Bu gece seksen yıla sığmıyor

Kur’ân’ın; “Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Cebrâil o gece her türlü iş için Rablerinin izniyle inerler. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir rahmettir.”1 buyurduğu; Peygamber Efendimiz’in (asm), “Allah kadir gecesini ümmetime hediye etmiştir. Ondan önce hiç kimseye bunu vermemiştir.”2 buyurduğu kadri ve kıymeti yüce bir geceye giriyoruz.

Bu gece, dünyamızın rahmetle kuşatıldığı bir gece.

Bu geceyi idrak etmek seksen senelik bir ömre bedel.
Kur’ân’ın dünya semasına nazil olduğu Kadir Gecesi, inşâallah, bir kez daha rahmete susayan gönüllerimizi ihya edecek.

Yaklaşık bir aydır arınan kalbimiz, ibadetlerle Cenâb-ı Hakk’a yaklaşan ruhumuz bu gece inşâallah arınmışlığın zirvesine yükselecek. Zikrimiz ve fikrimizle, Kur’ân okuyarak, gözyaşlarıyla tevbe ve istiğfar ederek Allah’a sığınacak ve inşâallah seksen yıllık bir hayırlı ömürle kazanmaya denk yüksek sevaplar kazanabileceğiz.

Ramazan ayında rahmetin, mağfiretin, sevabın, feyzin ve faziletin zirveye ulaştığı bu gece: Kadir ve kıymet gecesi. Biz Allah’ın kadrini bilirsek, bizim de Allah katında kadrimiz ve kıymetimiz olur. “Onlar Allah’ın kadir ve kıymetini hakkıyla bilemediler.”3 buyurarak bizi muhakkak ve muhakkak Allah’ı bilmeye ve takdir etmeye çağıran Kur’ân, Allah’ın bizi hadsiz bir şefkatle, sonsuz bir mağfiret ve sınırsız bir rahmetle kucakladığını ve merhamet buyurduğunu birçok âyetinde açık biçimde ilân eder.

Bu geceye mahsus bir namaz rivayet edilmiş değildir. Bu, Müslüman için zenginliktir. Müslüman her tarz ve her yol ile Allah’a yaklaşmaya çalışır.

Bu gece; bilhassa kazası olanlar için başta kaza namazı olmak üzere namaz kılmak, nafile namaz kılmak, Kur’ân okumak, Cevşen okumak, Allah’ı çokça zikretmek, tevbe ve istiğfar etmek bu geceyi ihyâ etmemiz için yeterli olan önemli ibâdet biçimleridir. “Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır” âyetini tefsîr eden Üstad Bedîüzzaman Hazretleri, bu âyetin, bu gece okunan her bir Kur’ân harfine otuz bin sevap verildiğini müjdelediğini bildiriyor.4

Hazret-i Âişe (ra) validemiz anlatıyor: “Yâ Resûlullah! Gecenin Kadir Gecesi olduğunu anlarsam ne diyeyim?” diye sordum.

Allah Resulü (asm) şöyle buyurdu:

“Şöyle dersin: ‘Allahümme inneke afüvvün, tühibbü’l-afve, fa’fü annî.’ (Allah’ım, muhakkak Sen Afüvv’sün! Affedicisin. Affetmeyi seversin. Beni affet!)”5

Ebû Hüreyre’nin (ra) bildirdiğine göre, Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurdu:

“Kim Kadîr Gecesini faziletine inanarak ve sevabını Cenâb-ı Hak’tan umarak ibadetle ihya ederse, geçmişteki günahları bağışlanır.”6

Tam da isteğimiz bu değil mi?

Mübarek Ramazanın sonuna yaklaştığımız bu günlerde Rabb’imiz tarafından bağışlanmak ve kulluğuna kabul edilmek en büyük gayemiz değil mi? Affauğramak için uğraşmıyor muyuz? Günahlarımızı serip dökerek Rabb’imizden mağfiret talep etmiyor muyuz?
Çünkü O’nun bağışlaması, affı, mağfireti, merhameti bizden razı olduğunun alâmetidir.

Nitekim O’na dönüyoruz!

Bu yolculuğumuz O’na ulaşmadan kesilmeyecek!
Öyleyse, bu gece O’nun kelâmını daha fazla okuyarak günahlarımıza şefaatçi yapalım. Ne dersiniz?

Bu gece, O’na daha bir içten ve gözyaşları ile iltica edelim, O’na sığınalım. Affını ve mağfiretini isteyelim. Cehennemden kurtulmamızı dileyelim. Allah’ın rızasını talep edelim.

Seksen yıla sığmayan bir kudsî çekirdek hükmünde olan Kadir Gecenizi tebrik ederim.

Duâ
Ey bu yerlerin Hâkimi! Senin bahtına düştüm. Sana dehalet ediyorum ve sana hizmetkârım ve senin rızanı istiyorum ve seni arıyorum! Senin kulluğuna geldim! Senin kabulüne muntazırım! Senin affını umuyorum! Beni Kendine kul kabul eyle! Leyle-i Kadr’i bütün ehl-i imana feyizli ve bereketli kıl! Âmin!

Dipnotlar:
1- Kadir Sûresi, 97/3,4,5
2- Câmiü’s-Sağîr, 2/1040
3- Hac Sûresi, 22/72
4- Sözler, s. 312
5- Riyâzü’s-Sâlihîn, 1192
6- Riyâzü’s-Sâlihîn, 1186