı doğurmaya kabiliyetli analardır.

Allah katında esas üstünlük takvada, güzel ahlâkta, kötü huylardan sakınmakta ve Allah korkusundadır.

EZBERLENECEK MESAJLAR

Bunu Kur’ân şöyle ilân ediyor:

“Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Sonra da birbirinizi tanıyıp kaynaşasınız ve aranızdaki münasebetleri bilesiniz diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah katında en şerefliniz, O’ndan en çok korkanınızdır. Muhakkak ki, Allah her şeyi hakkıyla bilir, her şeyden hakkıyla haberdardır.”4

Öyleyse gelin bu gün şu hadisleri ezberleyelim.

“Kadına, ancak asalet ve şeref sahibi kimseler değer verir. Onları hor gören ve onlara ihanet edense, kötü ve aşağılık kimselerdir.”5

“Kadınlarınızla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmıyorsanız, sabredin. Hoşlanmadığınız bir şeyi Allah çok hayırlı kılmış olabilir.”6

Biz kadınlarımızın bir gün değil; her gün kadınlar gününü kutluyoruz.

Dipnotlar:

1- Rıyâzü’s-Sâlihîn, 278; Tirmizî, Radâ, 11.
2- Nisâ Sûresi: 79.
3- Lem’alar, Y.A.Neşr., Germany, 1994, s. 202.
4- Hucurât Sûresi: 13.
5- Câmiü’s-Sağîr, 2/2129.
6- Nisâ Sûresi: 19.