Örtünmede anne rızası

Sinem Körkü: “Ben üniversite son sınıf öğrencisiyim. Annem açık bir bayan ve benim de örtünmemi istemiyor. Hangi yolu denersem deneyeyim kabul etmiyor ve ilerde de bunu yaparsam hakkını helâl etmeyeceğini söylüyor. İlk önce Allah’ın emrini yapmam mı gerekir, yoksa annemin izin vermesini beklemeli miyim?”

LÂ İLÂHE İLLALLAH UĞRUNA NİCE BAŞLAR VERİLMİŞ

Allah’ın emirlerini olduğu gibi–eğip bükmeden, sağa sola çekmeden—algılamak ve uygulamak aslında hem kolay, hem kolaylaştırıcı olmasına rağmen; bazen bu emirler dünyevî bedeli çok ağır bir fiil yumağı haline gelebiliyor.

Bu, yalnız günümüzün problemi değildir! Bizim şimdi kolayca söyleyebildiğimiz “Lâ ilâhe illallah” kelimesi uğruna tarih canını feda eden insanlarla doludur! Allah’ın emirlerini doğru algılamanın böylesine ağır bedel istediği yer ve zamanlar olmuştur; ama acısı nispetinde sevabı, çilesi oranında yüksek derecesi, sabrı derecesinde de ücreti hep büyük olmuştur.

GÖRDÜĞÜMÜZ EZİYETİN KARŞILIĞINI ALLAH ÖDER

Çünkü Allah Lâtîf’tir, Habîr’dir, Rahîm’dir, Kerîm’dir, Şekûr’dür, Hakîm’dir, Âdil’dir. Yani Rabb-i Zülcelâl hoştur, lütuf ve nezaket Sahibidir, her yaptığımızdan haberdardır, merhameti sonsuzdur, cömerttir, ikramları geniştir, her yapılan hayrın ve Kendi rızası için katlanılan her ezanın ve cefanın bedelini tastamam ödeyendir, hikmet ve adalet Sahibidir.

BİZDEN CANIMIZI VE MALIMIZI İSTER

Nitekim Kur’ân’ın nazarında iman ve hidayet bir alış veriştir.1 Bu alış veriş; dünyanın geçici ve günübirlik yargılarına karşılık âhiretin ebedî ve yüksek değerlerini tercih etmek demektir. Ve aslında bizim menfaatimiz de bundadır.

OKU:   Cennet-mekân annelerimize...

Zira canımızı ve malımızı Allah’a satmadığımızda, kendimiz onları zaten dünyevî medd-i cezirlerde telef olmaktan, tahrip olmaktan ve yok olmaktan kurtaramayacağız. Sattığımızda ise bütün tahribatlardan, yıkımlardan ebediyen kurtulacağız; çünkü,—inşallah—yeniden hayat, saadet ve huzur bulacağız.

ALLAH İÇİN EZİYET GÖRMEK ONUR VERİCİDİR

Öyleyse aslında zorlukları eğer Allah rızası için çekiyorsak, sıkıntılara eğer Allah’ın rahmetini umduğumuz için katlanıyorsak hiç problem yoktur. Çünkü hemen arkası büsbütün rahmettir, tamamen rızadır, eksiksiz bağışlanmaktır.

KEŞKE ANNECİĞİMİZ DE HOŞGÖRÜ OLSA

Hiç şüphesiz isteriz ki, bizimle beraber olan insanlarla-–meselâ anneciğimizle—aynı inancı ve aynı değerleri paylaşalım. Hiç olmazsa aynı anlayış ve hoşgörüyü, aynı saygı ve sevgiyi birbirimize karşı esirgemeyelim ve insanlığı birlikte tadalım. Biz onun bazı davranışlarını ve değer yargılarını sinemize çekiyor isek, o da bizim bir takım kanaatlerimizi ve vicdanî kararlarımızı, tercihlerimizi hoş görsün. Ancak, bu her zaman mümkün olmayabiliyor.

KUR’ÂN SABRI TAVSİYE EDİYOR

Kur’ân, Hazret-i Nûh (as) ile Hazret-i Lût’un (as) kâfir zevcelerini, Hazret-i İbrahim’in (as) kâfir babasını ve Fir’avun’un mü’min eşini örnek verir ve inananlara sabrı tavsiye eder.2

DİNİN YÜKSEK DEĞERLERİNİ ANNEMİZLE PAYLAŞALIM

Bir mü’min olarak, yapmamız gereken iş; yaşadığımız dinin engin hoşgörüsünü, yüksek performansını, yüce değerlerini mümkün mertebe, elimizden geldiği kadar, anneciğimizle paylaşmak, onlara hissettirmek. İterek, dışlayarak, tartışarak, kınayarak, yargılayarak değil; asla değil! Bilâkis severek, sevdirerek, müjdeleyerek, sevgiyle, saygıyla ve şefkatle kucaklayarak, değer vererek, sahip çıkarak; dışlamadan, itmeden, hiçbir davranışını kınamadan, yargılamadan, tartışmadan, söz düellosuna girişmeden, saygısızlık yapmadan; hâlimizle, tavrımızla, yaşayışımızla, sevecenliğimizle, saygımızla…! Eskiye nazaran bin kat daha yakın, sevecen, olgun ve saygılı davranarak. Tatlı dilden asla vazgeçmeyerek! Atalarımız, “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.” demezler mi?

OKU:   Risâle-i Nur dairesinin manevî kimliği

Unutmamalı ki, hak dinin, hidayetin ve tebliğin özünde “kavl-i leyyin”, yani “yumuşak söz ve tatlı dil” vardır. Nitekim bundan asırlarca önce, o vahşet çağında Allah Hazret-i Mûsâ’ya (as) bile, Firavun gibi bir şiddetli zâlime karşı kavl-i leyyinle (yumuşak sözle) davranmayı emretmiştir.3

Üslûp: Tatlı dil! Davranış: Sevgi ve şefkat! Hâl: Dinimizle bütünleşmeye devam, anneciğimizin kanaatlerine sabır, inancımızda ve tercihimizde sebat!

Yani siz annenizi ikna etmeye çalışmayın; çünkü siz örtünmeyi ona teklif ediyor değilsiniz. Sizin inancınızda, yaşayışınızda ve yeni tercihinizde sabit duruşunuz annenizde zamanla saygı uyandıracak ve Allah’ın izniyle anneniz sizi anlayacaktır. Bundan emin olun.

Dipnotlar:
1- Tevbe Sûresi, 9/111.
2- Tahrîm Sûresi, 66/10, 11.
3- Tâhâ Sûresi, 20/44.

Benzer konuda makaleler:

image_pdfimage_print

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir