Yücel Şahin: “Ömrünün büyük kısmında aklî melekeleri yerinde olan bir insan, sonrasında aklî melekelerini kaybettiği zaman, ahirette hayatının öncesinde işlediği suç ve sevaplarından mesul olup olmadığı hususu beni düşündürüyor. Bu konuyu açıklar mısınız?”
İslâmiyet’te güç yetirilmeyen teklif yoktur. Mükellef olmak için akıllı olmak şarttır. Akıl yoksa teklif yoktur. Teklif yoksa sorumluluk yoktur. Sorumluluk yoksa günahtan söz edilemez. Kişi sadece teklif döneminden sorumludur. Aklî melekelerini kaybettikten sonraki tasarruflarından ise sorumlu değildir.
Hayatının öncesinde âkil ve bâliğ olan bir kişi, bilâhare geçirdiği bir travma sebebiyle aklî melekelerini kaybetmiş olsa, aklî melekelerini kaybettikten sonra teklif ondan kalkar. Yani bu andan sonra yaptığı hiçbir şeyden sorumlu tutulmaz.
Fakat bu kişinin akıl ve baliğ olduğu dönemdeki mükellefiyeti ve tasarruflarındaki sorumluluğu saklıdır. Bu ayrıdır. Bu dönemden sorumludur. Bununla beraber, Cenâb-ı Allah, sonraki hastalığına merhameten dilerse bu dönemde yapılmış hataların bir kısmını veya tamamını bağışlar, dilerse de hesap sorar.
Benzer konuda makaleler:
- Emr-i mâlâyutak yoktur
- Emr-i mâlâyutak yoktur
- Akli melekelerini kaybeden insanın mesuliyeti
- Zekât üzeri
- Allah verdiği nimetlerden sorumlu tutar
- İmtihan kulun lehine midir, aleyhine midir?
- İnsan hayatının güzergâhları
- Teklifte akıl ve zekâ
- Zekâ, teklifi etkiler mi?
- Akıl ve sorumluluk
- İmamlık sevaplıdır, ama mesuliyetli iştir
- Kaderi anlayalım
- Hayatımızın önemli dönüm noktaları
- Cüz’i ihtiyarinin tasarrufu
- Kaderi nasıl algılamamız gerekiyor?