Ne yapınca zekâttan kaçırmış olunur?

Nazım Bey: “Bir işletmeci makineye yatırım yapınca zekâttan kaçırmış mı oluyor? Ne yapınca zekâttan kaçırmış olunur?”

Zekâttan kaçırmak, yani zekât vermeyip, zekât vereceği parayı yatırıma kaydırmak, sorulduğunda borcu olduğunu söylemek… vb. gibi yollarla sürekli ve bilerek gücünü zekât verebilir ölçüsünün (nisap miktarının) altında bulundurmak kendini aldatmaktan başka bir şey değildir.

Eskiden kimi haris Yahudilerin Cumartesi günü balık tutma yasağını delmek için uydurdukları hileden farksızdır. Yahudiler deniz kenarına balıkların kurtulamayacakları biçimde tuzaklı havuz yapıyorlar; Pazar günü olunca da balıkları avlıyorlardı. Güya Cumartesi günü avlanmamış oluyorlardı. Allah’ın gazabına uğradılar.1
Bahanelerle zekât vermekten kurtulmaya çalışmak da bundan farksızdır.
İnsanı İlâhî gazaba götürür.

BAŞKASI İÇİN HÜSNÜ ZAN ESASTIR
Fakat bunu başkası için tesbit imkânımız yoktur. Kendimiz için ise tesbiti kolaydır.
Başkası için verdiğimiz hüküm hem su-i zan, hem gıybet, hem de iftira kabiliyeti taşıyor. Çünkü:

1- Zekât vermediğini nereden biliyorsun?

2- Yatırımı zekâttan kaçırarak yaptığı hükmüne nereden ulaştın?

Böyle bir zan, su-i zan, gıybet ve iftira özelliği taşıması cihetiyle üç yönden günahtır. Dolayısıyla başkası için böyle zanlar yürütmek ve bu zanlar üzerine hüküm bina etmek yanlıştır ve dalâlettir.

Kendimize gelince, böyle işleri zekâttan kaçırmak için mi yapıyoruz, yoksa işin gereği olduğu için mi yapıyoruz; cevabı biz kendimiz vereceğiz.
Çünkü esasen ne niyet taşıyorsak hüküm de ona göre olacaktır. Meselâ zekât verme günümüz geçtiği halde üzerimize borç olan zekâtı vermeyip, zekât parasını yatırıma bağlamak zekâttan kaçırmaktır.

OKU:   Alacakların zekâtı meselesi

Ama zekât günümüz gelmeden ihtiyacımız olan makineyi almak suretiyle bir yatırım genişlemesi yaptığımızda, buna zekâttan kaçırmak demek doğru olmaz, bu bühtan olur. Çünkü her ne kadar makineye zekât düşmüyorsa da, ürettiği mala düşecektir. Netice olarak da aslında yatırım genişletmek, uzun vadede zekât kalemini genişletmek demektir. O yıl için de eğer imkân varsa zekâtı biraz genişçe hesaplamak suretiyle aradaki açı kapatılabilir.

Genişçe hesaplamak bizi vesveselerden kurtarır; hem zekâttan gözden kaçan için bir kefaret olur, hem de Allah’ın razı olduğu bir şükür ifadesidir.

Dipnot:

1-Araf Suresi:163-167.

Benzer konuda makaleler:

image_pdfimage_print

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir