Kainat sarayının varlık sebebi

İsimsiz okuyucumuz: “Risâle-i Nûr’da Peygamber Efendimiz’in (asm) bu kâinât sarayının varlığı ile ilgisi nasıl açıklanmıştır?”

Üstad Bedîüzzaman’a göre, bu kâinât sarayının varlığına ve bekâsına tek sebep Hazret-i Muhammed’dir (asm).1 Cenâb-ı Hak Hazret-i Muhammed’in (asm) mübârek lisânına İlâhî beyanını ve mukaddes kelâmını, vücuduna ise en büyük nîmet olan rahmet dîni İslâmiyet’i koymuş; Hz. Muhammed’in (asm) peygamberliğini bu kâinata bir mânevî güneş yapmıştır. Cenâb-ı Hak bütün karanlıkları bu güneşle izâle etmiş, bütün nûrânî hakikatleri bu güneşle göstermiştir. Bütün şuur sahiplerini, hattâ bütün kâinatı bu güneşle bâkî hayat müjdesiyle sevindirmiştir.

Cenâb-ı Hak, Hz. Muhammed’in (asm) dînini, bütün makbul ibâdet ehlinin kemâlâtına muazzam bir fihriste ve ibâdetlerine sağlam bir program yapmıştır. Hz. Muhammed’in (asm) mânevî şahsiyeti olan hakikatini Uluhiyet tecellîlerine bir geniş âyine yapmış; zâtını insanoğluna en büyük reis ve üstad eylemiş; kendisini fevkalâde büyük ve kudsî vazifelerle beşerin imdâdına göndermiştir. İnsanları da rahmet, hikmet, adâlet, gıdâ, hava, su ve ışık derecesinde onun dînine, şeriatına ve gaybî haberlerine muhtaç bırakmıştır. 2

Zîrâ Hazret-i Muhammed (asm) Cenâb-ı Hakk’ın Rububiyet saltanatının yüksek bir dellâlı; kâinâtın gizli yaratılış sırlarının doğru bir keşfedicisi; lütûf ve merhametin parlak bir misâli; şefkat ve muhabbetin beliğ bir lisanı; bâkî âlemdeki dâimî hayat ve ebedî saadetin en kuvvetli müjdecisi ve Allah elçilerinin en sonuncusu ve en büyüğüdür. 3

Dipnotlar:

1- Sözler, s. 113.,
2- Şuâlar, s. 546, 547. ,
3- Şuâlar, s. 547.,