Tesbihatta Kadın Şerrinden Sığınma Bölümü

Ali Fuat Alatürk: “1- Namaz Tesbihâtında kimlerin şerrinden Allah’a sığınıyoruz? Kadınların şerrinden sığınma bölümünü kadınların da yapmasında ne hikmet vardır?

2- Cinlerde gadap ve şehvet var mıdır?”

 

Namaz tesbîhâtının istiâze bölümünde Cehennem ateşinden, bütün ateşlerin şerrinden, dînî ve dünyevî fitnelerden ve belâlardan, âhir zaman fitnesinden, Deccâl’in ve Süfyân’ın fitnesinden, dalâletlerin, sapıklıkların, bid’aların ve belâların fitnelerinden, şiddetle kötülük emreden nefsin şerrinden, firavunlaşmış nefs-i emarelerin şerlerinden, kadın şerrinden, kadın belâsından, kadın fitnesinden, kabir azabından, Kıyâmet Gününün azabından, Cehennem azabından, Allah’ın kahrının azabından, gösterişten, işitsinler diye amel yapmaktan, kendini beğenmişlikten, riyâdan, övünmekten, din düşmanlarının tecavüzünden, münafıkların şerrinden, fâsıkların, günahkârların ve isyankârların fitnesinden Allah’a sığınıyoruz.

Sığınma ifademizi geniş tutup, kendimizle birlikte cemaatimizi, anne ve babamızı, iman ve Kur’ân hizmetinde bulunan ve adlarını bilmediğimiz bütün sadık Nur Talebelerini, mü’minleri, muhlis dostlarımızı, akrabalarımızı ve ecdadımızı da duâmız kapsamına alıyoruz.

Kadın şerri ve fitnesi hiç şüphesiz erkek için olduğu kadar kadın için de Allah’a sığınmayı gerektiren bir potansiyel tehlikedir. Etrafımıza baktığımızda kadın şerrinden, kadın belâsından ve kadın fitnesinden ıstıraba düşmüş, yuvası yıkılmış, günaha itilmiş, görgüsü, göreneği, itikadı ve ahlâkı bozulmuş nice kadın görmemiz mümkündür.

Cinlerde Gazap ve Şehvet

Cinler, hava, elektrik, ışık ve koku gibi vücudu görünmeyen, fakat varlığı hissedilebilen latîf ve rûhânî varlıklardır. Hazret-i Âdem (as) yaratılmazdan önce yeryüzünün hâkimi ve sâkini cinlerdi. Yeryüzünü îmâr etmeye onlar vazîfeli idiler. Yeryüzünün halîfesi onlardı. Hazret-i Âdem (as) ile birlikte dünyada insanlık boy göstermeye başladıktan sonra hilâfet makamı insanlara geçti.

Cinler, insanlar gibi akıl, şuur ve irâde sahibidirler. İnsanda olan ve insan için her biri birer imtihan konusu olan akıl, gazap ve şehvet kuvvetleri cinlerde de vardır. Kavga ederler, kızdıklarında insan gibi adaleti unuturlar, birbirlerine veya insana zarar verirler; evlenirler, cinsel hayat yaşarlar. Cinler doğum yoluyla çoğalırlar.

Bediüzzaman’ın “Cinlere halife olmakla beraber, beşerde de kuvve-i gadabiye ve şeheviye dahi ilâveten halk edilmiştir. Bunlar, cinlerden daha ziyade fesat yapacaklardır.”1 cümlesinden anladığımız şudur:

1- İnsanlar, cinler üzerinde halifedirler.

2- Cinlerde olduğu gibi insanlarda da gazap ve şehvet kuvveti yaratılmıştır.

3- Gazap ve şehvet kuvveti insanlarda cinlerden daha ziyadedir.

4- Bu iki kuvvet cinlerde ve insanlarda meleklere ilâveten yaratılmıştır. Yani bu iki kuvvet olmasaydı cinler ve insanlar, melekler gibi olurlardı.

Dipnotlar:
1- İşaratü’l-İ’caz, s. 248.