Koronavirüs’ten Dabbetül-Arz’a

Mustafa Yaprak, Caner Aksoy, Saniye Ergün: “Koronavirüs ve bu nedenle Kâbe’nin boşaltılması kıyamet alameti midir?”

ZALİM, KADERLE SAVAŞIYOR  

Dünya kendi elinin zulümleri sebebiyle zor zamanlardan geçiyor. Aslında zalimler mazlumla değil, kaderle savaşıyorlar. Ellerindeki gücü insafsızca zulümde kullanıyorlar. Kader onların işlerine bakmıyor gibi duruyorsa da, bakmamak değil, sabırla onlara zaman tanıyor, mühlet veriyor. Ardından zulme devam dediklerinde, zulümlerini burunlarından getiriyor. Zalimi yaptığı zulüm cinsinden cezalarla yakalıyor, vuruyor, etkisiz kılıyor. Mazlumun ahını ve hakkını alıyor.

Bu hep böyle olmuştur. Koronavirüs afeti bir kader ameliyatına benziyor. Daha önce de insanlığın başından farklı farklı olmakla beraber onlarcası geçmiştir. Beşer daha ağır tokatlar yemiştir. Nuh kavmine inen tufan faciası, Semud kavminin şiddetli sarsıntı, korkunç ses ve şiddetli yıldırımla helak edilmesi1, Nemrut kavmine gelen sinek istilası, Firavun kavmine gelen çekirge salgını, bit felaketi, kan afeti, kurbağa tasallutu… Sodom ve Gomore’ye gelen kükürt ve ateş yağmuru altında helak olma felaketi, Vezüv yanardağı ile Pompei’ye gelen aniden taşlaşıp kalma afeti, Kâbe’yi yıkmaya gelen Ebrehe ordusuna gelen Ebabil kuşları felaketi koronavirüsten daha hafif cezalar değildi.

Yakın zamanlarda gelen İspanyol gribi, ebola virüsü, sars virüsü, mers virüsü, aids virüsü koronavirüsten daha ağır salgınlardı.

Koronavirüse “dabbetül’arz” dememiz için şimdilik sebep yoktur. Ancak pekâlâ beşer zulmüne kaderden bir cevap sayabiliriz.

RİSK VE KORKU BELASI  

Çünkü Çin’de otuz beş milyon Doğu Türkistan Müslüman’ı zulüm gördü, yaşama ve inanma hakları gasp edildi. Çaresiz bırakıldı. Bayramları engellendi. İbadetleri yasaklandı. Kendilerine savunma hakkı tanınmadı. Dünya ise buna seyirci kaldı. Müslüman âlem de rahatını bozmadı. Bir kınama bile işitilmedi.

Masumun savunucusu Cenab-ı Allah’tır. Seyirci kalanları da virüs bulaşma korkusuyla ve riskiyle sarması cezanın fıtratındandır.

Dünyanın başına gelen bu bela, şimdilik zulme karşı gelen bir afet gözüküyor.

Bununla beraber Kur’ân’da dabbe, canlı varlık olarak kullanılmıştır. Her canlı, mana itibariyle dabbedir. Virüs de bir canlı türüdür ve dabbe manasına uygundur. Nitekim Üstad hazretleri dabbe için “O dabbe bir nev’dir. Çünki gayet büyük bir tek şahıs olsa, her yerde herkese yetişmez. Demek dehşetli bir taife-i hayvaniye olacak…. İnsanların kemiklerini ağaç gibi kemirecek, insanın cisminde dişinden tırnağına kadar yerleşecek. Mü’minler iman bereketiyle ve sefahet ve sû’-i istimalâttan tecennübleriyle kurtulmasına işareten, âyet, iman hususunda o hayvanı konuşturmuş.”2 Diyor.

İman bereketiyle, ahlâksız işlerden sakınmaları nedeniyle mü’minlerin dabbenin afetinden kurtulacakları müjdesini veren Bediüzzaman, Kur’an’da geçen dabbenin konuşması meselesini3 bu sözleriyle tefsir ediyor.

KORUNMAK İÇİN GÜNE BEŞ DEFA ABDEST 

Tıp otoriteleri, elleri ve kolları parmak araları dâhil, dirseklere kadar sürterek bol suyla yıkayan, ağzını ve burnunu bol suyla çalkalayan, yüzünü yıkayan ve bu işlemi günde 4-5 defa dört-beş saatlik aralarla tekrar eden kimseye koronavirüsün bulaşmayacağını hatırlatıyorlar. Vücuda alınan virüsün hücrelere tutunup hastalık yapması için dört beş saat gerektiğini, bu süre içinde de bol suyla aynı işlemin tekrarlanması halinde virüsün bulaşmadan vücuttan atılacağını söylüyorlar. Ilık bir duş da tavsiye edilmektedir.

Bu bizim abdestimizdir. Abdestin ve guslün şifa kaynağı olduğunun tıp otoritelerince tescilidir. Yani koronavirüs “ibadete devam!” mesajı vererek konuşmuştur.

Öte yandan virüsten korunmak ve temizlik maksadı ile de olsa Kâbe’nin tamamen boşaltılması hayra alamet olmamıştır. Müslüman’ın yaşayan ibadetine ket vurmak ancak zındıka komitelerinin işine yarar. Havaalanlarında zaten vücut ateşini kontrol sistemi devrede değil midir?

Kâbe’ye tavaf için gelen bir Müslüman zaten abdest alıp girmektedir. Tavafın tamamen kesilmesi yerine, dönüşümlü bir temizlik sistemi kullanılabilirdi. Kâbe dışında ilave bir ateş kontrol sistemi kurulabilirdi. Alınan önlem dört gün süreyle de olsa ibadeti engelleyici olmamalıydı.

Dipnotlar:
1- A’raf Suresi: 78; Hud Suresi: 67; Hicr Suresi: 83; Kamer Suresi: 31; Fussilet Suresi: 17; Zariyat Suresi: 44
2- Şualar, s. 623
3 -Neml Suresi: 82