1434 Hicrî yılına girerken

YENİ HİCRÎ YILA GİRDİK

Takvimler 1433 yılını geride bıraktı.
Ve şimdi yıl: 1434.

Hicrî yılınızı tebrik eder, bu yeni hicrî yılın, sizin için ve âlem-i İslâm için hayırlı inkişaflar ve tecellîler yılı olmasını Cenâb-ı Feyyaz-ı Mutlak’tan niyaz ederim. Yıl, milâdî takvimde 622, hicrî takvimde 0: Hazret-i Muhammed (aleyhissalâtü vesselâm) doğduğu ve çok sevdiği memleket olan Mekke’den, kara taşlı bir belde olan Yesrib’e hicret ediyor.

Bu hicretle Yesrip, Medine olacak, İslâm medeniyetinin eşiği ve beşiği olacaktır.

Nitekim hicretle gelinen Medine, Müslümanların eliyle, kısa sürede her dinden insanların kaynaştığı, İslâmiyet’in de kendisini ifade imkânı bulduğu bir medeniyet şehri oluvermiştir.

Allah Resulünün, doğum yeri olan Mekke’den Allah’ın emriyle Medine’ye hicret etmesi Allah emrinin ifasından başka bir şey değildir.

Hicret İslâmiyet için şandır, şereftir, genişliktir. Müşriklerin on yılı aşkın inatlarına karşı bir alternatif çözümdür. İslâmiyet’in tebliği ve inkişafı için Allah’ın bir yardımı ve inayetidir. Allah’ın tevfik ve hidayetinin tecellisidir. Allah’ın, elçisini (asm) ve elçisinin ashabını korumasıdır.

HİCRETİN HİKMETİ

Hicretin hikmeti ve en önemli gayesi, Allah’ın adının ve dininin yeryüzünde yayılmasıdır. Allah’ın vahyinin insanlara iletilmesidir. Tevhid dâvâsının bütün dünyaya tebliğ edilmesidir. Bu yüce dâvânın tebliği için bütün yeryüzünü dolaşmak bile ucuz düşer.

Hicret müşrikler için çaresizlikten ibaret kalmıştır. Nitekim hicret esnasında Peygamber Efendimiz’i (asm) takip ederek mağaranın kapısına kadar gelen müşrikler:

OKU:   Kurban emrinin hikmetleri

“Şu mağaranın içine de bakalım” derler. Fakat mağaranın ağzının bir örümcek tarafından örülmüş olması ve iki güvercinin mağaranın ağzında yuva kurmuş olması mağaranın ağzına kadar iz süren müşrikleri şaşkına çevirmiştir. İçlerinden azılı müşriklerden Ümeyye b. Halef arkadaşlarına bağırır:

“Hâlâ burada ne duruyorsunuz. Orada örümceğin ağ bağladığını görmüyor musunuz? Ben bu ağın, Muhammed doğmadan önce gerilmiş olduğu kanaatindeyim.”
Müşrikler mağaradan uzaklaşırlar.

Mağarada üç gün üç gece kalan Peygamberimiz (asm), Hazret-i Ebû Bekir’le (ra) birlikte mağaradan ayrılırlar ve Medîne’ye doğru yola koyulurlar.

ALLAH, BİZİMLE BERÂBERDİR

Hazret-i Ebû Bekir (ra) anlatıyor:
“Güneş ortadan geçtikten sonra hareket ettik. Bizim arkamıza Süraka ibn-i Mâlik düşmüştü. Süraka bizi takip ediyordu. Biz bu sırada düz ve sert bir arazi üzerinde bulunuyorduk. Ben korktum. ‘Yâ Resûlallah! Yakalanıyoruz!’ dedim.  Resûlullah (asm):

‘Lâ tahzen. İnnallahe meanâ’ (Korkma. Allah bizimle berâberdir.) buyurdu.1 Birden Süraka’nın atı tökezledi, karnına kadar yere saplandı. Süraka:

“Benim aleyhimde bedduâ ettiniz. Yalvarıyorum; bana duâ edin. Peşinizi bırakacağım. Peşinize düşenleri de geri çevireceğim” diye inledi.

Bunun üzerine Resûlullah (asm) ona duâ etti. O da kurtuldu.

Sonra Süraka geri döndü ve kimi gördüyse: “Bu tarafları ben aradım” dedi ve geri çevirdi.2

İSLÂMİYET, HİCRET’LE DÜNYAYA AÇILMIŞTIR

Hicret mu’cize ve İlâhî yardımlarla dolu olduğu gibi, hicret sonrası Medine dönemi de yüksek ve mu’cizevî gelişmelere sahne olmuştur. Şüphesiz sıkıntılar çekilmiştir. Fakat, Allah’ın adının yüceltilmesi için dünya dolusu sıkıntı da çekilse ucuz düşeceği açıktır. Nihayet İslâmiyet, kâmil bir din olarak nüzul sürecini hicretten sonra tamamlamıştır.

OKU:   Leyle-i Regaipte duâsı olanlara tebrikler

Medine döneminde İslâmiyet’in evrensel biçimiyle gelişmesi ve yayılması, hicretin ne muazzam bir büyümeyi ve açılımı netice verdiğini gösterir.

Hicretten on sene sonra ise Mekke bir sevgi ve af şehri haline dönüştürülmüş, Mekke’deki müşrikler İslâmiyet’le şereflenmiştir. Böylece İslâmiyet, hicretle kazandığı açılımı, başlangıçtaki düşmanlarını da kendi rengine boyayarak kemâle erdirmiştir.

Dipnotlar:
1- Tevbe Sûresi, 9/40.
2- Müslim, Zühd, 19.

Benzer konuda makaleler:

image_pdfimage_print

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir