Nasaraların haçlarını kim kıracak?

Malatya’dan Kadir Sarıışık: “Barla Lâhikası 136. Mektup’ta Dereli Hafız Ahmed Efendi’nin mektubunda Üstad hazretlerinin Nasaraların saliplerini ve haçlarını kırması ile ilgili rüyanın yorumundan ne anlamalıyız?”

GAYBÎ BİR RÜYA 

Rüya ile amel edilmez ve etmeyiz. Ancak söz konusu rüya Risale-i Nur’da geçmesi itibariyle ciddiye alınması ve içindeki mesajlara bakılması gerektiğine inanıyoruz.

Rüya şöyledir: Dereli Hafız Ahmed Efendi rüyasında Hıristiyan bir topluluk içine giriyor. Dilinde Kelime-i Tevhid zikri vardır. Hıristiyanlar da kelime-i tevhid çekmeye başlıyorlar. Fakat her yüz başında Dereli “Muhammed’ür Resulullah dediği halde, onlar “İsa Ruhullah” diyorlar. Onlara diyor ki: “Biz İsa Aleyhisselam’ı tasdik ediyoruz. Siz de bizim Peygamberimizi tasdik etseniz ne olur?” Onlar: “Hayır! İsa Aleyhisselâm gökten inmedikçe ve sizin peygamberinizi aşikâr tasdik etmedikçe, biz tasdik etmeyiz.” Diyorlar.

Nihayet üç kişi geliyor. Biri beyaz sakallı, diğer ikisi sakalsız! Dikkatle bakınca o sakallı Zatı Üstad Hazretlerinin simasında ve elbisesinde görüyor. O Zat, yanındaki iki kişiye emrediyor: “Şu mağarada kilitli salipler ve haçlar var! Hepsini çıkarınız!”

Hepsini çıkarıyorlar ve o Zat kırıyor. Kelime-i Tevhid getirip Peygamber Efendimiz’i (asm) tasdik ediyor. Dereli, Nasaralara:

“Bakınız! İşte İsa Aleyhisselam’ın vekili geldi.” Diyor. Nasaralar tasdik ediyorlar.1

RÜYANIN YORUMU   

Rüyada vazifeli Zatın beyaz sakalı, veraset-i Nübüvvet sırrına işarettir. Yanındaki iki kişi, nuranî cemaatine işarettir. Beyaz sakallı zatın, Nasara’nın salibini ve haç’ını kırması, Tevhid hakikatleriyle zuhur eden Risale-i Nur’un, Nasara’nın teslis inancını yıkacağına işarettir. Hepsinin Hazret-i Muhammed’i (asm) tasdik etmeleri ve Kelime-i Tevhid’i söylemeleri, Risale-i Nur’un tebliği ve irşadıyla Nasara’nın teslisi terk edip, Hazret-i Muhammed’in (asm) dinine ve Tevhide gireceğine işarettir.

OKU:   Ehl-i Kitap necat mıdır?

Böylece Hazret-i İsa Aleyhisselam semadan şahsen gelmeden önce, Risale-i Nur’un dünyayı teslis inancından kurtaracağına… Hem Müslüman’ları, hem Hıristiyanları Tevhid hakikatleri ile doyuracağına… Dinsizlik ve inkâr-ı Ulûhiyet fırtınasına karşı dünyayı ıslah ve ihya edeceğine… İslamiyet’in küresel boyutta yayılmasına vesile olacağına… Ve Cenab-ı Allah’ın tavzifi, Hazret-i Muhammed’in (asm) varisi ve İsa Aleyhisselam’ın vekili sıfatıyla görevde bulunduğuna işarettir.

Dereli Hafız Ahmed’in yorumu da şöyledir:

Bediüzzaman’ın Kur’ân’dan aldığı ve neşrettiği Risale-i Nur vasıtasıyla Nasara’nın bir kısmı İslamiyet’i tasdik edecekler. Ve Hazret-i Üstad’ın sözlerini İsa Aleyhisselam’ın sözleri gibi kabul edecekler. Avrupa’nın en muannit filozofları ve hakikî iman nurunu arayan Hıristiyan muvahhitler, İsa Aleyhisselâm’ın vasiyeti nev’inden Risale-i Nur’a sarılacaklar.

İKİ NURANÎ ŞAHSİYET  

Rüyada Mehdi ile İsa Aleyhimesselamın aynı zat olduğu söylenmiyor. Fakat her iki şahsiyetin de ahir zamanda Tevhid inancının inkâr edildiği bir dönemde peş peşe geleceği, görevin Hazret-i Mehdi’de bulunduğu, İsa Aleyhisselam’ın da dönemin nihayetinde Tevhid inancının bekası açsısından süreci teberrüken tamamlayacağı mektuptan anlaşılıyor.

Zaten Hazret-i Mehdi ile İsa Aleyhimesselam’ı tek şahısta toplayan dini bir delil de yoktur. Sıfatları da buna elvermez. Nitekim Mehdî Aleyhisselam, Hazret-i Muhammed’in (asm) ümmetinden, Kur’ân’ın i’cazını asrın idrakine sunan bir ahir zaman mebusudur. Bu görevi İsa Aleyhisselam’dan beklemek, İsa Aleyhisselam’ın sıfatına uygun düşmez.

Bu kutlu görevin sonunda Nasara İslam’a tabi noktasına gelecek, İsa Aleyhisselam da semadan şahsen nazil olacak ve kendi dininin hüsn-ü hatimesine şahitlik edecektir.2 İsa Aleyhisselamın, Mehdinin ardında namaz kılacağı rivayetleri3, Mehdî’nin dininin üstünlüğüne ve görevde önceliğine işarettir. İsa Aleyhisselam O’na tabi olacaktır.4

OKU:   Hazret-i Îsâ´nın (as) dîni ve şarap

Ne Mehdî, ne İsa Aleyhisselam geldiklerinde kendilerini izhar etmeyecekler, ancak iman nuru ile tanınabileceklerdir.5

Dipnotlar:
1- Barla Lahikası, s. 188
2- Mektubat, s. 72
3- Buharî, Enbiya, 49; Müslim, İman, 244, 245, 247; İbn-i Mace, Fiten, 33; Müsned, 2/336, 3/368; Fethu’l-Kebîr, 2/143
4- Mektubat, s. 71; Şualar, s. 619
5- Mektubat, s. 72

Benzer konuda makaleler:

image_pdfimage_print

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir