Üç Said üç mesele

Şerife Tez: “Üstad Hazretlerinin iman, hayat, şeriat ekseninin Üç Said dönemindeki tezahürleri nelerdir? Her üç döneme hizmet bağlantısı nasıl olmalıdır? İzah eder misiniz?”

Üç Dönem, Üç Mesele

Bediüzzaman Said Nursi Eski Said, Yeni Said ve Üçüncü Said olmak üzere üç dönemin toplam unvanıdır. Risale-i Nur Külliyatı dediğimizde de, bu Üç Said döneminde verilen eserler toplamı kast edilir.

Risale-i Nur Külliyatı Üç Said döneminde, iman, hayat ve şeriat ana eksenlerinde yazılmış 130 temel konunun tecdidini ihtiva eder. Her bir risale bir temel konunun müceddidi hükmündedir.

Bediüzzaman, görev tanımını üç ana eksen üzerinden yapıyor. Bunlar: İman, hayat ve şeriattır. Bu üç meselenin en büyüğü ve en mühimi iman meselesidir. Çünkü insanlığın en dehşetli tehlikesi imansızlık tehlikesidir. İmansız cennete gidilmez. Bedenimiz için ekmek ve su ne ise, ruhumuz için iman odur. İman ruhumuzun hayatıdır, temel gıdasıdır.

Diğer iki mesele iman üzerine bina edilir. Fakat, avamın nazarında hayat ve şeriat daha parlak gözüküyor. Yani insanlar Mehdi Aleyhisselam’ı, hayatı derhal ıslah edecek ve şeriatı akşamdan sabaha getirecek olağanüstü güçlerle teyid edilmiş birisi olarak bekliyor. Oysa böyle bir güç hiçbir Peygamberde bile görülmemiştir. Âdetullah’a da aykırıdır.

Öte yandan asrımızda iman son derece zaafa girmiştir. Mehdi Aleyhisselam geldiğinde iman meselesini halletmeden diğer iki meseleye bakmayacaktır.1 İman meselesi de çok uzun bir zaman isteyecektir ve bunu bizzat yapmaya Mehdi Aleyhisselam’ın kendi ömrü vefa etmeyecektir. Bediüzzaman şöyle diyor: “Ehl-i imanı dalaletten muhafaza etmek ve bu vazife hem dünya, hem her şeyi bırakmakla, çok zaman tedkikat ile meşguliyeti iktiza ettiğinden, Hazret-i Mehdinin, o vazifesini bizzat kendisi görmeye vakit ve hal müsaade edemez.”2

OKU:   Takdir de, tedbir de Allah'tandır

İman, hayat ve şeriat meselelerini birden yeryüzünde değiştirmek,  Bediüzzaman’ın ifadesiyle, “nev-i beşerdeki câri olan âdetullaha muvafık gelmez.”3

Dolayısıyla uzun bir zaman ister ki, bu uzun zaman Mehdi Aleyhisselam’ın vazife devresidir. Ve bu her üç vazifeyi de bizzat kendisi değil, onun şahs-ı manevisi yapacaktır.

Üç Vazife, Üç Dönem

Bediüzzaman hayatını üç döneme ayırmıştır: Eski Said, Yeni Said ve Üçüncü Said.

Bediüzzaman’ın bu üç dönemde yaptığı işlerin rengine bakıyoruz: Bu üç meseleden her birini bir dönemde ele almış ve baştan sona tecdit etmiş olduğunu görüyoruz. Mesela şeriat kavramlarını ve meselelerini Eski Said döneminde tecdit ediyor, İman ve İslam hakikatlerini Yeni Said döneminde tecdit ediyor, imanın, şeriatın ve ahlâkın sosyal ve siyasal hayattaki yansımalarını da birer soysal ve siyasal ölçüler sadedinde Üçüncü Said döneminde tecdit ediyor.

Eski Said Dönemi eserlerinden Münazarat hürriyet-i şeriyeyi ve hürriyet-i şeriye zemininde meşrutiyeti, meşvereti, şura’yı, hukuku ve sosyal adaleti; Hutbe-i Şamiye İslam Âlemini yıkan hastalıkları teşhis ediyor ve Kur’ân’dan reçeteler sunuyor; Sünuhat, Muhakemat temel Kur’ân kavramlarını tecdit ediyor.

Yeni Said Dönemi eserlerinden mesela Birinci Söz Bismillahirrahmanirrahim kelimesini, Dokuzuncu Söz beş vakit namazı, Onuncu Söz Haşir Meselesini, Yirmi İkinci Söz Allah’a İmanı, Yirmi Altıncı Söz Kadere İmanı, Yirmi Dokuzuncu Söz Melaikeye İmanı, Yirmi İkinci Mektup Uhuvvet ve Kardeşlik Meselesini, Yirmi Üçüncü Lem’a Tevhidi tecdit ediyor.

OKU:   Mehdi ve Deccal hakkında

Üçüncü Said Eserlerinden Lahika Mektupları İslam ahlakının içtimai hayata intibakını, ayetlerin ve hadislerin satır aralarında yer alan sosyal mesajları, Beyanat ve Tenvirler siyaset-i İslamiye meselesini tecdit ediyor.

Yeni Asya’nın Temsil Ettiği Misyon

Yeni Asya camiası hizmet tarzı olarak her Üç Said’i birden nazara alır, anlamaya çalışır, neşretmeye gayret eder. Her Üç Said’i birden temsil etmeyi temel misyon bilir. Dinî ve imanî meseleleri her Üç Said’den birden tefeyyüz ettiği gibi, siyasi meseleleri de her Üç Said’den birden sağar.

Birçoklarının güçlü siyasi kadrolara feda ettiği Bediüzzaman’ın siyasî duruşu güçten ve iktidardan yana olmamış, ahrarlardan, yani gerçek hürriyetperverlerden ve demokratlardan yana olmuştur.

Dipnotlar:

1- Kastamonu Lahikası, s. 62
2- Emirdağ Lahikası, s. 231
3 -Kastamonu Lahikası, s. 62

Benzer konuda makaleler:

image_pdfimage_print

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir