Levlake levlak hadisi üzerine

Trabzon’dan Muhammet Şahintürk: “Levlak hadisi uydurma diyenler var. Bu hadisin durumu nedir?”

HADİSİN KAYNAĞI VARDIR

Levlake levlake lemâ halaktü’l-eflâk” hadisi bir hadis-i kutsidir. Mânâsı şöyledir: “Sen olmasaydın, Sen olmasaydın, ben âlemleri yaratmazdım”  Hadis-i kudsi, mânâsı Cenab-ı Allah’a ait olup, Peygamber Efendimiz (asm) tarafından metin ve ifadeye dökülen ilâhî sözlerdendir. Hadis-i kudsîler genelde, “Allah dedi ki”, “Allah buyurdu ki” tarzında ifadelerle başlar. Çünkü mânâ doğrudan Cenab-ı Allah’a aittir. “Sen olmasaydın ben âlemleri yaratmazdım” hadis-i kudsîsi Risâle-i Nur’da birçok yönleriyle izah ve tefsir edilmiştir.1 Bedîüzzaman Hazretleri bu hadis-i kudsîden hareketle, (çekirdek-ağaç-meyve-meyve içinde yine çekirdek) misalinde olduğu gibi, Peygamber Efendimiz’in (asm) maddî ve mânevî varlığının bu kâinât ağacının hem çekirdeği, hem meyvesi hükmünde olduğunu kaydetmiş2 ve kâinatın varlık sebebi olarak Hazret-i Muhammed’i (asm) göstermiştir.3

Bedîüzzaman Saîd Nursî gibi bir hadis hafızı tarafından sıhhati sabit görülmüş ve âdetullaha uygun bir yaklaşımla açıklanmış, izah ve tefsir edilmiş bir hadis için, daha başka kaynak aramak abesle iştigal olur. Bu hadis, hadis kaynaklarında elbette yer alıyor. Hadis, Keşfü’l-Hafâ’da kayıtlıdır.4

BİZ İMAN HİZMETİ İLE MEŞGULÜZ

Eskiden mutezile akılcılıkta ifrat gitmişti, ama sahih hadisleri kabul ediyordu.  Şimdi selefiye (Vahhabiler) aklı iptal edip nakilcilikte, yani hadislerin zahirine bağlılıkta ifrat gidiyor.  Keza yine günümüzde, hadislerin belki yüzde doksanına sıhhat olarak güvenmeyen ve kabul etmeyen kimi insanların da boy gösterdiklerini görüyoruz. Belki yer yer etkiledikleri insanlar da oluyor. Aslına bakarsanız bu hadis münkirlerine nazaran, mutezile ve Vahhabiler daha tutarlıdır.  Ne yapalım; imtihan dünyası bu!  Bizim de Nur Talebeleri olarak hadisler, rivayetler ve bunların yorumları konusunda tek güvendiğimiz ve bel bağladığımız kaynak Risale-i Nur’dur.  Herkes kendi hesabıyla Allah’ın huzuruna çıkacaktır.  Biz nakillerle ve rivayetlerle meşgul değil; iman hizmetiyle meşgulüz. Bu meşguliyetle de Allah’ın huzuruna varmak istiyoruz. İhlâsımızı ve istikametimizi muhafaza edebilirsek, bu bize yeter.

OKU:   Mi’rac ve mekân

DİPNOTLAR:
1.  Sözler, s. 72; Sözler, s. 215; Mesnevî-i Nûriye, s. 38
2. Mesnevî-i Nûriye, s. 99
3. Sözler, s. 113; Lem’alar, s. 329
4. Keşfü’l-Hafâ, 2/164, H. No: 2123

Benzer konuda makaleler:

image_pdfimage_print

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir