Ramazan´da son on gün ve itikaf

Şanı büyük, rahmeti büyük, mağfireti büyük, makbuliyeti büyük, itibarı büyük, şefaati büyük, şefkati büyük Ramazan-ı Şerif ayının son on gününe girdik.

Cehennemden azat olma günlerine geldik.

Elhamdülillah, rahmet ve mağfiret denizinde yüzmeye devam ediyoruz.

Az bir gayretimiz, çok rahmeti celp ediyor.

Az bir adımımız, büyük mağfirete vesile oluyor.

Şimdi de, bu günlerde, az bir itikâf niyetimiz, bizi inşallah annemizden doğduğumuz gün gibi arındıracak.

Kadir Gecesi bu son on günün gecelerinin birinde. Bin aydan daha hayırlı bir gece! Seksen senelik bir ömre bedel!

İnşallah bulanlardan ve kazananlardan oluruz. En azından duâmız bu yönde olsun.

İtikâf Nedir?

İtikâf, ibadet için bir mabette inzivaya çekilmektir. Lügatte bir şeye devam etmek demektir. Ezan okunan ve kamet getirilen bir mescitte, bir camide veya ibadet yapılan bir mabette itikâf niyeti ile ikamet etmekten ibarettir.

Zamanı, Ramazan ayının son on günüdür.

Hükmü kifâî nitelikte bir sünnet-i müekkededir. Yani bir beldede itikâf sünnetini bir Müslüman yerine getirdiğinde diğer Müslüman’lardan bu mesuliyet düşer. Ama hiç kimse yapmazsa bütün Müslümanlar sorumlu olurlar.

Hicretten sonra her yıl Ramazanın son on gününde Peygamber Efendimiz (asm) itikâfa çekilir, bütün geceyi ve gündüzleri ibadetle ihya ederdi. Resul-i Ekrem’le (asm) birlikte mübarek hanımları da hane-i saadetlerinin bir odasında itikâf yaparlardı. Hazret-i Âişe validemiz (ra) Ramazanın son on günü Peygamber Efendimiz’in (asm) itikâfa girdiğini, ibadetle meşgul olduğunu ve ailesini namaz için uyandırdığını bildiriyor.

Ramazanın son on günü içerisinde itikâfın sünnet-i müekkede olmasının hikmeti, Kadir Gecesini ihya etmektir. Çünkü Kur’ân’ın beyan buyurduğu gibi, bin aydan daha hayırlı1 olması hasebiyle Kadir Gecesi, gecelerin en faziletlisidir. İtikâfın bu geceye rastlamasının feyiz ve sevabı hadsiz ve hesapsızdır.

İtikâfın Şart ve Rükünleri

İtikâfın şart ve rükünleri şunlardır:

1- Niyet yapılmalıdır.
2- Gündüzü oruçlu olmalıdır.
3- İtikâf bir mescitte yapılmalıdır,
4- İtikâfa niyet eden Müslüman olmalı ve dinî emirler hususunda mükellef bulunmalıdır.

İtikâfın En Az Süresi

Hanefîlerden İmam Ebû Yusuf’a ve Malikîlere göre itikâfın en az süresi “bir gün”dür. İmam Muhammed ile Hanbelîlere göre itikâfın en az süresi, kişiye bağlı olarak  “bir andır”. Şafiîlere göre ise itikâfın en az süresi “Sübhânallah” diyebilecek kadar bir zamandan biraz fazla olmalıdır.

Demek oluyor ki bir Müslüman, Ramazanın son on günü girdiğinde, itikâf niyetiyle, bir mescitte veya bir camide, “bir an” veya “Sübhânallah” demek süresinden daha fazlaca bulunursa, bu sünneti yaşamış olur. Bir diğer ifadeyle, bir Müslüman, Ramazanın son on günü içerisinde bir mescide vakit namazı kılmak için girerken aynı zamanda “vakit namazı kılma süresince” itikâfa niyet etse, namazı kılıp camiden çıkarken bu sünneti ihya etmiş olarak çıkar.

Başka bir ifadeyle, Ramazanın son on günü içinde, istenilen vakitlerde itikâf yapılabilir. Meselâ yalnız gündüzlerde veya bu günlerin belli vakitlerinde itikâfta bulunmaya niyet etmek sahihtir. Bu durumda niyet edilen süre bitince, itikâftan çıkılmış olur.

İtikâfın En Uzun Süresi

Ramazan itikâfının en uzun süresi ise, Ramazanın sonuna denk getirmek suretiyle on gündür.

Aralıksız on gün süreyle itikâfta bulunmaya niyet eden birisi:

* Bu süre içinde mecbur kalmadıkça itikâf yaptığı mescitten çıkmaz. Yalnız abdest almak, tuvalete girmek veya ölüm gibi zarurî bir ihtiyacı için çıkar ve hemen geri döner.

* İtikâf süresince hanımına yaklaşmaz. Çünkü Kur’ân, “Mescitlerde itikâfa girdiğiniz zaman kadınlarınıza yaklaşmayın. Bunlar Allah’ın sınırlarıdır. Onlara yaklaşmayın.”2 buyuruyor.

Dünya meşgalelerinden sıkılan ruhumuzun, hususî vakitlerde bütün zamanını ibadete ve tefekküre ayırması, önemli bir ruhî teneffüs ve istirahat olarak değerlendirilmelidir.

Dipnotlar:
1- Kadir Sûresi, 97/3.
2- Bakara Sûresi, 2/187.