Kaza namazı

Umittuva rumuzlu okuyucumuz: “Çevremizdeki insanlar televizyondan duydukları ile sürekli soruyorlar ve diger insanlara da etki ediyorlar. Vakit sünnetlerinin yerine kaza namazı kilma hadisesi. Bu insanları ikna etmek güç. Vakit sünnetlerinin hükmü ve baglayıcılıgı nedir? Risalelerdeki hadis (yüz şehid sevabı) aklıma geliyor ve sünnetin önemi ortaya çıkıyor. Gerçekten de borcu olan sünnetlerin yerine kaza klıabilir mi? “

 

Esas olan namaz ibadetiyle Allah’a yaklaşmak ve Allah’a yaklaşma azmini, gayretini, himmetini, şevkini, lezzetini, niyetini sürekli kılmaktır. Daha önce de sürekli yazdık: Borcumuz varsa, öncelik borcumuzundur. Bu çerçevede verilen fetvaların karşısında değiliz. Biz ifratın, iddiaların ve dışlamacılığın karşısındayız. Yani, kaza namazı ile sünnet namazı karşı karşıya getirmenin hiçbir dini geçerliliği yok, mantığı da yok. Borcun varsa, önceliği borcuna verebilirsin. Çünkü bu, adı üstünde borçtur! Borç ödeme gayreti sünnete aykırı düşmez. Yani sünnet yerine kaza kılan inşallah yüz şehit sevabından mahrum kalmaz. Çünkü, bu da sünnettendir. Fakat kişinin bunu alışkanlık yapmaması, sünneti malayani şeyler için ve dünyanın boş işleri için terk etmemesi gerekir ve sünnet sevabından mahrum kalmaması için bu duyarlılık yeterlidir.

Fakat şu, sıkça tekrarlanan, “Borcu olanın sünneti kabul olmaz.” Hükmüne biz katılmıyoruz. Keza, “Kaza kılan sünnet sevabını alamaz” hükmüne de katılmıyoruz. Çünkü bu tür toptancı, dışlamacı, iddiacı, ifrat ve uç hükümlerin dini referansı yok, dayanağı yok, kaynağı yoktur. Din ifrattan ve dışlamacılıktan uzaktır. Din herkesi kucaklar. Din Allah için yapılan her ibadeti makbul sayar. Din, Allah için kılınan hiçbir namazı dışarıda bırakmaz! Çünkü dinde Allah’ın şefkati ve merhameti hakimdir.

OKU:   Namazda huşu

Benzer konuda makaleler:

image_pdfimage_print

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir