Sığır adayıp koyun kesmek(!)

K. A. Rumuzlu okuyucumuz: “Sığır adamıştım; imkânlarım elvermedi, koyun kestim. Adağımı yerine getirmiş sayılır mıyım?”

 

Allah’a verdiğimiz düzgün bir sözü sonradan muhtelif tevillerle çevirmek, değiştirmek ve sözden caymak doğru değildir. O verdiğimiz sözü yerine getirmek ne kadar güç olursa olsun; bir defa ağzımızdan çıkmış ve bir defa vacip olmayan o şeyi üzerimize vacip kılmışız. Öyleyse sözümüze sadık kalmalı ve adağımızı hiç nazlanmadan yerine getirmeliyiz. O külfet gelir geçer; ama Allah bize her zaman lâzımdır!

Her zaman elimiz Allah’a açılacak, her zaman gözümüz Allah’tan bekleyecek, her zaman umutlarımızı Allah yeşertecek, her zaman her ihtiyacımızı Allah deruhte edecektir inşâallah. Kendi başımıza sardığımız külfeti aşmamız lâzım. Allah Ganiyy’dir, Mugniy’dir, Kerim’dir, Rahim’dir. Biz o külfeti aştığımızda, O, bizim üzerimizde merhamet sahibidir. Zaten istediklerimizi vermiş; öyle değil mi? Ama O verdikçe vermekten hoşlanıyor. Belki bizim bir adımımıza O on adımla cevap verecek ve bize daha da yaklaşacak. Daha verecekleri çok şey var çünkü.

Binâenaleyh; büyükbaş ile küçükbaş hayvanlar kurbanda aynı değeri ihtiva etmezler. Vacip olan, adağımızı—ne adamışsak—hiç değiştirmeden yerine getirmektir.