Ahir zamanda geleceği haber verilen Kahtani kimdir?

Adapazarı’ndan Hamit Aksoy: “Yeni Asya´da çıkan bir hadiste Kahtani’den söz ediliyordu. Kahtani kimdir?”

 

Kahtani kelime manası itibariyle “yokluktan berekete” demektir. Diğer taraftan “Kahtan” Yemen’de bir kabile adıdır. Hatta bazı nesep âlimleri Arapları Adnanîler ve Kahtanîler olmak üzere iki ana nesebe ayırırlar.

Cürhümlüler, Kahtanoğulları neslindendi. Hazret-i İsmail (as) Cürhümlüler’den kız alıp evlenmişti. Dolayısıyla Hazret-i İsmail’in (as) evlâtları ana tarafından Kahtanlılara dayanmaktadır. Bazı tarihçiler bu sebeple bütün Arapları nesep olarak Kahtani sayar.

Hadislerde ahir zamanda geleceği haber verilen zevattan veya sıfatlardan birisi de Kahtani’dir. Bir hadiste, “Kahtan’dan bir adam çıkıp insanları asasıyla sevk/idare etmeden kıyamet kopmaz.”1 buyurulur.

Keza İbn-i Asâkîr nakletmiştir ki, Kays b. Câbir, şöyle demiştir: Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurdu: “Benden sonra halifeler, halifelerden sonra umera, umeradan sonra melikler, meliklerden sonra Cebabire, Cebabireden sonra ise Ehl-i Beytimden bir kimse gelir de, O yeryüzünü adaletle doldurur. Ondan sonra da “Kahtani” gelir. Beni gönderen Zata kasem ederim ki, O, diğerlerinden aşağı değildir.”2

Böyle kıyamete yakın ahir zaman haberleri genelde kapalı ve tevil götürür biçimde gelmektedir. Dolayısıyla her tevilde sapma payımızın olduğunu öncelikle itiraf edelim.

“Kahtani” Arap soyunu ifade ettiğine göre sembolik ve müteşabih bir ifade olduğu aşikârdır. Kelime manası olan “yokluktan berekete çıkış” manasını nazara aldığımızda, Hazret-i Mehdi’den sonra gelen, Hazret-i Mehdi’nin ortaya koyduğu ilim ve meslekle hizmet eden ve Hazret-i Mehdi’nin ilimdeki bereketi ile dünyayı ihya eden şahs-ı maneviye yormak pekâlâ mümkündür. Hadiste geçen asayı ilme yormak gerekir.

OKU:   Allah tövbe edenin tövbesini kabul ettiği halde Salebe’yi neden affetmedi?

Aksi takdirde şahıslar bazında yorumlara girişmekle sağlıklı bir tevile ulaşamayız kanaatindeyiz. Doğrusunu Allah bilir.

Dipnotlar:
1- Buharî, Menakıb 7; Müslüm, Fiten 60.
2- Ramuzul-Ehadis, s. 518.

Benzer konuda makaleler:

image_pdfimage_print

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir